OPUS-MT-train/work-spm/fi-tr/val/Tatoeba.trg
2020-01-17 12:43:53 +02:00

1001 lines
33 KiB
Plaintext
Raw Blame History

This file contains ambiguous Unicode characters

This file contains Unicode characters that might be confused with other characters. If you think that this is intentional, you can safely ignore this warning. Use the Escape button to reveal them.

Tom, mezarlıklık vardiyasında çalışmayı sevmiyor.
Tom Mary ile konuşmaktan gerçekten hoşlanıyor gibi görünüyor.
Ben bir doktor değilim.
Bir kız kardeşin var mı, Lucia?
İyi fikir!
Bir padişahın altı oğlu varmış.
Onları kesinlikle özleyeceğim.
Dört kişilik bir aileyiz.
Orada durun.
O okulda iyi davranıyor ama evde sorunlara neden oluyor.
Yemeğin ardından hesabı istedim.
O gençken Fransızca öğrendi.
O Londra'da yaşamaktadır.
O çocuklara kötü davranmak istemiyorum.
Yakında çeşitli çiçekler çıkar.
Ben arabadayım.
Altın fiyatının yükseleceği kesin.
Büyük bir kalabalık başkanın konuşmasını bekledi.
Bütün gece ağlamaya devam etti.
Peynirin sütten yapıldığını bilmiyor musunuz?
Onun hikayesi doğru muydu?
George oldukça gevezedir.
Ben senin arkadaşınım, değil mi?
Tom'un büyük büyükbabası kör doğdu.
Lütfen bu raporu kopyalar mısınız?
O, oraya gitmemi tavsiye etti.
O, bana bir örnek verdi.
Üst kata çık ve yatmaya git.
Televizyonun karşısında uyudum.
Numaranı alabilir miyim?
Çok fazla bekleme.
Saatin kaç olduğunu bilmiyorum.
Tom az önce bir saç tıraşı oldu.
1956'da Atina'da doğdu.
Mary mutfak zeminini paspaslarken Tom halıyı temizliyordu.
Tom okurken ona karışma.
Burası üç yıldızlı bir oteldir; bir gece üç yüz dolardır.
Tom seninle dövüşmeyecek kadar mantıklıdır.
Tom'un kuru bir havluya ihtiyacı var.
Sen hastasın. Dinlenmek zorundasın.
O, onu telefonla aradı.
O, bana her zaman inanır.
Tom bir öğrencidir.
Başarının sırrı nedir?
Mary bütün elbiselerini kendi diker.
Konuşulmadıkça asla konuşmaz.
Geri döndüm! Oh? Misafirimiz var mı?
Sen şirinsin.
Vay canına!
Onun raporu benimkine göre üstündür.
Bir kız kardeşin var mı, Lucia?
O tavuk son zamanlarda hiç yumurtlamadı.
Genellikle bulaşıkları yıkarım.
Doktor daha çok süt içmemi tavsiye etti.
Londra'ya varır varmaz bize iki satır yazmayı unutma.
Bahçede öğle yemeği yiyorlar.
Mary'ye asla mektup yazmayacağım.
Ben Shizuokalıyım.
Bu koltuğu benim için tutar mısın?
O bir geziden döndü.
Kendisi iyi bir yüzücüdür ayrıca güzel de tenis oynar.
Arkadaşım, yeni bir saat aldığını söyledi.
Tokyo, bildiğiniz gibi,dünyanın finans merkezlerinden biridir.
Ben her zaman evde bekliyorum.
Annemi seviyorum.
Otobüs durağı oldukça kullanışlı.
Onların komşuları ile iyi ilişkileri var.
Yakışıklısın.
Tom üç saat sonra geri döndü.
Neden bana bakıyorsun?
Evler bu alanda yapılamazlar.
Paraya ihtiyacın var mı?
Hayatımı ve paramı sevdim.
Sorularınız çok doğrudandı.
Yanımdasın; şimdi her şey iyi.
Kollarım katlı durdum.
Bu sefer ben haklıyım.
Yakında taşınacağım.
Bizimle Fransızca konuşmayı denedi.
Ne okuyorsunuz?
Biraz temiz hava almak istemez misiniz?
Biz hırsızı yakalandık.
Tom suçun tek tanığıdır.
Onun öldüğünü duydum.
Boş ver!
Eminim ki ondan büyük bir şarkıcı olacak.
Raporunu bitirmesi için Tom'a biraz daha para verdim.
Eğer acele edersen yakında ona yetişirsin.
O, görüşünü söylesin.
Ne kadar süre burada olacaksın?
Keiko, sınıf başkanıdır.
Sigara içmeyi bıraktım.
Erkek arkadaşına ne aldın?
Üşütmek istemedim, bu yüzden kayak yapmaya gitmedim.
Bu, valizini bulduğum adam.
Ben fıkrayı anlamadım.
O da benim evimdeydi.
Tom dürüsttür, bu yüzden onu seviyorum.
O, bilgisayarı satın alıyor.
Finlandiya haritada.
Yürüyelim mi yoksa arabayla mı gidelim?
Test için hazırlanmak zorundayım.
Yeşil Alice'e yakışır.
O hiperaktif.
Japon ve Amerikan güçleri hâlâ acımasızca mücadele ediyorlardı.
Şemsiyeni yanına al.
Posta öğleden önce gelir.
Hazır mıyım?
Tom'un şirketindeki işçiler daha kısa çalışma saatleri talep ediyorlar.
Sen neredesin?
İyi ayakkabılarını giyin.
Ben Finim.
Sırrımı seninle paylaşmak isterim.
Yeni işimi seviyorum.
Marketin %20 lik bir hissesine sahibiz.
Ne korkunç bir adam!
Dürüst olalım!
Yarın gelemeyeceğim. Umarım bensiz halledebilirsin.
Otobüsler art arda ayrıldı.
Tom'a asla dokunmadım.
İngilizce konuşalım.
O bir yazar.
Bu beklenilebilir.
Pencereleri yıkadım.
Güvenlik en büyük düşmandır.
Bu ürün İtalya'da yapılır.
İki tane oğlum var.
George hayli geveze.
Köpeğinizin bakımını yapmalısınız.
Bugün, modern toplumda sporun öneminden bahsetmeyi planlıyorum.
Ona inanıyorum.
John elbiseleri hakkında kayıtsız.
Onun iş aradığını duyuyorum.
O, arabayı yıkamak zorunda değil.
Kağıt ilk kez Çin'de icat edildi.
Hiç bir şey olmadığı görünüyordu.
O tamamen normal.
O tamamen normal.
Geçen yıl Nagoya'da bir bisiklet yarışı düzenlendi.
Öğleden sonra yağmur yağacak.
Neden bu gemidesin?
Bu adam kim?
Baş ağrısı için bir şeyin var mı?
Hobim kayak yapmaktır.
Bunun olacağını biliyordum.
O ve ben neredeyse aynı boydayız.
Hayatımın neye benzediği hakkında bir fikrin var mı?
Pencereleri kapatmak aklına gelmedi mi?
Hesabı ödememeliydin.
Birkaç eski şarkı söyledi.
Hasta olduğunu işitiyorum.
Hikaye çok ilginçti.
Bu koltuğun meşgul olmadığını umuyorum.
Bu kitap genç okurların kapasitesi dahilinde.
Tom tezahürat yapıyordu.
O, onu kendisi denedi.
Ben aslında geveze birisi değilimdir. Sadece sana anlatacak çok şeyim var.
Ben bir mektup yazıyorum.
Tehlikeye karşı kendimizi koruduk.
Beni çalışmaktan alıkoyma.
Biz bırakıyoruz.
Bulaşıkları yıkayacaklar.
Bana bir bardak su ver.
Japonya'da yeni öğretim yılı nisan ayında başlar.
Ondan uzak dur!
Söylediğin her yerde.
Tom Mary'ye vermek için bir kamera satın aldı.
Onun on tane çocuğu var.
O, kalemini sıraya koydu.
Erkek kardeşim deneyimli bir denizcidir.
İnternet'te nasıl reklam verilir?
Lütfen zahmet etmeyin.
Çok aç hissetmiyordum.
Yeni bir ev yaptım.
Bana ofisi temizleme görevi verildi.
O, yarın gelebilir.
Favori fıkran hangisidir?
Onu yapmak istemeyebilirsin.
Biz sadece emirleri uyguluyoruz.
TV'nin sesini kıs.
Bulaşıkları yıkayacağız.
Umarım sizi rahatsız etmiyorumdur.
Onun sanat için iyi bir gözü var.
Bugün gerçekten soğuk.
Bu saatin fiyatı nedir?
Erkek gibi davran.
Eve bu kadar erken gideceğimi asla düşünmedim.
Ona engel olma.
Berber, onun saçını kesti.
Babama fotoğrafımı çektirdim.
Onu eve götür.
Onlar sanki müzikten büyülenmiş gibi sessiz oturdular.
Sana ihtiyacımız var.
Bugün ne yapacaksın?
Bana bir köpek gibi davranmayın.
Oh, sırası gelmişken: başarın için tebrikler!
Markete gidiyorum.
Müzik dinlemeyi severim, özellikle caz.
Bu yapıştırıcı plastiğe yapışmaz.
Hangi tarayıcıyı kullanıyorsun?
Tom ve Mary üç ay için rehine olarak tutuldular.
Keşke seninle orada olsaydım.
Hatalarla dolu uyduruk biçimde yazılmış bir raporu karalama.
O, iki kitap yazdı.
Bu bir Türk geleneğidir.
Onun çok sayıda kitabı var.
Bu çok iyi.
Çok sayıda insan Japonyayı ziyaret etti.
Kahve yapmamı ister misin?
Tom onları dikkatli bir şekilde izledi.
Anne ve babası onu bir yürüyüş için götürdüler.
Sadako zayıflarken, ölüm hakkında daha çok düşündü.
Burada park edemezsin.
O yeni bir şapka istiyor.
Tom bir aptal.
Önümüzdeki şubat ayında on yedi yaşında olacak.
Onu nerede yaptı?
Tom ne kadar hızlı konuşuyor!
Ben ehliyetimi bu yaz aldım.
Daha yavaş konuşun.
Bu bir kurşun kalemdir.
El ele gittiler.
Evini ona satacak mısın?
Sanırım bunu düşünmek zorunda kalacağım.
Bir çocuk gibi davranılmasına tahammül edemez.
Tom valizin anahtarını Mary'ye verdiğini hatırlıyor.
Sana katılıyorum.
Burnu kanıyor.
Sabahları saçlarımı şampuanlamam.
Salonda görüşürüz.
Sürücü belgenizi görebilir miyim, efendim?
Şu kapıyı açamıyorum.
Hiç insan yiyen bir kaplan gördünüz mü? Hayır, ama ben tavuk yiyen insan gördüm.
Kolay olmadığını biliyorum.
Zemin ıslak görünüyor.
Tom bir milyarder.
Lütfen bayrağı değiştir.
Tom şehir hayatından vazgeçmeye ve kırsalda yaşamaya karar verdi.
Dükkâna uğramaya ne dersin?
Takım elbise giydiği için göze battı.
Korkarım ki size yardımcı olamam.
O sadece İngilizce değil, Almanca da konuşur.
Tom daha önce hiç hasta olmadı.
Lütfen gelmeden önce ara.
Zenginim.
O size yardımcı olamaz.
Tom üç saat sonra geri döndü.
O onun, değil mi?
Dostluk karşılıklı anlayışla oluşur.
Şikayet etmenin faydası yok.
Bence o haklı.
Bilirsin, para kolay kazanılmıyor.
Seninle istasyonda buluşacağım.
Hazır olunca bana haber ver.
Bikinili güzel kız sahilde bir göz açıcı idi.
İşte senin çantan.
Oğlunun kazada yaralandığı haberi ona büyük bir şoktu.
Tom üç saat bekledi.
O iyi bir tenis oyuncusu.
Onlar hiç zamanında geldiler mi?
Onların bir yöne ihtiyacı var.
Amcam yıllarca yurt dışında yaşadı.
Bu kadar yeter!
Ben hayrete düştüm.
Bol bol zamanım var ama yeterli param yok.
Deniz gerçekten durgundu.
İlkbaharda günler uzar.
Tom kesinlikle Mary hakkında çok şey bilir.
Manchester United maçı 4-2 yendi.
O neden senin arabandaydı?
Gülmeyi kes!
O beni gönderdi.
Gökyüzünde binlerce yıldız görebiliriz.
Tom suçlu bulundu.
Savaşı kaybettiler.
Soğuğa dayanamıyorum.
Ağlama. Kötü bir şey yok.
Onunla ilk kez ne zaman karşılaştığımı hatırlamıyorum.
Tom odasında.
Benim kim olduğumu bilir.
Senin yardımını istemediklerinde insanlara yardım etmek zordur.
Partide Bay Kimura diye biriyle tanıştım.
Arabam şu an tamir ediliyor.
Benim evim büyük.
Buradan çıkmak istiyorum!
O, niyetinde oldukça kararlıydı.
Anlamadım.
Biraz daha sos alır mıydınız?
Önerimi dikkatlice düşün.
Tom bir trafik kanunu ihlal ettiği için bir trafik cezası aldı.
Evde değildik.
Bir gün ülkene geleceğim.
Onun hasta olduğu açıkça görünüyor.
Arkadaşlarımın arasında iki tane profesyonel şarkıcı var.
Köpek çitin üzerinden bahçeye atladı.
Arapça öğreniyorum.
Tom Mary'nin aşkını kabul ya da onu red edip etmeyeceğini bilmiyordu.
O, buluzüne bir delik açtı.
Tom ofisdeki pek çok kadınla flört etti.
Paramı unuttum.
O bir elma yiyor.
Elbisemi çıkarmalıyım.
Teşekkürler!
Hangi meyveyi en çok seversin?
Başka bir tane deneyin.
Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.
Bir öğretmen öğrencilerine karşı adil olmalı.
Erken ayrılalım.
Bence takımımızın kazanacağı kesin.
Öğle yemeğinden önce neredeyse hiç bir şey yemedim.
Çok ilginç gözüküyor.
Kazara yanlış otobüse bindi.
İngilizceden bıktım!
2539 bir asal sayıdır.
Tom kesinlikle iyi bir öğretmen.
Köylülere yiyecek sağladılar.
Bebek gibi uyuyor.
Benimle otur.
Önce Tom'u görmek istiyorum.
Üşütmüş olmalıyım.
Akşam yemeğinden önce bir içki almak ister misiniz?
Paris'te bulundum.
Benim hatam değil!
Önümüzdeki çarşamba görüşürüz.
Burnumu kırdın.
Tom onlardan daha akıllı.
Tom onlardan daha akıllı.
Bu bakımdan haklısın.
Jim, tüm gün çok tuhaf davrandı.
Artık konuşma sırası bende.
Tom geçimini sağlamak için bir kamyon sürüyor.
Bir günde altı dersimiz var.
Tartışmayı bitirdim.
Tom'un iki oğlu var, İkisi de Boston'da yaşıyor.
Yeni sınıfını nasıl buluyorsun?
Noel günü, Tom'un sağ bacağı hâlâ alçılıydı.
Zengin olduğunu biliyorum.
Dün beni parka götürdü.
Ben binanın köşesinde bir oda istiyorum.
Motorsikletler çok ucuz.
Benim mahallede yaşamaz.
Büyük gruplar halinde seyahat etmeyi sevmiyorum.
Lütfen gelmeden önce ara.
O, iki çocuklu evlidir.
Onun muhteşem konuşması domuzun önündeki inci gibiydi.
O zaten başladı.
Ona ne olduğunu bilmiyorum.
Pazar günleri her zaman boş değilim.
Kardeşlerim!
Tom, kahve fincanlarını topladı.
Bu gece suşi yemek ister misin?
Bradley bir İngiliz gökbilimcidir.
Bu, bugüne kadar gördüğüm en güzel günbatımı.
O, benimle fısıldayarak konuştu.
İngilizler tepeye tırmandı.
Kurs, dokuzda devam edecek.
Belki çok geçtir.
Çok çalışmazsan, başarılı olmazsın.
Elma çekirdeği yemem.
Seni bir yerde gördüğümü hatırlıyorum.
Tom ne zaman geldi?
Bilgisayarını bir süre kullanabilip kullanamayacağımı merak ediyordum.
Ailem olmasa, çok fazla çalışmam.
Bebek, neredeyse on dakikadır ağlıyor.
Tom kahkaha attı.
Kısa süre sonra yağmur yağmaya başladı.
Eğer herhangi bir sorun varsa sağ elini kaldır.
Üçüncü bir taraf olarak pozisyon almaya niyetliyim.
Bu, Tom'un fikriydi, değil mi?
Stadyum beyzbol hayranlarının akınına uğradı.
Küçük kız pencereyi açtı.
O sözde bilim.
İpler birlikte bağlandılar.
Tek yaşamaya katlanamam.
Yemek pişirme yeteneğiyle ilgili kendisiyle gurur duyar.
Gelecek çarşamba görüşürüz.
Onun evine giriyorum.
Bay Sato'nun odadan ayrıldığını gördük.
Hayatını gerçeği aramakla geçirdi.
Uçağımız otuz dakika gecikti.
Mike rahatsız edilmemesini rica etti.
Şehrin üzerinde bir uçak uçuyor.
Hepsi bu kadar mı?
O bir şarkıcı olarak iyi tanınmıştır.
Korkmadık.
Belgrad'ın yaklaşık bir milyon nüfusu vardır.
Şu günlerde çok yoğunum.
Sen de, oğlum.
Helsinki Finlandiya'nın başkentidir.
Tom polisler tarafından aranıyor.
Rusya ikinci bir süper güç olarak ortaya çıkmıştı.
Tıka basa pizza yedim.
Orada bekle.
Kardeşlerim!
Tom'un iki oğlu var. İkisi de Boston'da yaşıyor.
Yapılacak bir şey yok.
Neden Berberilere Berberice yazmıyorsun?
Ben Tom.
Çok geçmeden önce kar yağmaya başlayacak.
Sanırım Tom'la konuşmalıyım.
Bir sessizlik vardı.
Hepiniz davetlisiniz.
O ipek bir elbise giymişti.
Gelecek Cumartesi bir akşam yemeği verilecek.
Ne kadar süredir buradasın?
Yurtdışında eğitim görüyorum.
O ne kadar güçlü!
Kahvaltı yapman gerekiyor.
İnsan, alışkanlıklarının kölesidir.
Televizyon izlemeden önce ödevini yap.
Geçen yıl çok fazla araba kazası meydana geldi.
Annem akşam yemeği için masayı hazırladı.
Rüyalar bazen gerçek olur.
Ev iki mil uzakta.
Tom şeref ve ölüm arasında seçim yapmalı.
Yakınlarda ucuz bir otel biliyor musunuz?
Tom restorandan uzaklaştı.
Bahçedeyim.
Onun neden ağladığını bilmiyorum.
Bunun hepsinin olduğuna hâlâ inanamıyorum.
O uzun süredir hastadır.
Bu piknik için ideal hava.
Ormanda yalnız başına yaşadı.
Bütçe kesintileri bölümde bir miktar sürtüşmeye neden olmalı.
Bugün ne yapıyorsun?
Ben onu çok seviyorum.
Parkta siyah saçlı, güzel bir kadın vardı.
Bunların saçı uzun ve güzel idi.
Keşke daha genç olsam.
Dikkat et!
Benim için sürpriz oldu, o, sınavda başarısız oldu.
Hiçbirimizi tanımıyor.
Evde değiliz.
Tanışmak istediğim kişi sensin.
İş aramak için New York'a geldi.
Kot pantolonla çalışmak kolaydır.
Tom üç hafta öncesinden beri banyo yapmadı.
Beni özledin mi?
Kalbimin hızla çarptığını hissettim.
Ona güvenebilirsin. Seni yarı yolda bırakmaz.
Tom 2.30 civarında dönecek.
Tokyo Kulesi'ne giden yolu söyler misiniz?
Sigarayı bırakıyorum.
Onun çok zengin olduğunu söylerler.
Bu fabrika günde 500 otomobil üretir.
Tom işe yalnız gitmeyi seçti.
" Olabilir miydi...? Dima merak etti. Sonunda doğru Al-Sayib aldım mı?
Gökyüzü niçin mavidir?
Doktor çok fazla içmememi tavsiye etti.
Onun bir sürü kitabı var.
O, banka oturdu.
Herkes dürüst değildir.
Bana planınızı anlat.
Sevdiğiniz yemek hangisi?
Tom hâlâ yatakta.
Jim bütün gün çok garip davrandı.
Adım Tom değil.
Onun şimdi uğruna yaşamak için hiçbir şeyi yok.
Bu ilaç daha iyi hissetmeni sağlayacak.
Korkarım ki öyle değil.
Onu size bırakıyorum.
Beş artı yedi, on iki eder.
Onun amacı testi geçmek.
Ben de iyi bir ruh halinde değilim.
Kaç tane misafir var?
Her altı saatte bu ilacı iç.
Fotoğrafları güneşe maruz bırakmayın.
Şehir aç askerlerle doluydu.
İnsanlar özgürlüğü sever.
O artık burada değil.
Kahvaltınızı yapmadan önce çiçekleri sulayın.
Tom ağaçtan atladı.
Afrika bir kıta ama Grönland değil.
Unutmamak için onun adını not ettim.
Doktor sigarayı bırakmasını önerdi.
Ben araba sürebilirim fakat Tom süremez.
Tom'un fikirlerinin buralarda fazla ağırlığı yoktur.
Kimse kaçmasın.
Yüzmeyi eğlenceli bulurum.
Konuşma dinleyicileri derinden etkiledi.
Ona inanıyorum.
Bu sabahtan beri elektrik kesik.
Tom Fransızcayı benden daha iyi konuşabilir.
Almanlar salatalık yememeleri konusunda uyarıldı.
Ben sıradışı bir ses duydum.
Tom'la şimdi konuşmam lâzım.
O korkunçtu.
Ben daha ileriye gidemem.
Tom bir kazazade.
Yarın üzüm toplayacağım.
Nereye gidiyorsun?
Gitme zamanı.
Bu doğru olabilir.
Annesinden ona yeni bir oyuncak almasını istedi.
Tom Mary'ye çok iyi davrandı.
Onu bugün mü yoksa dün mü aldın?
Annem sinemaya gitmeme izin verdi.
Tom'un üç Fransızca sözlüğü var.
Anladıysam Arap olayım.
Diplomat olmalısınız.
Başka yolu yok.
Mutlu olduğun sürece umurumda değil.
Zengin tüccar çocuğu evlatlık aldı ve onu mirasçısı yaptı.
Çalışmaya devam et.
Sen gerçekten iyi bir şarkıcısın.
Herkes sanatçı olmak istemez.
Askerler silahlarla donatıldı.
Tom bir araba fabrikasında yedek parça yapıyor.
Tom Mary'ye arabasını sürdürdü mü?
Tom makinenin niçin çalışmadığını anladı.
Fransa İngiltere'nin güneyindedir.
Sen gerçekten kabasın, değil mi?
Onun dakikliğine güvenemezsin.
O, son sayfayı boş bıraktı.
Onlar bütün yıl boyunca çalışmak zorundaydılar.
Benim nabzım yavaş.
O, Tom'un dün kırdığı camdı.
Tom yüzemiyordu.
Hiç kimse onun rekorunu kıramaz.
Görünüşe göre Mary gene sarhoş.
Gece saatlerce çalışırım.
Polisi ara ve bana anlattıklarını onlara da anlat.
Tom oğlunun intihar etmesi gerçeğiyle başa çıkmada sorun yaşıyor.
Rahat bir evim var.
Seviliyorum.
Onu unut.
İyi şanslar.
Onun hakkında sıra dışı bir şey var.
O sizin için çok yaşlı.
O sadece bir kuş.
Fiyatları aniden düştü.
Çİmin üzerinde don var.
Burası çocuk yetiştirmek için harika bir yerdir.
Konuşması çok kısaydı.
Bu ilaçlardan günde üç kez alınmalı.
O köpek tam olarak bunun iki katı büyüklüğünde.
Lütfen bana sahile nasıl gideceğimi söyleyin.
Tom keşke küçük erkek kardeşim olsa.
Dün saat kaçta yattın?
Beni öyle korkutma!
O bir geziye çıktı.
Henüz taşındım.
O, yalan söyleyecek son kişidir.
Bu şarkıyı daha önce duyduk.
Paraya ihtiyacın yok.
Bugün ne yapmak istiyorsun?
Gelecek yıl Hawaii'ye gidiyorum.
O, protesto etmek için ağzını açmadı.
Onun o konuda söyleyecek bir şeyi yoktu.
Bunların hepsi birbirine benziyor.
Tom tek başına gitmek istemiyor.
Tom biraz yorgun gibi görünüyor.
Oğlu kesinlikle başarılı olacak.
Tom kara büyü uyguluyor.
O, hiçbirimizi tanımaz.
Odadaki insanlar bir şey söylemedi.
Tom başka ne yapacağını bilmiyor.
Bu meydan okumadır.
Raporuma göz atacak mısın?
Konu hakkında seninle özel olarak konuşabilir miyim?
Tom'un evi terk ettiğini biliyor muydun?
Kaç tane kitap okudun?
Bisiklete binmeyi öğrenmek üç ayını aldı.
Tom Mary'nin ne kadar bagaj almayı planladığını merak etti.
Tom beyzbol takımı kurdu.
Öğretmen öğrencileri ciddi olarak azarladı.
Dün havamız kötüydü.
Sadece aptalca şeyler söyledi.
Bizi bekle.
Onu fark etmeden hızla geçti.
Bu CD benim, değil mi?
Bir F-14 ABD Hava Kuvvetleri uçağıdır.
Ateşim var.
ıkları açtım.
O kurban değil.
İsminizi alabilir miyim?
Mike, iyi beysbol oynayamaz.
Gökyüzü neden mavidir?
Ben atalarımın kim olduğunu bilmiyorum. Bizim evraklar Nuh Tufanı sırasında kayboldu.
Bu doğru değil.
Tom ne kadar hızlı konuşuyor!
Yaşasın!
Başkan savaş olacağından emindi.
Kaç tane kurşun kalemin var?
Konuşurken lafımı bölme.
Daha iyi bir iş arıyor.
Tom bu kadar erken kalkmak zorunda değildi.
Anahtarımı unuttum.
Tom dur-işaretinde durduğunda, motoru durdu.
"Tamam, pekala," Willie nihayet kabul etti.
Seyahat etmenin en iyi yolu nedir?
Onu götüremezsin.
Hiçbir şey söyleme.
Sırrımı bilmek ister misin? Çok basit...
Maaşını aldığı gibi hepsini harcadı.
Çok zamanım yoktu bu yüzden makaleye sadece göz gezdirdim.
Başkasını dene.
Amerika yoluyla Avrupa'ya gittim.
Birkaç turistik eşyayı geri getirdi.
O ne tür yasayı uyguluyor?
O ona sigara içmeyi azaltmasını tavsiye etti fakat o yapabileceğini düşünmüyordu.
Tom Mary'den hoşlanmıyordu.
Tom'un sohbet odalarında gerçek ismini vermeyecek kadar aklı var.
Televizyonu açmamın bir sakıncası var mı?
Mississippi nerede?
Deneyebiliriz.
Geçen perşembeden beri yağmur yağıyor.
Bir maymun için ağaca tırmanmak kolay bir şeydir.
Onun konuşması coşkulu alkışlarla karşılandı.
Benim adım Tom ve ben bir alkoliğim.
Doktor Tom'a içkiyi bırakmasını tavsiye etti.
O, makineyle ilgili bir açıklama yaptı.
Onlar bizim misafirlerimiz.
Çocuğun var mı?
O savaş istemiyordu.
Bazı kadınlar kadınsıdan daha çok erkeksi görünüyor.
O genç bir adam tarafından soyuldu
Bu ağaç diğerlerinden daha büyük.
Biz köpeğimizi günde üç kez besleriz.
Anahtarlarını buldun mu?
Çocuğun zekasına şaşırdım.
O nerede?
Genellikle yediden önce yemek yeriz.
Burada fare var! Kediyi çağır!
Belki o iyi bir öğretmen olacak.
Karaoke barda soju içtik.
Nehir göle akmaktadır.
Lisa'nın Stan'a karşı bir kini var.
Dilini anlıyorum.
Henüz akşam yemeğini yedin mi?
Onu görmüyorum.
Hoş geldin!
Zamana ayak uydurabileyim diye her gün gazete okurum.
Tom onu henüz bilmiyor fakat işten çıkartılacak.
Gidebilirsin.
Hayır, hepsi bu.
Parasını, ailesini ve arkadaşlarını kaybetti.
Uyumak istiyorlar mı?
Tom ile sohbet ettim.
Bugün sıkıcı bir gün.
Fiyatlar yükseldi.
Harika!
İşini kaybetti.
Onu pratiğe koymayı zor buldum.
Kilondan memnun musun?
Amerika, göçmenler ülkesidir.
Sürpriz!
Bugün hava biraz soğuk.
Hapishanede kocasını ziyaret etti.
Partiye gidersem, birkaç şişe şarap alacağım.
Roma bir sürü antik yapılara sahiptir.
Defol git evimden!
Ben iki bilet istiyorum, lütfen.
Sana bir mektup gönderdim.
Deniz yoluyla geldi ama havayoluyla gitti.
O şemayı bana açıklar mısın ?
Köpek beyaz.
Onunla şahsen tanışmadım fakat onu tanıyorum.
Yarın izinli olacak.
Harika hissediyorum.
Sen ölürsen herkes ölür.
Görünüşe göre fırtına dindi.
O bir elma yiyor.
Doğru şeyi yapmak zorundayız.
Onun iki arabası var.
Bir Picasso olmak isterim.
Bana yardım edersen seni akşam yemeğine davet ederim.
O, yaşlı bir adamın yolu geçmesine yardım etti.
Dükkân bugün kapalı.
Sadece bir kelime bir kişiye zarar verebilir.
Sen harikasın.
Geç kalmayacağıma dair sizi temin ederim.
Tom neredeyse her yere baktığını söylese bile Mary'yi bulamadı.
Yer güzel.
Telefon kodunu biliyor musun?
Tom bir yıl Şikago'da yaşadı.
Bir aptaldan başka hiç kimse ona inanmazdı.
Ben bilmiyorum.
Ona bir şey borçlu değilim.
Bu kadar güzel olacağı aklıma gelmezdi.
Almanca konuşmuyorum.
Kardeşlerim!
Belçika'da hangi dilleri konuşuyorlar?
O kadar hızlı değilim.
Sen bizim tek umudumuzsun.
Televizyonun senini kıs.
Onu herhangi bir kitapçıda alabilirsin.
John nehir boyunca bir yürüyüş yaptı.
Bu sözcüğü telaffuz etmek zordur.
Artık üç çocukları var.
O derhal uyudu.
Seni daha önce hiç böyle görmemiştim.
Su olmazsa kısa zamanda ölürüz.
Orada duran kız kimdir?
Oraya gitmemi tavsiye etti.
Hepiniz ırkçısınız.
Geçen yıl Sasayama'da yaşadın mı?
O bir milyonerle evlenmek istiyor.
Benim adım Andrea.
Hiç paran yok.
Tren henüz gelmedi.
Mektubuna cevap vermedim, çünkü meşguldüm.
Hayatı tehlikede.
İki yarışı da kazanıp kazanmayacağını merak ediyorum.
Mektubu postalamak için postaneye gitti.
O, Londra'ya gitti.
Tom dün gece kütük gibi uyudu.
Ben kendim burada bir yabancıyım.
Ben senin yönlendirdiğin insanlara direnemedim mi?
O şok nedeniyle hayatını kaybetti.
Tom bizim ön bahçemizdeki ağacı balta ile kesti.
Yağmur yağacak.
Öğretmen bize ödev verdi.
Çok acıkmıştım eve geldiğimde.
Ne kadar büyük?
Tom tehlikelidir.
Geleceği düşünmeden edemiyorum.
O doğuştan bir sanatçı.
Başkan Roosevelt yardım etmeyi kabul etti.
Hiç para kalmamış gibi görünüyor.
Olay hakkında yalan söylemekle suçlandı.
Bekle.
Maria giysiler için çok fazla para harcıyor.
Yağmur yağmıyorsa, Tom her zaman okula kadar yürür.
Tom Amerika'daki birçok insanın niçin beyzbolun futboldan daha ilginç olduğunu düşündüklerini merak etti.
Tom'un hâlâ Mary'yi sevip sevmediğini merak ediyorum.
O, sanki bir şey bilmiyormuş gibi davrandı.
Onun güvenliğinden endişe ediyor.
Tom Mary'nin uyarısına aldırmadı.
Bir VIP geçişi aldım.
Sebebini bilmek istiyorum.
Mary ve John dışında odada kimse yoktu.
Günler uzuyor.
O konuşamadı, çok kızgındı.
Ne kadar çok dikkatli olursan o kadar az hata yaparsın.
Tom çok becerikli değil, değil mi?
Biraz su ısıt.
Ben bir şişe coca cola istiyorum.
Gömleğimi yıkadım.
Bana da aynısından lütfen.
Ben, bunu Japonya'ya fakslamak istiyorum.
Gerçekten seni görmeye can atıyorum.
Kediler, karanlık yerlerde bile görebilirler.
O, kırk yılda bir haklı.
Onun hastalığına dikkat etmelisin.
Su olmazsa, kısa sürede ölürüz.
Asla kör bir adamın kolunu tutmayınız. O sizinkini tutsun.
Sınıf dört gruba ayrıldı.
İyi görünüyorsun.
Mireille Mathieu, Fransa'nın en iyi şarkıcılarından biridir.
Tom, Mary ile golf oynamak istediğini söyledi.
Tenis oynamak onun hobisidir.
Kahvaltı ne zaman servis ediliyor?
Onu henüz görmedik.
Bir zamanlar bir yıldız kayması gördüm.
Bu günlerde iş bulmak zordur.
Odada bir sürü insan vardı.
O bana ilginç bir hikaye anlattı.
Tom genellikle sosisli sandviçlerinin üzerine hardal ve ketçap koyar.
Dosyayı gördüm.
Saat 14:00.
O, Harvard'a kabul edildi.
Doktor çağır!
Tom haftada en az üç kez banyo yapar.
Bu bir şaka mı?
Bulaşıkları yıkama sırası sende. Dün ben yıkamıştım.
Bir riske gireceğini söyledi.
O, dokuzdan beş otuza kadar çalışır.
O yürüyüş yapmayı sever.
Gelecek ay taşınacağım.
Şaka yapıyordum.
Arabadayım.
Tom bunu hatırlamalı.
Bir içki al.
Pazar günü sık sık balığa giderdi.
Jeff bir iş bulmadan önce üç ay boyunca kaldırımları arşınlamak zorunda kalmıştı.
En sevdiğin meyve nedir?
Facebook'ta kalmaktansa dışarı gitmeyi tercih ederim.
O, her sabah gazete okur.
O, parasını hisse senetlerine yatırdı.
İnsanlar işbirliği yaptığında daha fazlasını elde ederler.
Nereye taşındın?
Kaza için sen suçlanacaksın.
Üniversitedeki hayat anlamlıdır.
"Teşekkür ederim." " Rica ederim."
Sen Tom değil misin?
İngiliz alfabesinde kaç tane harf var?
Hiç iyi haberin var mı?
Hiçbir şey olmadı.
Canım biraz temiz hava almak istiyor.
Kararı kırmızı arabadan yana oldu.
Şerefe!
Bu kitap, anadili Japonca olmayan öğrenciler için.
Deprem evleri salladı.
Sormadık.
Ben Kanadalı değilim.
Bildiğim kadarıyla, o asla zamanında gelmedi.
O, siyahların şiddet olmaksızın eşit haklar için mücadelelerini kazanabileceklerine inanıyordu.
Diğer insanların işlerine karışmayın.
Fransızca okumak istiyordum.
O gerçekten akıllı, değil mi?
O onunla evlenmek için söz verdi.
Tabağındaki her şeyi yesen iyi olur.
Tom'un benzini bitti.
Geçen haftadan beri yatakta hasta yatıyor.
Tom Japonca eğitimi için Japonya'ya gitti.
Dün sabah hava çok soğuktu.
Onun parası yoktu ve herhangi bir yiyeceği alamıyordu.
Onun keskin bir dili var.
Nancy asla zamanında varmaktan geri kalmaz.
Ben bir Daily News aldım.
Tom mutlu gibi davranıyordu fakat derinlerde üzgündü.
Onun adı yakında unutulacak.
Yedek bir gömleğim yok.
Tom seni affetti mi?
Sözlere değil, eylemlere ihtiyacımız var.
Birçok ülkede, Arap ülkeleri ve İsrail hariç genellikle Cumartesi ve Pazar, hafta sonu günleri olarak ilan edilmiştir.
"Teşekkür ederim." " Rica ederim."
Bana bir Japon gazetesi getirir misin?
O benim arkadaşım.
Tom ve Mary'nin iyi bir ilişkisi yoktur.
Devekuşları uçamaz.
Domuzların önüne inciler atmayın.
Tom üç saat sonra geri döndü.
Çok yaşa Sovyetler Birliği!
New York'un caddeleri çok geniştir.
Günaha karşı boyun eğmemelisin.
Bu gürültü nedir?
Tom ceketini dolaptan aldı ve onu giydi.
Sigara içmek öldürebilir.
Tom Fransızcayı neredeyse İspanyolcayı iyi konuştuğu kadar iyi konuşabilir.
Bir taşla iki kuş vurmak.
Aslında, Grant kabul etmedi.
Oraya ulaşmak için uzun bir yol yürümek zorundasın.
O, bana kız kardeşini tanıttı.
Lastik hava sızdırıyor.
İyi akşamlar, nasılsın?
Kuşlar yumurtlar.
Siparişiniz hazır.
Bir kitap alıyorum.
Antalya'da yaşıyorum.
Bu binada büyük bir ofisi var.
Uçuş JL 123 için bagajı nerede bulabileceğimi bana söyleyebilir misiniz?
Tom'un üç kız kardeşi var.
Bir bakıma, yanılıyorsun.
O, tepede duruyor.
Daireyi kiraladık.
Tom Mary'nin çok sayıda üvey çocuklarından sadece biriydi.
Bisiklet benim.
Benim bir vizem var.
Eski lastikleri yenileriyle değiştir.
Herhangi bir açıklama yapılmadan kovulduk.
Arabayı yıkadı.
Tom henüz ziyaretçi kabul etmek için hazır değil.
Birinin haklı diğerinin hatalı olduğunu gerçekten söyleyebileceğimizi sanmıyorum.
Fırsatını bulduğunda bu filmi izlemelisin.
Lütfen bu gerçeği aklında tut.
Gülme!
Bu onun çalıştığı ofistir.
Onun aleyhinde söyleyecek bir şeyim yok.
Don ürünlere çok zarar verdi.
Toby fıkra anlatamaz.
Onu yıkadım.
O hasta olmalı.
Bir fare gördü.
Çok çalışmazsan, başarılı olamazsın.
Çok şaşırmıştım.
Bu seni ilgilendirmiyor, Tom.
Neden Fransızca çalışıyorsun?
Birazcık daha sabırlı olsaydın yapbozu bitirebilirdin.
O on çocuğa sahiptir.
Bu mektubu kim yazdı?
O gözyaşlarına boğuldu.
Bir Bloody Mary istiyorum.
O ragbide iyidir.
Bu sabah çok erken kalktım.
Ben o konuda hemfikirim.
Restoranda "Hoş geldin" partisi yapıldı.
Önerinin lehinde mi yoksa aleyhinde misin?
Parkta heykeller var.
Bu ne kadar değer?
Keşke biraz daha spontan olsam.
Tom şimdi işsiz.
Köpeği kapının arkasından çıktı.
Onun konuşması çok kısaydı.
Bebeğini kollarının arasında tutdu.
Otel nerede?
O hasta görünüyordu.
Çiçekleri niçin satın aldınız?
Tom patron için bazı belgeleri çevirmekle meşguldü.
Seni seviyorum.
Yiyebilir miyim?
Onu vuracağım.
Vietnam'da olanlar kötü bir rüya gibiydi.
Kim bırakıyor?
Keşke senin evine yakın yaşayabilsem.
Ona hâlâ Tokyo'da yaşayıp yaşamadıklarını sor.
Birisi sırtıma vurdu.
Marco'nun arabasının adı "Thunder Giant"tir.
O, bu ıssız yerde tek başına taşıyor.
Tom ayaklarını yıkadı.
Kız bana bir kırmızı beyaz gül getirdi.
Daha sonra ne yaparız?
Görevimi yapabildiğim en iyi şekilde yerine getireceğim.
Bitireyim.
Tom kim, atlet olmak kim!
Her şahıs tek başına veya başkalarıyla birlikte mal ve mülk sahibi olma hakkına sahiptir.
Anlıyorum.
Onlar mutfakta konuşuyorlar.
Bu kitap yeni.
Cuzco, dünyada en çok ilgi çeken yerlerden birisi.
Mary'ye bir kart gönderdi.
Tom etkilendi.
Savaş beş yıl sonra başladı.
Tom'un emirlerini uyguluyorum.
Bazı insanlar hükümetin oldukça çok fazla gücünün olduğunu düşünüyor.
Bir çocuk bile onu yapabilir.
Ödevini yaptıktan sonra televizyon izledi.
Kitapları burada bırakıyorum.
Bu cümleyi çevirmeyin!
Lütfen içme suyunun saf olduğundan emin ol.
Mektup Bill tarafından yazıldı.
Neden çiçek resmi yapıyorsun?
Çocuklar tepeden aşağıya yuvarlandılar.
Senin yerin mi yoksa benimki mi?
Onun bütün söylediği doğrudur.
Üzgünüm seninle aynı düşüncede değilim.
O beni affedecek.
En geç saat beşte istasyonda olmalısın.
Onun yüzünü bir an gördüm.
Hava düzeldi.
Yalnız çalışmayı grup içinde çalışmaya tercih ediyorum.
Yazı sever misin?
O bakışlarını kaçırdı.
O dinlemiyor.
Bu kitabı daha önce okudun mu?
Olduğundan daha kötü gözüküyor.
Biraz daha bira alır mısınız?
Dün gece bir mektup yazdım.
Sonra görüşürüz!
Kaza için onu suçlayamazsın.
Onun bir araba alması için yeterli parası yok.
O, daha sonra fikrini değiştirebilir.
Burada bekle.
Rock müziği seviyorum.
Tom yalnız seyahat etmek için çok genç.
Her gün onu kullanıyorum.
Görünüşünden onun hasta olduğunu anlayabiliyorum.
Soğuk almış olmalıyım.
Bir gün beni unutacaksın.
Kayboldum.
Öğrencilerinden hiçbirisi soruyu çözemedi.
Dustin Moskovitz, Yahudi bir girişimcidir. O, Facebook'un kurucularından biridir.
İki oğlumuz var.
O hislerini gizlemez.
Tom baharatlı yiyecek seviyor.
Lütfen buradan yürür müsünüz?
Seni havaalanında karşılayabilirdim.
Tom her zaman geç kalır.
Jack arabanın tekerleğinin nasıl değiştirileceğini bana anlattı.
Gösteriden hoşlanacağınızı umuyoruz.
Onun saçı uzun.
Televizyonu kapat.
Yüzme havuzu halka açık.
Almancayı anlamıyorum.
Telefon numaranızı alabilir miyim, lütfen?
Deli olmadığımı biliyordum.
O, bir aktris ile evlendi.
O bir fare gördü.
Ken gömleğini ters giymişti.
Daha önce hiç mango yememiştim.
Bunu ayrı olarak sarar mısınız, lütfen?
John şu an ne yapıyor?
Bebek beşikte uyuyakaldı.
Talih yüzüne güldü.
Sabah bir uçuş var mı?
Maalesef şimdi gitmek zorundayım.
Ben deli değilim!
Ann'e kim telefon etti?
Son on yıldır temiz bir geçmişi var.
Kulağa hoş geliyor!
Bu, söylediğim en aptalca şey.
Orada yaşamayı imkansız bulacaksın.
Ben taşındım.
Neden bu kadar pahalı bir sözlük aldın?
Tom neredeyse her akşam evdedir.
Trafik ışıkları her zaman çalışır.
Ben Roma'da yaşadım.
Ağlamamaya çalıştım.
Geçen ay ziyaret ettiğim bu hastaneydi.
O, fakirlerin bir dostudur.
Pilot uçağı uçurdu.
Toplantımız nadiren zamanında başlar.
O neredeyse konuşamıyor.
Çok yorgun görünüyorsun.
Bu motorsikletin ne kadar olduğunu bilmiyorum.
Ayakkabılarınızı çıkarmanız gerekmiyor.
Zor kurtuldum.
Merhamet için hakime yalvardı.
O onu açıklıyor.