OPUS-MT-train/work-spm/es-tr/test/Tatoeba.trg
2020-01-17 12:43:53 +02:00

5001 lines
150 KiB
Plaintext
Raw Blame History

This file contains ambiguous Unicode characters

This file contains Unicode characters that might be confused with other characters. If you think that this is intentional, you can safely ignore this warning. Use the Escape button to reveal them.

O, evlendiğinde kaç yaşındaydı?
Tom parasının bittiğini fark etti.
Jones, Amerika Birleşik Devletleri'nde doğdu.
Biz konuşmuyoruz.
Bu o kapıyı açan anahtar.
Önce Tom'a sormalıydım.
Tom'un söylediği bu değil mi?
Jane, Mary kadar uzun değil.
Çocukken her pazar kiliseye gittim.
Niçin koşuyoruz?
Her şeyin bir zamanı vardır.
Norveççe öğreniyorum.
Burada yapılacak hiçbir şey yok.
O asla yalan söylemez.
O bisiklet süremez mi?
Bugün doğum günüm.
Ayrılmadan önce ateşi söndürdüğünden emin ol.
O daha genç görünmek istiyor.
Geçen Pazar nereye gittin?
Saat üçte sizi arayacağım.
Uzakta bir kuş gördük.
Ekvatorluyum.
Tom öldü, değil mi?
Lütfen San Francisco'ya git.
Biz erkek kardeş ve kız kardeşiz.
Oy vermek için hazırım.
Buna bakmanı istiyorum.
Sanırım kahvaltı günün en önemli yemeği.
Tom yeni gitarı ile mutlu.
Seni çok sevdiğimi biliyorsun, değil mi?
Bu benim annemdir.
YouTube'da çok fazla reklam vardır.
Tom, seninle konuşmam gerek.
Estonya'yı ziyaret etmek istiyorum.
Neden burada kalmıyorsunuz?
Bir çocuk var.
Judy'ye bir mektup yazmayı planlıyorum.
Mary'ye asla mektup yazmayacağım.
Ben tuzağa düşmeyen tek kişiydim.
Neden Türkiye'ye gitmek istiyorsun?
Onun önerisini kabul etmek zorunda kaldım.
Sevgilin kim?
Tom evde mi?
Ona cevap verme.
Seni gördüğüme mutluyum.
Kayak yapabilirim.
Başka hiçbir şeye ihtiyacımız yok.
Neden Tom'dan nefret ediyorsun?
Mutlu olduğunu umuyorum.
Bir sorunum var.
Ben üzgün değilim.
Neden gitmek zorundasın?
O, teşekkür bile etmedi.
Lütfen şişeyi aç.
Biraz jambon ye.
Oraya gitmemi tavsiye etti.
Her nasılsa, beni mutlu etti.
Jackson sekiz yıl daha yaşadı.
Merhaba, Susan. Nasılsın?
Hata ne zaman meydana geldi?
Onun ne demek istediğini anladın mı?
En sevdiğiniz kuş nedir?
Tom liseyi bıraktı.
Niçin birisi Tom'a yardım etmedi?
Kolun acıyor mu?
Nehirde balık tutmaya gittim.
Fransızca ev ödevimi yapmayı az önce bitirdim.
Başkan "Tabii ki ideallerim için ölmeye hazırım, "dedi.
Benimle gurur duyuyor musun?
Tom bekliyor.
Bu iyi.
Şu çiçeklere bakıyorum.
Onlar çok ünlü insanlar.
Bunları sana veremem.
Yorgunum. Dışarı çıkmadan biraz dinlenmem lazım.
Ona kim yardım eder?
Kitap nerede?
Tom sınıfında en uzundur.
Onunla sık sık otobüste konuşurum.
Mike ve Ken arkadaşlar.
Birçok aile TV izlerken akşam yemeği yerler.
Kapıda bir adam göründü.
Sence Tom aç mı?
Kitap burada.
Çin'den geldim.
Sanırım Tom gitti.
Partide bir konuşma yapmak zorunda.
Ben yalnız yaşamayı tercih ederim.
O, genç olamaz.
Önemli olan yanımda olmasıydı.
Tekrar oturmalıyız.
O, Tom'un annesi.
Ben bir banyo yapmak istiyorum.
Bunu niçin yaptın?
Tom onunla ölmemizi istiyor.
Bu bardakta su var.
Biz onları kazandırdık.
Bir problem görüyorum.
Otuz mesajınız var.
Kitabı kime vereceksin?
İşte benim apartmanın anahtarı.
Onu öldürmek istedim.
Tom çay yapıyor.
Tom mektubu Fransızcaya çevirdi.
Tom haberi Mary'ye söyleyeceğine söz verdi.
Ben ona biraz para vermeye çalıştım, ama o hiç almadı.
En geç Pazartesiye kadar dönecek.
Tom gözlerini kapayıp müziği dinledi.
Henüz yemedik.
Tom ve Mary ile gideceğim.
O, yarın öğleden sonra tenis oynuyor olacak.
Yürümeyi tercih ederim.
Bundan biraz ister misin?
Kaza iki yıl önce oldu.
Hata yapmayacaksın.
Tom evde kalacak.
O çok şüpheci.
Ben şimdi bu konuda konuşamam.
Allan bir şairdir.
Ben çok basketbol izlemem.
Onu boşuna kandırmaya çalıştım.
Bana gülüyor musun?
Bana hiç sormadın.
Sizi tanıyor muyuz?
Bir arkadaşımı görmeye gittim.
Tom oraya nasıl gideceğini bilir.
Onun ne söylemeye çalıştığını anlıyorum.
Akşam yemeği için teşekkürler.
Bu kurallara aykırıdır.
Neden beni dinlemedin?
Tom durmak ve düşünmek istedi.
Bir daha asla!
Kimse hatırlamıyor.
Onun iki yıl önce öldüğünü bilmiyor muydun?
Saati görmüyor musun?
Hadi dünyayı ele geçirelim!
Beni öldürmeye çalışıyorsun.
Bana yardım edemezsin.
Onun evi köprünün diğer tarafında.
Tom, yüzmeyi de seviyor.
Tırmanışımız zor olacak.
Şu kadınları nerede gördün?
O Arapça konuşuyor.
Tom en kötüsü için hazır.
Onun nasıl yapılacağını bana göster.
Ne söyleyeceğimi bilmiyordum.
Benimle konuş!
Keman çalabilir misiniz?
Nereden başlayacağımı biliyorum.
O, treni yakalamak için yeterince şanslıydı.
Matematiği seviyorum.
Uzun süre Tom'la çalışıyorum.
Benden babana selam söyle.
Suşiden nefret ederim.
Halam bana bir albüm verdi.
Tom ile kal.
Ev ödevini birlikte yapalım.
Ofiste ara veremem. Müdürün beni görmesini istemiyorum.
Ankara bir günde inşa edilmedi.
Tom'un mutlu olacağını düşündüm.
Onun kibrinin sınırı yok.
Çocuklarınız uzakta olduğu için, bir sürü boş zamanınız olmalı.
Onu nasıl yapabildin?
Tom'un bunu yapmasını kim söyledi?
Bu son sözün mü?
Ben, 22 yaşında bir adamım.
Bahçedeki nedir?
Böyle güzel Fransızca konuşmayı nasıl öğrendin?
İstersen, bu öğleden sonra beni arayabilirsin.
Taro, 10 yıldır Obihiro'da yaşıyor.
Sen esnek misin?
Çince yazıyorum.
Karım yemekleri iyi pişirir.
Bu asla bitmeyecek.
Kutuyu boş buldum.
Yarın sabah saat sekizde seni arayacağım.
Korkarım ki yardım etmek için yapabileceğim çok şey yok.
Ona ihtiyacın var.
Esperantoda sayı saymak çok kolaydır.
Bekle ve gör.
Gerçekten kazanmak istiyor musun?
Japonya hakkında çok şey bilmez.
Yarın kar yağmaya başlayacak, bir hafta boyunca sürecek.
Bunu görmek istemiyorum.
Tom, ilk varanlardan biriydi.
Benim değil.
Sütle şekeri karıştırdı.
Tom bana bunu verdi.
Kalkmama yardım et.
Herhangi bir kadına sor.
O onun için çok yaşlı.
Kötü alışkanlıklardan kurtulmak kolay değildir.
Jane mutlu değildi.
Bu kamera ile ne yapacaksın?
Sen de o kadar önemli değilsin.
Mary ile konuştuğumu Tom'a söyleyemem.
Tom Mary'ye yardımcı olmak için evde kalmak zorunda değil.
Tom'u öldürmedik.
Tom'un birçok düşmanı var.
Tom Mary'yi evine davet etti.
Bugün ne yapmak istiyorsun?
İki kez Boston'a gittim.
Arkadaşlarım tenis oynamazlar.
Kazandığım para Mary'nin kuaför parasına yetmiyor.
Bunlar bugünkü konuşmamın ana hatları.
O ondan hoşlanmaz.
Sen dikkatsizsin.
Erkek arkadaşımı çalmaya çalıştı.
Başım çok ağrıyor.
Tom bizi incitmek istemez.
Tom öldükten sonra, Mary ebeveynlerinin evine geri döndü.
O benim öğrencimdi. Şimdi çocuklarıma ders veriyor.
Allah'tan ve hata yapmaktan korkuyorum.
Onu dinlemeyin.
Mike'ın Florida'da birkaç arkadaşı var.
Ben senden daha güzelim.
Buradalar.
Kedi fareyi kovaladı ama onu yakalayamadı.
Ben her zaman aç hissediyorum.
Karar kolaydı.
Ülkenin ekonomik durumu kötüleşti.
O günden güne daha da güzelleşiyor.
Elmalarını yiyorlar.
Tom için önemli bir mesajım var.
Çantamı kaybettim.
Şarkı söyleyeceğim.
Hobilerden bahsetmişken, pul toplar mısınız?
Bu hafta meşguldüm.
Okul nasıl?
O, beni bir sürü sorundan kurtaracaktır.
Hastanenin arkasındaki o bina nedir?
Şehir uyuyordu.
Film kitap kadar ilginç değildi.
Seni çok fazla özledim.
Hiç kimse cevabı bilmiyor.
Senden korkmuyorum.
Süpermarket açık.
İtalya'da kalıyorum.
Yerli bir konuşucu ile üç yıl Fransızca çalıştım.
Bizim bir şişe meyve suyuna ihtiyacımız var.
Burada büyük bir park vardı.
Tom Mary ile birlikte gitti.
Dün neden gelmediniz?
O, beyzbolu çok sever.
Erkek kardeşim benim gittiğim aynı okula gidiyor.
Tom'un sorunu nedir?
O bugün evde.
Onunla trende karşılaştım.
Esperanto konuşan birçok arkadaşım var.
Tom ne yaptı?
Kahve soğuk.
Bizimle birlikte göle gitmek ister misiniz?
Tom herhangi bir partiye gelen ilk kişi olmayı sevmez.
Bitirmeme izin ver, tamam mı?
Hiçbir şey değişmedi.
O şey senin mi?
Sen Mary'ye bütün hikayeyi anlattın.
Tom daha az konuşmalı.
Midem acıyor.
Dün gece Boston'da kar yağdı.
Tom sadece kahve içer.
Çince yazmayı bilmiyorum.
Kedi şimdi yanımdan geçip gitti.
Artık onu yapmayacağım.
Bize ne düşündüğünü söyle!
Alice'i sevmiyorum.
Niçin bu kadar üzgünsün?
Bu kasabada eski bir kilise var.
Şimdi gitmeliyim.
Aradığım anahtarı buldum.
Çok teşekkür ederim!
Onlar Paris'te mi?
Cennete nasıl gidebilirim?
Zor bir gün geçireceğim.
Dün eski bir arkadaştan bir mektup aldım.
Onu söyledim mi?
Yardım için arıyorum.
Tom bilmediğini itiraf etmek istemiyordu.
Sizden haber almayı umuyorum.
Özür dilemelisin.
Berlin'de miydiler?
Bu otobüs Minsk'e gidiyor.
Bir ev görüyorum.
Umarım hepinizin geçen seneye ait güzel anıları vardır ve gelecek sene de iyi zamanlar geçirirsiniz.
Üç kilo aldım.
Tom'un tek başına oraya gitmeye niyeti yoktu.
Ben matematikte iyi değilim.
Pazar günleri çalışmak zorunda değilsin.
O varken kendimi güvende hissettim.
Odada bir adam var.
Canım kimseyle konuşmak istemiyor.
İsa onlara cevap verdi.
Cevap vermek zorunda değilsin.
Hâkim istemeden güldü.
Neden kızgınsın?
O gördüğüm en büyük kedi.
Daha iyi olacağına inanıyorum.
Sessiz olduğun sürece bu odada kalabilirsin.
Tom seni arıyor.
Gözde küfürün nedir?
Tom'a ne söylediğini biliyorum.
Esperanto dünyanın 120 ülkesinde konuşulur.
Ben kolayca ağlamam.
Tom'a kim söyleyecek?
Bana biraz analjezik verin.
Evet dedin mi?
Onun kitabı kırmızı.
Tom Mary'nin onu niçin sevmediğini bilmek istiyordu.
Şimdi konuşabilir miyiz?
O onu hâlâ seviyor.
Arabayla gideceğim.
Keşke yağmur dursa.
Bütün hafta sonu tenis oynadığınızı sandım.
Amcam zengin.
İstasyona taksi ile gittim.
Burada sık sık yağmur yağar.
Tom şaka yapmıyordu.
Paraya ihtiyacımız var.
Tom size yardım edecek.
Fransızca konuşan birini tanıyor musun?
Bu kötü alışkanlığı bırakmamız gerek.
Niçin bana yardım etmek istiyorsun?
Bunu hissedebiliyorum.
Kimse bize yardım etmeye çalışmadı.
Kapıya en yakın oturan oğlanı tanıyorum.
Kitap okumak benim alışkanlığımdır.
Doğum günün için sana bir bisiklet vereceğim.
O geldiğinde ona onun hakkında sor.
Lütfen onu bana faksla gönder.
Telefon masanın üstünde.
Onu ben yapıyorum.
Tom sana yalan söyledi.
Para her şeyi cevaplar.
O yeni bir kitap yazdı.
Dünyadaki en güzel yer neresidir?
Benim bir köpeğim var. O siyahtır ve onun adı Tikidir.
Babam her gün içer.
Sence ben dünya hakkında ne düşünüyorum?
Yeterince dikkatli değildik.
O harika bir partiydi.
O çok konuşur.
Emi asla bir mektup yazmadı.
Ne kadar aptaldım!
O bir beyzbol oyuncusudur.
Onun adını biliyor musun?
Karısı Kaliforniyalıdır.
İtalyan yemeğini severim.
Ben ne yaptım?
En az iki saat kurumaya bırakılması gerek.
Onu satın aldım.
O,ağabeyinden daha az akıllıdır.
Hava güzel mi?
Tom son birkaç yıldır Boston'da yaşamaktadır.
Saatlerdir seni arıyorum.
Yağmur yağdığında, otobüse biner.
Gelecek pazartesi akşamı bizim için çocuk bakabileceğini umuyordum.
İki gün ve bir gece seyahat ettim.
Biz müzeye gittik.
Ben şimdi meşgul değilim.
Sanırım yatacağım.
Dün hastaydım.
Ann hasta görünüyor.
Tom, gitme.
Tom mutlu olduğunu söylüyor.
O gözlüksüz hiçbir şey göremiyor.
Benim mutlu bir çocukluğum vardı.
Onların siyah saçı var.
Bütün gün mektubu aradı.
Tom bundan sonra daha dikkatli olacağını söylüyor.
Sorun onun.
Savaşı kaybettiler.
Bu yeni mi?
Çok güzelsin.
Ne zaman geri döneceksin?
Askerler bahara kadar hiçbir şey yapamadı.
Tom ve Mary yarın Boston'a uçuyorlar.
Tom onu bugün yapmamayı tercih edeceğini söyledi.
O, onun her söylediğine inanır.
Onu arayacağım.
Oldukça güzel şarkı söyledi.
Gülümsemeni görmeyi seviyorum.
O en iyi arkadaşımdı.
Hayır, İngilizim.
Ben bir müslümanım.
Dün onu ilk kez gördüm.
Ailemden nefret ediyorum.
Soruların kolay olduğunu düşündüm.
Sen komiksin.
Onu açıklayamam.
Ben tiyatrodaydım.
O, annesine yardım etmeli.
Ne yazdın ne de telefon ettin.
Bugün, dün endişelendiğimiz yarındır.
Tokyo istasyonuna varmanın en kolay yolu hangisi?
Hayatımdan nefret ediyorum.
Oraya onu görmek için gittim.
Bitti, değil mi?
Eski güzel günler hakkında konuşmak istiyorum.
Saitama'lıyım.
Tom otobüse binmedi.
Bir de fincan kırdı.
Neden eve gitmedin?
Türkiye'de kadının kıymeti yok.
Birlikte duş aldık.
Bu, Oda 839.
Gözlerini aç lütfen.
Bebek tüm gece ağladı.
Sen çok geç geldin.
Bayan Green bana İngilizce öğretti.
Hiç böyle öpülmedim.
Tom okulda en popüler çocuktur.
Tom da partiye geliyor.
O mutlu görünmüyor.
Tom havanın sıcak olduğunu söylüyor.
Onun anne ve babası çok güzeldir, ama onun hiçbir özelliği yok.
Beni doğum günü partine davet ettiğin için teşekkür ederim.
Arabamız orada.
Canım onunla çıkmak istiyor.
Onları görmek istiyorum.
Tom az önce geldi.
Onun bunu neden yaptığını merak ediyorum.
Allah'tan korkuyorum.
Tom gitmeli.
Kore'yi ziyaret etmek istiyorum.
Onu yapmak zorundayım.
Eğer istiyorsan, gidebilirsin.
Sana biraz karate öğreteceğim.
Beni hatırlıyorsun, değil mi?
Nasıl cevap vereceğimi bilmiyordum.
Annen nasıl?
Tom bu sabah her zamankinden daha erken kalktı.
O kendi patronudur.
Tom'un anlayacağını umuyorum.
Onu kendim yapamam.
Onu öpmek istiyor.
Benim evimde fazla mobilya yoktur.
Geçen gün hayatımda ilk kez balık tutmaya gittim.
Anahtarlarıma ihtiyacım var.
Ölü numarası yapma.
Ne zaman gideceğiz?
O, Ooita'ya gidiyor.
Ailesi onun gazeteci olma isteğini desteklemiyordu.
Bu gün şanslı günün değil.
Odada bir sürü insan vardı.
işçilerin daha fazla çalışmak için istekleri yok.
İki kitap aynı fiyata sahipler.
Tom'la konuştun mu?
İki bira lütfen.
Tom kimi arıyor?
Bu gece bir partiye davet edildim.
Araba mavi.
Onlar benim için burada.
İngilizce konuşamazsın, değil mi?
Sanırım o yalan söylüyor.
Hangi okula gitmek istiyorsun?
Birkaç kez Hawaii'de bulundu.
Gelecek Pazartesiye kadar yatakta kalmalısın.
Odada birkaç çocuk vardı.
Sen ve Brenda aç değilsiniz.
Sana bir şey söylemem gerek.
Yiyeceğim nerede?
Tom benim numaramı biliyor.
Okul kütüphanemizin bir sürü kitabı var.
Seni ne kadar sevdiğimi sana söyleyemem.
Ben anneme benzerim.
Çin gelişmekte olan bir pazar.
Tom CNN dinler.
Kaç tane hamburger var?
Almanya'da yaşayan bir arkadaşım var.
Sonunda geldi!
Niçin böyle bir müzik beğenilmez?
Ben Londra'dayım.
O, benim meselemdir.
İngiltereliyim.
O gerçekten iyi bir şarkıcı.
Bugün boş değilim.
Çocuk büyük bir adam oldu.
Tom'la evde kalmalıydık.
Uykum var ve ben biraz daha uyuyacağım.
Fransızcayı seviyorum.
Onun çocukları var.
Onlar bize ateş ediyorlar.
Tom'la konuşamam.
Aradığım adamsın.
Her gün işe ya bisikletle giderim ya da otobüsle.
Ne demek istediğini biliyordum.
İnsanlar yılbaşında çok içer.
O şeyi nasıl yiyebildiğini anlamıyorum.
Afrika'ya gitmek istiyor.
Benim şu anda paraya ihtiyacım yok.
Neden yeni bir şemsiyeye ihtiyacın var?
Yorgundum bu yüzden gitmedim.
O niçin Molly'den nefret ediyor?
Tom öğleden az sonra geldi.
Dedesi geçen yıl kanserden öldü.
Onun doğum gününde her zaman parti yaparız.
Çok bencil bir insan.
İhtiyacınız olan her şey burada.
Senin ülkende iklim nasıl?
Annemi özlüyoruz.
İstersen oturabilirsin.
Araba nerede?
Bizi doğum günü partisine davet etti.
Arkadaşlarımdan bazıları Fransızcayı oldukça iyi konuşabilirler.
Karda kayboldum.
Onu hatırlıyor musun?
Hiç kimse onun adını bilmiyor.
Bu sabah nasıl hissediyorsun?
Gerçekten sen misin?
O cevap vermedi.
Çince öğreniyoruz.
Bunu kabullenmek zorunda kalacaksın.
Kadere inanıyorum ama kaderin değişebileceğini de biliyorum.
Onlar Tennessee'de kaldılar.
Tom on üç dolara kanından yarım litre sattı.
Ben şişman değilim!
Birisi dinliyor.
Merhaba, siz Bay Ogawa mısınız?
Kocam ve ben evde birlikte zaman geçirmeyi tercih ediyoruz.
Tom Mary'nin akşam yemeği için ne yemek istediğini bilmiyor.
Kız kardeşin nerede?
Uzun süre önce o filmi izledim.
O, benim için oyuncak bebek yaptı.
Aylık kira ne kadardır?
Onlar dans edemez.
Oy vermek ister misin?
Onun nereye gittiğini bilmiyorum.
Onu daha önce yaptım.
Abartmıyor musun?
Tom'la çalışacağım.
Yağmura rağmen pikniğe gittik.
Uzmanlık alanın ne?
O doğrudur.
Ne içiyoruz?
Sanırım Tom nedenini biliyor.
Bu tip şeyleri sevmiyorum.
Tom'u görmeye gitmeliyim.
Uzun süredir Fransızcayı kullanmadım ve birçok kelime unuttum.
Bunun için çok yaşlıyım.
Bunun hakkında okuduğumu hatırlıyorum.
Çince ve İspanyolca öğreniyorum.
O her gün tenis oynar.
Lütfen Tom'u bul.
Az zamanımız var.
Onlar benim kitaplarım değildir.
O, ondan o kadar çok nefret etti ki ailemiz asla gidemedi ve onu ziyaret edemedi.
O çalışmaya hazırdır.
ırı şişmanlama!
Herkes sizi bekliyor.
O orada duruyor.
Dört beşten azdır.
Gerçekten çok üzgünüm.
Başka bir test yaptım.
Problemi çözün.
Hava nasıl?
Daha kötü olamaz.
Golfü seviyorum.
O, bana yalanlar söylemememi söyledi.
O senin öğretmenin mi?
Bu konuşmamızı hatırlamıyorum.
Onu söylediğimi unut.
Alice saat onda yatağa gitti.
Ben Tom. Mary evde mi?
Yedi güzel bir rakam.
Tom kendi kendine konuşuyordu.
O, bütün gün çalışmaya devam etti.
Sen de.
Hiç hamam böceği yedin mi?
Adam gözlük takıyor.
Arkadaşlarının kim olduğunu hatırlamak önemlidir.
O sık sık Japonya'daki ebeveynlerine yazar.
Kuşlar genellikle birlikte uçar.
Ben onu tekrar gördüm.
Sigara içmeyi bırakacağıma söz veriyorum.
Bu çok eğlenceliydi.
Kız okula gidiyor.
Kalabilirsin.
Oda arkadaşınım.
Sanırım okula gitmemin zamanıdır.
Tenis oynarım.
O, başka bir ülkeden geldi.
ismin neydi?
İkiye çeyrek var.
Ne kadar ihtiyacın var?
Ve kameram nerede?
Erkekler ve kızlar bahçede oynuyor.
Market büyüktür.
Meyve suyu sever misin?
O kim?
Problemi çözmek zor.
Burada birkaç gün kalacağım.
Tom, pazartesi gitti.
Hata yapmaktan korktuğu için konuşmak istemiyor.
Tom asla tekrar eve gidemez.
Ona konuşmayı durdurmasını rica ettikten sonra o konuşmaya devam etti.
Kapıyı aç, lütfen.
Beni bırakmayın.
Eric şarkı söylemeye başladı.
Çocuk cevap verdi: "Ben Japonum."
O siyah çanta senin mi?
O, televizyonda beyzbol oyunları izlemeyi seviyor.
Tom'a ne söylemek istersin?
Bu senin helikopterin mi?
O da kitapları seviyor.
Bana bir iyilik daha yapabilip yapamayacağını merak ediyordum.
Onu söyleme.
Önemli mi?
Bugün güzel bir gün.
Para kazanmak için her şeyi yaptılar.
İstediğiniz zaman beni arayabilirsiniz.
Bütün bu parayla ne yapacaksın?
Sen benim arkadaşımsın.
Burada tanıdığım tek kişi Tom.
Cuma günü gitmeyi tercih ediyor.
Fransızcayı severim fakat iyi konuşamam.
Bir süre kalabilir misin?
Bu onların işi.
Bak Tom, yağmur durdu!
Bu Tom için iyi değil.
Alkolsüz içecekleriniz var mı ?
Bu kelimeyi sözlükte bakamam. Arap alfabesini bilmiyorum.
Fiyat benim için önemli değil.
Sadece zaman sana yardım edebilir.
Yeter, söyleme!
Ona sormayı unuttum.
O, göründüğü kadar yaşlı değil.
Buraya Tom'la geldim.
Ben Tom'un öğretmeniydim.
Parasız kaldı.
Tom'u özlemiyor musun?
Onu rahatsız etmeyin.
Bir süre dinlenelim.
Ben heyecan verici bir hikaye okudum.
O bir süre dinlendi.
Zafer bizim.
Japonya'ya hoş geldiniz.
Sen beni aradığında ev ödevimi bitirmiştim.
Hem Tom'u hem de Mary'yi davet etmeyi planlıyoruz.
Ülkende hangi dil konuşulur.
Bence neden burada olduğumu biliyorsun.
O ne satıyor?
Tom hatalı.
Onu sana veremem.
İngilizce çalışıyorum.
Dün Tokyo'ya vardım.
O, onun onu neden yaptığını merak etti.
Mektupları alamıyorum. E-mail adresim yok.
Senin hakkında düşünüyordum.
Geçen yıl New York'ta yaşadım.
O, iyi bir kraldı.
Tom neredeyse güldü.
Onu yıllardır biliyorum.
Üç fiilli bir cümle yaz.
Bunu kendi başıma yapamam.
Bu binanın bir fotoğrafını çekemezsin.Yasak.
Ben dünden beri meşgulüm.
Görüşürüz.
Gerçekten harika.
Her şeyi dikkatsizce yapar.
Köpeğin çok büyük.
Her zaman bir kahraman olmak imkansızdır ama her zaman bir erkek kalabilirsin.
Hayat çok zordu.
O, nehirde yüzüyor.
Tom, Kuzey Karolina'da yaşıyor.
Odayı temizleme sırası benimdi.
Aslında, o yalan söylüyordu.
Tatoeba kültürdür.
İkiniz de çocuk gibi davranıyorsunuz.
Çok öğrendin mi?
Jane ve Ellen'ı davet edeceğiz.
Tom'un nasıl olduğunu sordum.
O çocuk saatlerce ağlamaya devam etti.
Sana Almanya hakkında bildiğim her şeyi anlattım.
Beş sene geçmesine rağmen onu hala hatırlıyorum.
Ben bugün çok meşgulüm.
Çin'de.
Tom'un benim hakkımda endişelenmesini istemedim.
Oraya zamanında varmak için bir taksiye bindim.
O Arapça konuşur.
Trang Dorenda kadar güzeldir.
Her şeyden önce, adınızı yazın.
Onunla birlikte okula giderim.
O konuda daha fazla söylemeyi reddetti.
Bir rüyadan uyandım.
Yağmur yağsa bile gitmek zorundayım.
Baba niçin mutfakta?
Yaşamak için çok daha uzun zamanı olmadığını biliyordu.
Kısacası, çok dürüsttü.
Sen iyisin.
O otomobili satın alacak mısınız?
Kitap okuyor olacağım.
O, erken gelmek için bana söz verdi.
Sessiz ol!
Onlar ne hakkında tartışıyordu?
Sanırım bunu boş vaktimde yapabilirim.
Sizden biri onu yapabilir.
Keşke daha çok Fransızca konuşabilseydim.
Bunu mecburiyetten yaptım.
O, orada şu evde yaşıyor.
O, Noel Günü ayrıldı.
Durmak zorunda kaldık.
İki saat içinde geri döneceğim.
Sence o hala beni hatırlıyor mudur?
Bugün kar yağıyor.
Cuma geceleri, sık sık arkadaşlarımla birlikte pizza yemeye giderim.
Burada yalnız mısın?
İngilizce ödevimi yapmayı henüz şimdi bitirdim.
Herhangi bir şey bulmadılar.
Tom hâlâ okulda.
Bence dinlemelisin.
Kameram yüksek çözünürlükte videolar kaydedebilir.
Üzerine biber istiyor musun?
Aşk hayatta kalacak.
Tom yavaş yazar.
Onun fotoğrafını benden uzak tut!
Gözde futbol takımın nedir?
Tom beni çok seviyor.
Tom'a bir şans verdim.
İsveçce konuşmam.
İşte anahtarlar.
Beni evime kadar getirdiğin için teşekkür ederim.
Köpeğinle konuşur musun?
İyi görünüyor muyum?
O Tetris oynuyor.
Berlin'deydiniz.
Hâlâ hayattayım.
O, Kyoto'da yaşıyor.
Annem bana bir mesaj bıraktı.
Bir şeye ihtiyacın var mı?
Ne komik adam!
Bunu yapmak zor değil.
O nasıl yapılabilir?
Pizzayı seviyorum.
Ben Ermeniyim.
Lütfen bunu yapma.
Tom ne satıyor?
Ben Ukraynalıyım.
Ben Çin yemeğini seviyorum.
Köpek onundur.
Sana söylemiyorum.
Bu gerçekten mümkün mü?
Hangisini tercih edersin, beyaz mı yoksa kırmızı şarap mı?
Mary'yi buldun, değil mi?
İnsanları Facebook kullanmaya teşvik etmeyin.
Neden beni takip ediyorsun?
Biri lütfen kapıyı açabilir mi?
Otobüsü bir süre beklemek zorunda kaldık.
Küçük kız Brezilya'da yaşıyor.
Bunu bana sorma şimdi.
Favori yoğurt markan nedir?
Tom kutuyu açtı.
Ben senin babanım.
Bunu niçin yapmalıyım?
Bir iş istiyorum.
Onu duydun mu?
Kim gülüyor?
Kimse ona inanmıyor.
Tom kuralları bilmiyor.
Pes etme, onu başarabilirsin, sana güveniyorum.
Lütfen bana cevap ver.
Bunları Tom'a vereceğim.
Tom gerçekten köpeklerden nefret eder.
Ben gencim.
Winston Churchill İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere'nin başbakanıydı.
Neden bir odayı paylaşmıyoruz?
Tom öldürüldü.
Yedi çocuğun var.
Bana yardım etmene ihtiyacım var.
Tom Mary'nin meşgul göründüğünü söyledi.
Nasıl bu kadar kilo verdin?
Bu kimin arabası?
Maria Yahudiliğe döndü ve asla pişman olmadı.
İşçiler yeni plana karşı.
Bir ayı hikaye yazdı.
Armut dalının dibine düşer.
Bana aşık mı oluyorsun?
Tom'u bulacağım.
5000 yuan çok paradır.
Onu tekrar yapamam.
O, yardım istedi.
En sevdiğin kafeinsiz içki nedir?
Biraz kahve ister misin?
Bu gece boş musun?
O, sekizde yatmaya gider.
Bir kütüphanede sessiz olmalısın.
Yeşil ışık yanıyor mu?
Bana ondan bahset!
Arkadaşın yorgun.
Bu günlerde ben çok meşgulüm.
Birbirimizi tekrar ne zaman göreceğiz?
Hırsız kaçtı.
Ona yaz.
Al onu, çok ucuz.
Günlüğümü okuma!
Bir damla su yok.
Onlar eve geldiler.
Birkaç hafta boyunca hastanedeydim.
Sizce Tom değişti mi?
Bu, kazanın olduğu yerdir.
O çok meşgul.
Araba anahtarlarını bana ver.
Geceydi.
Birlikte Japonya'ya dönelim.
Tom biraz kilo kaybetti.
Boston'u birkaç kez ziyaret ettim.
Bira şişeleri camdan yapılır.
Bu, çok önemli bir nokta.
Tom şehirde yaşamayı sevmiyordu.
Sormamın nedeni odur.
Ne kadar tuttu?
Onun kalem emme alışkanlığı var.
Siz hem güzel hem de naziksiniz.
Shizuoka'da bir deprem olduğunu duydum.
Türkiye'de nerede yaşıyorsun?
Sekizde beni uyandır.
Ben masanın üstündeki kitaplarla ne yapmalıyım?
Tom gülümsemeye çalıştı, ama yapamadı.
Çincem mükemmel değil, ama onun dediğini yeterince anlayabildim.
Tatilini nerede geçirdin?
Tom dün yüzdü mü?
Hiç Avrupa'da bulundun mu?
Mary annesine benziyor.
Onun beni sevdiğini sanıyordum.
Kötü alışkanlığından kurtulamadı.
Sana hiç yalan söylemedim.
Bu senin için değil.
Bu güzeldir.
Zengin olmak istiyorum.
Bu cevap onu kızdırdı.
Tekrar!
Tom yorgun görünüyor.
Arkadaşım gerçekten bir palyaço.
Hepiniz için mutluyum.
Seninle aynı yaştayım.
Yukiko patatesleri sever.
Paylaşacağız.
Bak! Bir yıldız kayıyor!
O, her gün buraya gelmez.
Tom onu yapabileceğini sanmıyor.
Daha erken çıkmamızın senin için sakıncası var mı?
Spor salonu nerede?
Satranç oynayarak iyi zaman geçirdik.
Geri geldiniz?
Bu bina dışarıdan dikkat çekici değildir ama içine bakarsanız çok güzel bahçeli bir iç avlu vardır.
İngiliz değilim.
Ben pasta yemeği severim.
Çok fazla konuşuyorsun.
Onu birkaç kez yaptım.
Onun canı öğle yemeği yemek istemedi.
Babam eve geldi.
Bana bir bardak su getir lütfen.
Tom bu saatte burada ne yapıyor?
Tom asla para hakkında konuşmaz.
Onu kaybetmek istemiyorsun.
Tom gitmek ister.
İlk ve son defa sigarayı bıraktım.
O, altını çaldığını itiraf etti.
Hobilerim balık tutmak ve televizyon izlemektir.
O, çocuklara karşı naziktir.
Hiç yurt dışına çıktın mı?
Tom okulda Fransızca mı öğreniyor?
Uyuyacağım.
Her zaman yağmur yağıyor.
Londra'ya kadar otobüsle gittim.
Londra'da şu anda saat kaç?
Onunla birlikte kiliseye gittim.
Tom Mary'nin nereli olduğunu bilmiyor.
Tek başınasın.
Tom Mary'yi akşam yemeğine davet etti.
Bu Japonya.
Diğer ülkeleri ziyaret edecek misin?
Dün TV izlemek için zamanım yoktu.
Canım tatlı bir şey yemek istiyor.
Ben uzun bir rüyadan uyandım.
Ablanın uçağı saat kaçta?
Bir lambaya ihtiyacım var.
Sana bir hediyem var.
Aileniz ne kadar büyük?
Yumurtaları satın almayı unuttun mu?
Şakasını anlayamadım.
Tom'un kuzeniyim.
Sözlükte bu kelimelere bak.
Niye oradasın?
Tom matematikte iyi değildir.
Ne zaman kahvaltı yapacaksınız?
Onun ne bildiğini bilmiyorum.
Tom'a ne söylemem gerekir?
Tom'un burada olduğunu kim biliyor?
Benim hobim model uçak yapmaktır.
Akşam yemeği yiyoruz.
Erkek kardeşimle sinemaya gittim.
Sanırım öğleden önce oraya varacağız.
Tom'la zaten konuştum.
Kutuda çok sayıda yumurta var.
O, bugün niçin tenis oynayamaz?
Bu duvar o duvardan daha uzundur.
Sen de gidiyor musun?
Tom'un tavsiyesinin büyük yardımı oldu.
O erken kalkardı.
Okula 7de giderim.
Annem zengindir.
Sanırım vitaminler almalısın.
Neden Tom'a yardım etmeyi kabul ettin?
Restoranımıza hoş geldiniz!
Güneşi gerçekten seviyorum.
Erkek kardeşim Tokyo'da üniversiteye gidiyor.
Tom bir kontakt lens kaybetti.
Hâlâ Çince'yi iyi yazamıyorum.
Ben otuz yaşında bekar bir kadınım.
Öyle yapmalıyız.
Televizyonda bir beyzbol oyunu izledik.
Sahte dostlara ihtiyacım yok.
Hiç bir damla alkol almadım.
Gitmek zorundayım, tatlım.
Tom Fransızca kitaplar okumayı sever.
Babana söyleme.
Hiç kimse Tom'un yapabildiği kadar iyi pizza yapamaz.
Neredeyse ölüyordum.
Suç mahallinde çok fazla kan ve kırık cam bulundu.
Bir şey oynayalım.
Tom Mary kadar zeki değil.
Bir iş bulmalıyım.
Ben şanslıydım.
Benim bir köpeğim var.
Denemeye değer.
Tom ve Mary dostlardı.
Bu araba babamın ama yakında benim olacak.
Kolumu bırak.
Şimdi uyumak istiyorum.
Eğer bir yere gitmen gerekirse, ben gelip seni alabilirim.
Odada bir televizyon var.
Onu onarabileceğini düşünüyor musun?
O, Tokyo'da yaşıyor.
Yarın hava güneşli olursa, pikniğe gideriz.
Tom iyi Fransızca konuşur.
Bütün gece dans ettim.
Toplantı her sene yıllık gerçekleştiriliyor.
Yemek yiyecek misin?
Evde kalıyorum.
Ona altın bir saat hediye ettim.
Buralarda park edecek birkaç yer var.
Çocuklar çok masum.
Öldükten sonra ne olduğunu düşünüyorsun?
Tom'u seviyorum.
Akşam yemeğinden sonra yatmaya gitti.
Biz bazen gölde yüzeriz.
Beni güzel buluyor musun?
Bu kadar uzun beklemek istemiyorum.
Benim için çok zordur.
Fikrini değiştireceğini umuyorum.
Kan kaybediyorsun.
Onun asla geri dönmeyeceğini düşünüyorum.
Bu ne çeşit bir kuş?
Onun nerede olduğunu biliyor musunuz?
Sen yokken kaybolmuş hissediyorum.
Size zarar vermeyeceğim.
Kimsenin özgürlüğümü elimden almasına izin vermiyorum.
O garip değil.
Ben yatmak istiyorum.
Ben Ermeniyim.
Gidebilirsiniz.
İspanyolcayı seviyorum!
Çocuklara bakabilir misin?
Tom'un benden nefret etmesini istemiyorum.
Tom Mary'den çok daha iyi Fransızca konuşur.
Ne kadar süre burada kalmalıyım?
Arabam çalışmıyor.
Onu sarhoşken yaptı.
Yarın pazar.
Fransızca konuşuyorum.
Bu iyi.
En önemli şey beni anlaman.
Matematikte ondan daha iyi.
Klimada bir problem var.
Sanırım onu yaptın.
Senin için küçük bir sürprizimiz var.
Para kokmaz.
Daha sonra o ne yaptı?
Bu çok kısa.
Mobilyalar tozluydu.
Senin babanı biliyorum.
Bebek bir günlüktür.
Sorun çözülemeyecek kadar zor.
Döndüğün için çok mutluyum.
O benim arkadaşım Mari.
Tom ne giyiyor?
John benden iki yaş daha büyük.
Tom ne yapıyor?
Yazınız güzel geçti mi?
Onlar gelmek zorunda.
Tayland, Asya'dadır.
Bu fotoğrafları nerede çektin?
Tom buraya ait.
Osaka yakınında küçük bir şehirde yaşıyor.
Bu fotoğrafı görünce ailemi düşünüyorum.
Oturun.
Merhaba, ben Sepideh.
Bu baylar Fransızca konuşur mu?
Ev adresin nedir?
Tom bize yardım etmeye çalışacağını söyledi.
Tom Mary'nin onu düşünmesini istedi.
Sana bir soru sordum.
Tom delirmiş mi?
Her pazar kiliseye gider.
İçeriye dikkatle baktılar.
Tom'dan herkes nefret ediyor.
Tom Mary'yi mutlu görmek istedi.
Onun evli olduğunu nasıl öğrendin?
Benim gibi alt tabakadan birinin kaderi ise sadece ve sadece ezilmektir.
Tom'un hayali İngiltere'de okumaktır.
Tom bir şey söyledi mi?
Teşekkür ederim ve hoşça kal!
Kalkamıyorum.
Okuyamıyorum.
Zayıflamalısın!
Avustralya'ya gitmeye karar verdiniz mi?
Tom'u vuran adama ne oldu?
Bu, okuduğum en kötü kitap.
Tom onunla birlikte.
Sana her şeyi daha önce söylemeliydim.
Babam evde hiçbir iş yapmaz.
Sensiz yaşayamam.
Çocuklar hayatlarımızın çiçekleridir.
O, araba ile Boston'a gitti.
Lütfen ağlama.
Bu öğleden sonra saat birden dörde kadar uyudum.
Karar kesin değil.
Bu sizlerin suçu.
Sigarayı bırakmak zordur.
Gitmek isteyip istemediğine karar vermelisin.
Neden bu kitabı satın almak istiyorsunuz?
Lütfen bu şeftalileri tart.
Biletler bir anda satıldı.
Ne kadar beklemek zorunda kalacağız?
Bu gece dans etmek istiyorum.
Bisikletiniz var mı?
Bir konsere gittim.
Tom az önce öğle yemeği yedi.
Tom bugün evde kalıyor.
Sen Almansın, değil mi?
Şu yeni restoran hakkında ne düşünüyorsun?
Biz zaten geç kaldık.
Dün gece güzel vakit geçirdik.
Yakın zamanda bir deprem olacak mı?
Yardım edebilip edemeyeceğimden emin değilim.
Tom gözlüğünü buldu ve onu taktı.
Ben sekiz yaşındayken, annem bana oyuncaklar alırdı.
Bizi rahatsız ediyorsun.
Size iyi olduğumu söyledim.
Kim golf oynar?
Onlardan bazıları öğretmendir.
Araba Brian'in.
Tom itiraf etmeye başladı.
Tom yoldaydı.
O, babamla tanıştığını söylüyor.
Tom'un Fransızca konuştuğunu unuttum.
Arkadaşım bana her şey yolunda mı diye bir mektup gönderdi.
Akşam yemeğini ne zaman alırsın?
Yarın geri dönecek.
Tom Mary'ye ev ödevinde yardımcı oldu.
Tom ve Mary bir bebek bekliyorlar.
Hiçbir şeyim yok.
Bu hafta okulda Almanca sınavım var.
Sıkı çalışmaya alıştım.
Tom hem Fransızca hem de İngilizce konuşur.
Ben bakmıyorken oldu.
Dün gece çok yağmur yağdı.
Bu benim Japon arkadaşım.
Ben partileri seviyorum.
Ayı bir elma yiyor.
Bugün niçin meşgulsün?
Sanırım Tom üç hafta Boston'da kalacağını söyledi.
Matematik ev ödevi beklediğimden daha kolay çıktı.
Akşam yemeğine kadar ne kadar sürer?
Evlilik piyangodur.
Tom her zaman Mary'yi sevdi.
Bu akşamüstü bir görüşmemiz var.
Mary bana beni sevdiğini söyledi.
Her gün İngilizce konuşuyorum.
Tom'un üç kız yeğeni var.
Nerede doğdun?
Burada ölmeyeceksin.
En iyi arkadaşımla herhangi bir şey hakkında konuşabilirim.
Üzgünüm, gitmek zorundayım.
Kar niçin beyazdır?
O, çöp. Onu atın.
Kaç kardeşin var?
O onu öldürdü.
Köpekleri severim.
Çıkmama yardım et.
Tom Mary'nin konuştuğundan çok daha iyi Fransızca konuşur.
Yalan söyleyen sensin.
Votka nerede?
Her zaman birlikteydik.
Burada sigara içilebilir mi?
Emretmeden ateş etmeyin.
Ne almak istiyorsunuz?
Biz arabayı temizlemeliyiz.
Tom çok iyi.
Birçok insan hastaneleri sevmez.
Geceyi bizde geçirebilirsiniz.
Bu kamera ucuz.
Neye bakıyordunuz?
Ben bir müslümanım.
Artık Tom'un ona ihtiyacı yoktu.
Tom şehirden ayrıldı.
Meyve yiyorum çünkü açım.
Tom diğer çocuklardan her zaman farklıydı.
Toplantıda yoktum.
Marco'nun arabasının adı "Thunder Giant"tir.
Bu zordur.
Seninle tanıştığıma çok memnun oldum.
Benimle gitmek isteyip istemediğini bilmiyorum.
Lütfen ne olursa olsun sigara içme.
Umarım ondan hoşlanırsın.
Tom limonu sıktı.
Susan hiç sigara içmez.
Zengin oldum.
Son zamanlarda onları görmedim.
Araba nerede?
Benim dinlenmem gerekiyor.
O, çok hastadır.
Bugün hayır, yarın evet.
Tom bizim komşumuz.
Birlikte Fransızca çalışırız.
Sabırları bitmek üzereydi.
Bu yaz çalışmak istedim.
Hepimiz onu seviyoruz.
Ne oldu, Sally?
Sahip olduğum tüm parayı ona verdim.
Tatiliniz nasıldı?
Şeker istiyor musunuz?
Fizikte zayıfım.
Senin ismini biliyorlar.
O çay sever.
Yarın yedide beni uyandırmayı unutmayın.
Gerçekten gitmem gerekiyordu.
Sen iyi bir adamsın.
Yeni işimi seviyorum.
O sadece bana baktı.
Seninle konuşmak istedim.
Tom, Meryem'in evde çocuklarla kalmasını istedi.
Biz zaten yedik.
Gülmeyi bırak!
O zaman kedinize kim bakacak?
Boston'dan buraya gelmem üç saatimi aldı.
Gelecek yıl Çince öğrenmek istiyorum.
Tom ile evlenmemeliydi.
Tom'un söylediğini yapalım.
Tom trende şemsiyesini bıraktı.
Birçok yolcu son trende uyuyordu.
O gitar o kadar pahalı olmasa, onu alabilirim.
Tom benden daha iyi gitar çalabilir.
Neredeyse çalışamıyordum.
Asansörde sigara içemezsin.
Sen ondan daha güzelsin.
Şubat ayında São Paulo'da idim.
Ben, Polonyalı bir gazeteciyim.
Bunu görmeliyim.
John Mary'ye alışverişe gitmek isteyip istemediğini sordu.
Kız kardeşin uyuyor.
Son sözümü söylemedim!
Onu ilk fırsatta yapacağım.
Çocuğa bir oyuncak aldı.
Gelecekte ne olacağını hiç kimse bilmiyor.
O, benim bir doktor olduğumu düşündü.
Tom başka birinin gelmek isteyeceğini düşünmüyor.
Onları görmek istiyorum.
Çok yağmur yağıyor.
Erkan kalkıyorum.
Veda etmeden gitme.
Yağmura maruz bırakmayın.
Bize yardım etti.
O dans etmeyi ve ata binmeyi sever.
Ne biçim bir bok sizin bu balık jölesi.
Lütfen şarkı söyle.
Şunu alacağım.
Köyde kimse yok gibi görünüyordu.
Yardımına ihtiyacım olacak.
Peki sorun nerede?
Japonya'ya ne zaman geri dönersin?
Bir zamanlar, her sabah koşardım.
Buna inanmam zor.
Tom üç arkadaşı ile bir daireyi paylaşıyor.
Boston'u ziyaret etmeyi dört gözle bekliyorum.
Ben onu üç yıl önce gördüm.
O yeni saatini kaybetti.
Otur ve gözlerini kapat.
Aynı hataları tekrar yapmak istemiyorum.
Tom şu anda Boston'da değil.
Onun rüyası gerçek oldu.
Tom'un odası çok küçüktü.
Bugün güneşli bir gün
Biz evlenmeyeceğiz.
Kaplan kadar zalimsin.
Piyano çalmada iyiyim.
Niçin o kadar çok para istedi?
Kapıyıık bırak.
Sadece birkaç gün önce oldu.
Neden Malta'ya gitmiyorsun?
Haydi ara.
Tom bizi izliyor.
Ben geri dönünceye kadar burada bekle.
Biraz kek istiyorum.
Tom bir yerli konuşucu gibi Fransızca konuşur.
Belki o yarın gelecek.
Dün gece neredeydin?
Sokaklar genç çiftlerle doluydu.
O,1950'lerde doğdu.
Tom Mary'ye Fransızca bir sözlük verdi.
Cerrah hastanın içinde bir şey unuttu.
O, hasta gibi görünüyordu.
O, hayatımın en iyi günüydü.
O asla uzun süre kalmaz.
Bu Cumartesi tenis oynamayacaklar.
Araba kazasında çok az kişi öldü.
Okulu bırakmayı gerçekten istiyor musun?
Televizyon çalışmıyor.
Onun babası var.
Tom şanslıydı.
Bu otobüs seni müzeye götürecek.
İstediğimizin o olduğunu düşündüm.
Bütün ekmeği mi yedin?
Ona, ne yaptığını anlattım.
Tom seni gördü mü?
Yirmi yıldır evliler.
Onun iki arabası var.
Hazır olsan da ya da olmasan da, sınav on dakika içinde başlar.
Uyan, Tom.
Tekrar merhaba.
Pazar günü genellikle evde kalırım.
Onu öldürdün mü?
Bana yardım ettiniz ve ben de size yardım etmek istiyorum.
Hayır demek istedim.
Ondan daha iyi yapabileceğime eminim.
Bu benim çantam.
Bazı çocuklar nehirde yüzüyor.
Tom çok sık partilere gider.
Seni istasyona bırakmamı ister misin?
Buradan uzakta mı hala?
Tom Mary'ye yalan söylemek istemiyor.
Benden sana yardım etmem rica edildi.
Sadece Tom'a ihtiyacım var.
Öğle yemeği paramı kaybettim.
Tom nerede alışveriş yapar?
Bu benim okulum.
Tom'a söylemesen iyi olur.
Bütün sabah çalışmaya devam ettim.
Bugün okula gitmek istemiyorum.
Sanırım sınıfta daha fazla dikkat etmelisin.
Burada olduğumu ona söyleme.
ık ılık süt içmeyi hiç sevmezdi.
O, çok hırslı bir kadındı.
Bu Tom için.
Jim dün Paris'ten ayrıldı.
Biz birlikte Fransızca çalışıyoruz.
Sadece bir şakaydı.
Üç olacak.
Onun ismini unuttum.
Tom ne zaman geldi?
Gazeteler bir şey yayımlamadı.
Dün Cristina ile karşılaştım.
O çok mutlu hissediyor.
Meşgulüm. Ayrıca ilgilenmiyorum da.
Otobüs nerededir?
Canım gülmek istemiyor.
Ne demem gerekiyor?
O uzun sürmedi.
Sana bakan şu adamı tanıyor musun?
Neden bir diyet yapmıyorsun?
Tom bunu duymak istemiyor.
Tom sadece yapmak istediğini yapar.
Beni alıkoyma.
Bu saate bir şey oldu.
Japonca konuşma.
Kalk!
Okula gidiyorum.
Ona inanamıyorum.
Sonunda yerden kalkmayı başardı.
Bence hatalısın.
Sinema bir endüstridir.
Bir restoranda akşam yemeği yedik.
Sen sadece bir çocuksun.
Genellikle saat yedide kahvaltı yaparım.
Tom hâlâ anlamamış gibi.
Şu kız çok güzel.
Bir yerli Fransızca konuşucu ile evlendikten sonra Fransızcam daha iyi oldu.
Aç değilsin.
Buradan çıkmama yardım edebilir misiniz?
Beni bulacak mısın?
Bütün sabah onu aradım.
Nerelerdeydin sen?
Dolandırıcı yakalandı.
Eğer açsan, ye!
Hava çok bulutlu. Sanırım yağmur yağacak.
Onun büyük bir ailesi vardır.
Dün gece bir aşk mektubu yazdım.
Japonlar seyahat etmeyi severler.
Bunu benim için yapmadın!
Dün gece bir mektup yazdım.
Eğer o bana doğruyu söyleseydi kızmazdım.
Yiyoruz.
İran Irak değildir.
Tepkini anlamıyorum.
Endişelenme, on ikiden önce dönmüş olacağım.
O İtalya'ya gitti.
Bu gerçekten oldu mu?
Bu yerlerden hiçbirine gitmedim.
O ilk Japon kadın astronot olacak.
Ben çok küçüğüm.
Sesini işitmek için bir hayvana dokunun.
Onu açmayın, lütfen.
Onu yalnız başıma yapabilirim.
Onun bir araba alması için yeterli parası yok.
Tom'un bir işe ihtiyacı var.
Tom çok aç
Kedi kaçtı.
Matematiği sevmiyorum.
Annem bana daha az şeker yemem gerektiğini söyledi.
Onu aramaya çalıştım.
Bana söylemeden Tom'u yemeğe mi davet ettin?
Evimize hoş geldiniz.
Yüzmeyi kayak yapmaya tercih ederim.
Hava çok rüzgarlı idi.
Tom benim eniyi arkadaşım.
Yemekleri nakit ödeyeceğim.
Herhangi bir alternatif düşünemiyorum.
O, on yıl önce olduğu gibi değil.
Çalışmıyorum.
Kabul edilebilirler ve edilemezler arasında ince bir çizgi vardır.
Tünaydın. Affedersiniz, Loretta'yı arıyorum.
Pazar sabahları geç kalkarım.
O zaman kadar o tür bir balık hiç görmemiştim.
Mikroplar hastalığa neden olabilir.
O et yemez , değil mi?
Benim fikrimi çaldın.
Tom buna asla inanmayacak.
Mary Tom'dan onu okumasını istedi.
Tom çok hasta.
Sen çok tembelsin.
Tom senden üç yaş daha küçük, değil mi?
Bana gülümsedi ve trene bindi.
Bir fincan kahve ister misiniz?
Tom'un nerede doğduğunu biliyorum.
Bunu söz verdiğimi hatırlamıyorum.
Tom'a bir şey almalıyım.
Konser için iki bilet aldım.
Tom Mary'yi John ile yalnız bıraktı.
O restoranı sevdiğine inanamıyorum.
Bütün gece uyumadım.
New York dünyanın en büyük şehridir.
TV'de beyzbol oyunu izlemek ister misin?
Onu niçin yapmıyorsun?
Hâlâ biraz ekmek kaldığını umuyorum.
Tom'u gerçekten gördün mü?
Size inaniyorum.
Bu, uzun bir gece oldu.
O, düşünceleri okuyabilir.
Dışarısı soğuk, bu yüzden o, odanın içine geldi.
Biz kahveyi seviyoruz.
Merhaba, Meg, nasılsın?
Eskiden tenis oynardım.
Köyden uzak bir evde yaşıyor.
Tom bizi göremiyor.
Oğlunuz var mı?
Ne söyleyeceksin?
Ben haftada bir kez yüzerim.
Tom Mary ile konuştu.
Tom çok genç.
O kıskançtır.
Onlarla konuşmak zorundayım.
Hangi kitap seninkidir.
İlk kez dağ gördüm.
Mary bir elbise satın almak istiyor.
O, göründüğü kadar iyi değildir.
Tom'un konuşmasına izin ver.
Bu kitap Takeo'nun mu?
Herkesin beklediği gibi, Ruslar kazandı.
Ben onun hasta olduğunu düşündüm.
Restoranımıza hoş geldiniz!
O, ne mutfakta ne de salonda.
Onları okudun mu?
Berlin'de miydik?
Hiç paran var mı?
Onun adı Tom.
Çok yorgunum; Sanırım yatacağım.
Kim olduğumu bilmiyorsunuz.
Babam beni ve annemi özlüyor.
Köpek suyu inceledi.
Bugün ders yok.
Tom senin baban.
Gitmeme izin verdi.
Gerekli değildi.
Bana bak ve aynısını yap.
Yeni bir televizyona ihtiyacım yok.
İnsanların dedikoduyu sevmediği tek zaman dedikoduda onlardan bahsedildiği zamandır.
O, yaz mevsiminde yüzmeyi sever.
Ben Yoshio kadar meşgul değilim.
Tom'un sakal tıraşı olmadan önce daha iyi göründüğünü düşünüyorum.
Bana doğru gelen bir adam gördüm.
Tom'la gurur duydum.
Ona vurmak istedim ama o benden kaçtı.
Bir şey söyle!
O İngilizce konuşmak zorunda.
O, Fransızca konuşabilir.
Onu tekrar görmek ister misin?
Bu anahtar kilide girmiyor.
Tom'u kimin öldürdüğünü bulmalıyım.
Evliliğe karşıyım.
Üç yılda üç kitap yazdı.
Ben yorgunum.
Onun söylediği hakkında ne hissediyorsunuz?
Beni rahatsız etmeyin.
Hasta hissetmeye başladığımı itiraf etmeliyim.
Kim benimle?
Boston'a hoş geldiniz.
Keki yaktım.
Belki sadece Tom ile burada kalacağım.
Onların bir arabası yok.
Tom ve Mary birbirlerine baktı ve gülümsedi.
Yapacak çok fazla şeyler var!
Frene bastı.
O, yalan söylemez.
Yakında bir restoran var mı?
Onu mutlu etmek istiyorum.
Bu benim bisikletim.
Telefon çaldığında yatmaya gitmek üzereydim.
Tom'a bir öpücük ver.
Büyükbabam yürüyüşü sever.
Hayat çok kısa.
Gitmeye karar verdiğini bilmiyordum.
Sen kötüsün.
Hava dünden daha iyi.
Gidip Tom'u al ve sonra buraya geri dön.
O orada duruyor.
Nikotin zehirdir.
Ona her sabah saat yedide kalktığımı söyledim.
Omuzlarımı ovalayabilir mısın?
Bir şey söyleyebilir miyim?
Bazı şeyleri hiçbir zaman öğrenemeyeceğim.
Onun kim olduğunu biliyorum.
En yakın eczane nerede?
O bana ofis telefon numarasını ve adresini verdi.
Tom zaman zaman Mary'yi rüyasında görüyor.
O onu sevmiyordu.
Kutuyu masanın üzerinde bıraktı.
Bu ilk kez değil.
Fransızca konuşalım.
Bu bir şarkı.
İki saat şarkı söyledim.
O, ne kadar büyüktür?
Küçük kız kardeşimi özlüyorum.
Kolay olacak.
Uzun mesajları kimse okumaz.
Onunla konuştun mu?
Tom;ne Mary ile nede başkasıyla karşılaştı.
Bunlar senin çocukların mı?
O ne kadar küçük?
Tom hâlâ okuyor.
Bay Smith bütün öğrencileri tarafından sevilir.
Yapacak daha iyi bir şeyim yoktu.
İş değiştirmeyi düşünüyorum.
Sorununuz varsa, ben size yardımcı olurum.
Okuldan sonra boş musun?
O, bana babasının bir öğretmen olduğunu söyledi.
Yalan söylemek istemiyorum.
Mektubu kime yazdın?
Erkek kardeşim nerede?
Neden?
Japonya hakkında çok şey bilmez.
Tom Mary'nin çok şişman olduğunu söyledi.
Neden anlamadığınızı bilmiyorum.
Herkes senin zengin olduğunu biliyor.
Bu şu anda önemli değil.
Bu çok kötü.
O sizinle konuşmak istediğini söylüyor.
Onlar benim yaşlı bir kadın olduğumu söylüyorlar.
Babam iki yıl önce vefat etti.
Tel Aviv'deyim.
Acil servise gitmem gerekti.
Onu sevip sevmediğini bilmiyorum.
O onu buldu.
Yarın çalışmak zorundayım.
O gerçekten kızgın.
Sanırım herkes deli olduğumu düşünüyor.
O, on dakika önce evden ayrıldı.
Onlar kahveyi severler.
Orada duran çocuk benim oğlumdur.
O benim kalbim.
Tom ve Mary'nin çok büyük bir evi var.
Kitaba ihtiyacın var mı?
Onları buldun mu yoksa bulmadın mı?
Onun gerçek adı Tom'dur.
Almanya'lıyız.
Ayaklarımızı yürümek için kullanırız.
O da onu gördü.
Evde yalnızdı.
Çözüm nedir?
Henüz kahvaltı yaptın mı?
Dün işi bitirdim.
Kendimi geliştirmek istiyorum.
Ben bir Kanadalı değilim.
Teyzem mutlu bir hayat yaşadı.
Yağmur beş gün sürdü.
İnşallah isteklerin gerçekleşir.
Binadaki herkes depremi hissetti.
Onları gördün mü?
Filmi kaç kez gördün?
Noel vakti bazen kar yağar.
Babası onun doktor olmasını istiyordu.
Kapı kendi kendine açılıyor.
Biraz ihtiyacımız olacak.
Tom Mary'nin hâlâ Boston'da olup olmadığından emin değildi.
Nerede kalmıştık?
Fransızca öğrenmeye başladım.
Akşam yemeği yemek için neredeyse zamanımız yoktu.
Tom her gün duş alır mı?
Tom çok hızlı bir yüzücüdür.
Bu park bana çocukluğumu hatırlatıyor.
Bu nehrin suyu temiz.
Sanırım Tom seni gerçekten seviyor.
Her gün buraya gelmek zorunda değilsiniz.
Tom Mary'nin niçin geç kaldığını bilmiyor.
Biz zaten yedik.
Tom onun kız arkadaşının onun için pişirdiği pastayı yemediğini itiraf etti.
Lütfen televizyonu aç.
Bazı koşucular koşarken su içerler.
Tom neredeyse ağladı.
Okula yürüyerek mi yoksa bisikletle mi gidiyorsun?
Tom'la Fransızca konuşmak istedim.
Çok sayıda kurban vardı.
Tom futbol oynamaktan hoşlanır.
Daha yavaş konuşun.
Yeşil gözleri var.
Tom ne tür kitaplar okur?
Onun yaşamak için bir evi yoktu.
Tom Mary'den nefret ediyordu.
"Bu kitabı kim yazdı? " John yazdı. "
Neden bu kadar sıcak?
Bazı insanlar hiçbir şey yapmadı.
Hadi, Tom.
Bir araba kazasında hayatını kaybetti.
Para, herhangi birini birkaç dakikada değiştirme kapasitesine sahiptir.
Toplantı ne zaman?
Endişelenme, onu ben yapacağım.
Onu yarın yapın.
Geçen Pazar gününden beri onu görmedim.
Neden üzgünsün?
Tom daha iyi hissediyor.
Ben hayatta kalacağım.
Evinizi görüyorum.
Bizi en utanç verici şekilde terk ettiler.
Giymeden önce yıka.
Hayatımda bir kadına ihtiyacım var.
Benzin istasyonu haftanın yedi günü açık.
Eve gidelim.
Oda sıcaktı.
Listede benim dilim yok!
Herhangi birinin beni görebileceğini düşünüyor musun?
Herkes yalan söyler.
Her şey önemlidir.
Trenle mi yoksa otobüsle mi gitmeyi tercih edersin?
Beni sevmiyor musun?
Buraya gelmenizi bekliyordum.
Kitap indiriyorum.
O, her Pazar golf oynar.
Yağmur bütün gün devam etti.
Tom onu da yapamadı.
Maaşıyla zengin olmayacak.
Parasız hayatta kalamazsınız.
Her şeye rağmen, dünya hâlâ güzel.
İşlerini aceleyle yaparsan hatalar yaparsın.
Kadınlara güvenmem.
İşe her gün arabayla gidiyorum fakat işe yakın bir ev kiralamayı düşünüyorum.
Pencereleri açık bırakmayın.
O evde mi?
Güvercin kumru gibi öter.
Tom'u arayan birini tanımıyorum.
Onlar gibi olmak istiyordum.
Seni öldürmek istemiyorum, Tom.
Ben dinlemiyorum.
Okumak istediğim kitap budur.
Tom'un ne istediğini biliyorum.
Oraya gitsem iyi olur.
Beyaz yumurtalar ile kırmızı yumurtaların arasında bir tat farkı var mı?
Onun konuşması çok kısaydı.
Tom'un şu anda nerede yaşadığını bilmiyorum.
Görmeni istediğim bir şey var.
O onu istemiyor.
Yalan söylediğini kabul etmişken nasıl olur da sana güvenebilirim?
O kadar emin değilim.
İti an, çomağı hazırla.
O her zaman hayır diyor.
Hızlı yürüyemem, ama uzun süre yürüyebilirim.
Onlarla konuşmaya çalıştın mı?
Ken, Bill ve Yumi'yi davet ettim.
Pazar günü çalışmam.
Son zamanlarda onu çok gördüm.
Çocuklar her şey hakkında meraklılar.
Öğle yemeğine on kişi davet ettik.
Seni görmek için geldim.
Ben onun kadar yaşlıyım.
Sanırım büyük bir hata yaptın.
Biçok kişi deli olduğumu düşünüyorlar.
Tom bizim arkadaşımız.
Tom, yalan söylediğini düşünüyor.
Tom'un evinin bir kulesi var.
Tom dün annesine yardımcı oldu mu?
Bu sabah ona ne oldu?
O kendi elbiselerini yapıyor.
Fransızca çalışalım.
Bu başka bir olay.
Burada uzun süre kalmayalım.
Tom mutlu.
Korku filmlerini sever misin?
Tom'un yeni kız arkadaşı bir vejetaryen.
Artık bir cep telefonum yok.
O Afrika'da doğdu.
Bu kitabı her okuduğumda yeni bir şey bulurum.
Onun bir bisikleti var.
O, benden daha hızlı koşabilir.
Yapabileceğimin en iyisini yapacağım.
Ben başka bir iş buldum.
Ben her zaman kahvaltıda kahve ve tost alırım.
Esperanto öğrenmeye başladın.
Gözyaşları çocukların silahlarıdır.
O, öğretmeni ziyaret etti.
O geç kalktı.
O su çok saf.
Neden zamanımı boşa harcıyorsun?
O bir hayalperest.
Hiç Tom'la çalıştın mı?
Tom'un ayrılmasına izin ver.
Gözleri kapalı onun yanında oturdu.
Yanıldığımızı itiraf ettik.
Tom üzgün olduğunda daha çok yemek yediğini söylüyor.
Emin değilim ama sanırım nereye gittiğimi biliyorum.
Sizi tekrar arayacağım.
Gençken, Tom çok daha hızlı yüzebiliyordu.
Gülümseyin.
Onu affedemiyorum.
Anne mutfakta yiyor.
Patronuyla uyudu.
Ben onu görebilir miyim?
John benim en iyi arkadaşımdır.
O çok fazla sigara içiyor.
Yağmurda yürümek beni rahatsız etmez.
Bu bebek üç haftalıktır.
Bisiklete binmeyi yürümeye tercih ederim.
Ne zaman akşam yemeği yersin?
Seni odamda bekliyor olacağım.
O, çocuklarını asla tekrar görmeyecekti.
Onlar yardım edebilirler.
Tayfun sezonu geldi.
Boston'da Tom'u ziyaret etmeyi dört gözle bekliyorum.
Kimi arıyorsun, Tom?
Ben onu sadece bir kez gördüm.
Hayaletlere inanıyorum.
O memnun değildi.
Bob sıkı çalışmaya alıştı.
Türkiyeliyim.
Bu büyük bir sorun mu?
Profesör gülümsedi.
Aperatif olarak, meyve ve fındık yer.
Onu Tom'a vereceğim.
Bir bira ne kadar?
Antibiyotik kullanma.
Gelecek pazar barbekü partisi vermeye ne dersin?
Haber onu mutlu etti.
Her zaman kravat takar.
Bizimle gelmek ister misiniz?
Herkes Tom'un Mary ile parası için evlendiğini düşünüyor.
Bir şeyi değiştirmek zorundayız.
Pencereyi biraz açıyorum.
Hayır.
Bütün yumurtalarınızı tek bir sepete koymayın.
Şarabı getireceğim.
Annem gençken çok güzelmiş.
Sana yardım edemem.
Ağladığını gördüm.
İyi bir fikir değil.
Bu doğru değildi.
Erkek kardeşim bana sigara içmeyi bırakmamı tavsiye etti.
Tren istasyonuna gitmek için bir taksiye binerim.
Uluslararası Kadınlar Günü kutlu olsun!
Tom onun imkansız olduğunu biliyordu.
Ben Katar'da yaşıyordum.
Onu durduramam.
O zaman burada değildim.
Bunun için benden özür dilemelisin.
Ben sadece TV izliyorum.
Sazae her zaman kendi telefon numarasını unutuyor.
Evlendiğimizde onun anne ve babası çoktan ölmüştü.
Canım bütün gün uyumak istiyor.
O bize Fransızca öğretir.
Yerler.
Tom için zor bir geceydi.
Gelecek pazar Bay Oka için bir parti vermeyi planlıyoruz.
Çin'de mi?
Sorun ona kimin söyleyeceğidir.
Napolyon'un atı beyazdı.
Ona ne zaman döneceğini sor.
Adam yaşlıdır.
Tom, işe mi gireceğine yoksa üniversiteye mi gideceğine karar veremiyor.
Erken kalk.
Bu çok tatlı.
Tom bir Hıristiyan.
Yeterince yalan söylersen ona inanmaya başlarsın.
Benim anahtarımı kaybettim.
Cathy de gitti mi?
Gidiyoruz.
Sana güvenebilir miyim?
Onun küçük erkek kardeşime bakacağını umuyorum.
Onlar aynı odada uyudular.
Babam bizi seviyor.
Çin'de değil.
Sanırım yeni bir araba satın alacağım.
Bana yardım etmek için kimse gelmedi.
Neden herkes böyle sessiz?
Bu bir itiraf mı?
Onunla tanıştığımdan beri hayatım değişti.
Gerçekten şu anda konuşamam.
Belki bunu yapmalıyım.
Tom gelmenizi istedi.
Lütfen gidin.
En sevdiğin meyve nedir?
Ne komik!
O, onun eve gelmesini bekledi.
Bu benim şarkım.
Programda problem olduğu için yarının toplantısını iptal etmek zorunda kaldık.
Resmi görebiliyor musun?
Yarın sabah beni uyandırmayı unutmamalısın.
Bir yabancının eve girdiğini gördük.
Bir sonraki otobüse bineceğim.
Şu anda ofiste kimse yok.
Sen kovuldun.
O kadar sıcaktı ki pencere açık uyudum.
Bırakmalıyım.
Onu kimin yaptığını biliyor musun?
O henüz gelmedi.
Tom, Mary'ye biraz kahve ve sigara almasını söyledi.
Ali iyi bir kişi.
Bu otel öğle yemeği hizmeti vermez.
Ben neredeyim?
İnanç her şeyi mümkün kılar....aşk her şeyi kolaylaştırır.
Şimdi piyano çalıyorum.
Sadece onu istemek zorundasın.
Ne sürpriz!
İkisinden biri gitmeli.
Gelecek ay bir bebeğimiz olacak.
Gerçekten bir arabaya ihtiyacın var mı?
Şu senin kitabın mı?
Büyüyünce bir kral olmak istiyorum.
Ülkemize ne zaman göç ettiniz?
Tom'a söyleyecek bir şeyim yok.
Gitmek için özgürsün.
Bu bir sorun.
Bu uçakla ilk yolculuğum.
Neden bizimle birlikte akşam yemeği yemiyorsun?
Tokyo istasyonuna ulaşmanın en kolay yolu hangisi?
Tom onun lezzetli olduğunu söyledi.
Buraya gelmek bir hataydı.
Bu bir oyuncak değil!
Ondan daha genç misin?
Bir arkadaşımdan mektup aldım.
Biz burada beyzbol oynayamayız.
Şarkı söylememeye söz veriyorum.
Bu çok tehlikeli.
Benimle mi konuşuyorsunuz?
Onu açıklayamam.
Onun umurunda olduğunu sanmıyorum.
Hava burada sıcak.
Onlar çikolata yerler.
Onu konsere gitmek için davet etti.
Hoşça kal. Yarın görüşürüz.
Sanırım buna izin var.
Tom Mary adında bir kız tanıyor.
Arabamla sorunum var.
Kız arkadaşıma Fransızca bir aşk mektubu yazmak istiyorum.
Geçen yıl Sasayama'da yaşadın mı?
Hiç kimse bilmiyor.
Boston'da kaç gün kalmak istersin?
Çin'de miyiz?
Burada kimse var mı?
O gerçek olabilir.
Beni rahatsız ediyor değilsin, yanlış anlama.
Onun geniş omuzları var.
Bu kimin gazetesi?
Tamamen senin düşüncenden yanayım.
Çocuklar her gün bu parkta oynarlar.
O, Tom'un grubu.
Oğlunun sağ salim döneceğinden eminim.
Kız kardeşim her sabah duş alır.
Kar yağışı başladı.
Sabah kalktığım zaman hasta hissediyorum.
Sizi tekrar görmeyi umuyorum.
Tom eve dün geldi.
Keşke bunu okulda öğrenseydim.
Cümleyi sileceğim.
Okula geç kaldığım için özür diledim.
Tom için bir paketim var.
Bu, babamın doğduğu köydür.
Onun ilk sözleri neydi?
Ne kadar ödedin?
Ne zaman gidiyorsun?
O bana baktı ve gülümsedi.
O çok güzel.
O çok iyi bir müzisyendir.
Yarın okula gitmeyeceğim.
Ne yapması gerektiğini bilmiyor.
Tenis oynarım.
Tom çok balık yer.
O tatilde.
Doğru kadını bekliyorum.
Daha yavaş konuşun lütfen.
Pencereyi açabilirsiniz.
Tom Mary'nin gitmesini istemiyordu.
Sen benim babamsın.
Şimdi yalnızca bir mucize bize yardım edebilir.
Bu kuş ne Japonya'da ne de Çin'de yaşar.
"Kocanız işe yürüyerek mi gider?" - "Evet, o yürümeyi sever."
O, adamla evlenmedi.
Bana başka bir çanta göster.
Çiçekleri görmek için parka gittim.
Burada çocuklar var.
Buna inanmakta zorlanıyorum.
Komite on iki üyeden oluşmaktadır.
Onu bilmiyordu.
Tom'un evet dediğine inanamıyorum.
Tom'un ölmüş olduğunu söylediğini düşündüm.
Ben bir öğrenci iken onunla tanıştım.
Onlara ihtiyacımız yok.
Herkes onu yapıyor.
Lütfen yardım eder misiniz?
Bence Tom çok hasta.
Ben bir mesaj bırakabilir miyim?
Hiç kimsenin bu kapıyı açmasına izin verme.
Tom araba sürmek istedi fakat o sarhoş olduğu için, Mary ona izin vermedi.
Şimdi ne yapıyorsun?
Tom ne zaman gidiyor?
Sümkür.
Onun ne dediğini bana anlat.
Kıyafetlerimi yıkar mısın?
O, ona Jane olup olmadığını sordu.
Bugün hava güzel.
O çok çalışıyordu.
Tom hafta sonu boyunca okumak için kütüphaneden bazı kitaplar ödünç aldı.
İşim kolay ve bir sürü boş zamanım var.
Bu su içilebilir mi?
Siz ikiniz birlikte çalışır mısınız?
Tom evde değildir.
Estonyalı güzel bir kadınla evleneceğim.
Buradan Hilton Oteline gitmek ne kadar zaman alır?
Burası benim doğduğum hastane.
Bu gece sinemaya gidiyor musun?
O kadını nerede gördün?
Tek kelime söylemeden odadan ayrıldı.
Tom onun hakkında bir şey bilmiyordu.
Neden onu dinlemedin?
Onunla bir randevu ayarlayalım.
Bunu cevaplayabilir misiniz?
O uzun bir hayat yaşadı.
O, öğle yemeğinden önce çok iyiydi, ama sonrasında hasta hissetti.
Okula giderken amcamı gördüm.
O, onunla evlenmeye söz verdi fakat evlenmedi.
Tom Mary'ye ne yapmamasını söyledi?
Keşke onun gibi olsam.
Hamile olduğunu unutma.
Dün sabah hava çok soğuktu.
Tom gelmedi ve Jane de.
Şarkı söyleyeceğiz.
Yapabileceğimiz her şeyi yaptık.
Anneni dinle!
Kötü haberi duyduktan sonra ağladı.
Hala iş bulamadım.
Ben sadece onun iyi hissetmesini istiyorum.
Benim hatamdı.
Ona yardım edebildim.
Hiç alkolsüz içeceğin var mı?
Henüz sabah kahvaltısı yemedim.
Çok güzel dağ manzarası olan bir odam vardı.
Bay Brown ile konuşabilir miyim?
Mary maydanoz sevmez.
O, Pazartesi günleri her zaman evdedir.
Kadına merhaba dedi.
Bravo, arkadaşlar.
Ben şimdi meşgulüm ve seninle oynayamam.
O, korkutucu hayaletlere inanmaz.
O benimle gelecek.
Onlar mutlu görünüyorlar.
Susan köpeğin nereden geldiğini öğrendi.
Aynı anda iki şey birden yapma.
Sana bir içecek ısmarlayacağım.
Sizinle kalacağım.
Tom bile gitmek istemiyor.
Geçen yıl Sanda'da yaşamadım.
Onun şarkı söylediğini duydum.
O, geç kalacağını ona söylemek için aradı.
Şarkı söyleyen oğlan mükemmel.
Köpeğiniz burada.
Araba sürebilen biri var mı?
Hangi filmi gördün?
Ben yalnız olmaktan hoşlanmam.
Tom'a sormaya gideceğim.
Tom Mary'yi seviyor.
Kate arkadaşını görmek için bir partiye gitti.
Nisan ayında çalışmaya başladık.
Tom, Mary'nin günlüğünü buldu ve son üç sayfasını okudu.
Bu, mağazadaki en iyi kamera.
Ne bilmiyoruz?
O hatayı asla tekrar yapmayacağım.
O bir kitap kaybetti.
Herkes ağlıyor.
Bisikletin var mı?
Bu öğleden sonra yüzmeye gidebilir miyim?
Bu genç adamın saçları mavi.
Senin gözde içeceğin nedir?
Hafta sonunda ne yapacaksın?
Çocuk yetiştirmek tolerans gerektirir.
Hiçbir pencere açık değildi.
Tom, seni tekrar görmeyi dört gözle bekliyor.
Onunla dans et!
Dün babamla konuştun mu?
Tom üç tane tabak kırdı.
Ayrılmak üzereydim.
Tom'un bürosuna gidiyorum.
Bir oğlum var.
Ben çok kısayım.
Senin yardımına ihtiyacım olacak.
Keşke onu görseydim.
Onun söylediğini anlıyor musun?
Gökyüzünden bütün yerler aynı mesafededirler.
Tom'un nerede Fransızca öğrendiğini merak ediyorum.
Dün gece Tom'u gördüm.
Onu çarçur etme.
Çocuklar oynamak istedi.
Yorgun hissediyorum.
Zamanım yok.
Okuldan sonra futbol oynayacağız.
Onun zeki olduğu inkar edilemez.
Gerçekten korktum.
Sanırım bir avukata ihtiyacın var.
Okumak için en iyi mevsim sonbahardır.
Hayır, vejeteryanlar tavuk ya da balık yemez.
Tom Mary için bir gül aldı.
Bu cümle dil bilgisi hatalarından uzaktır.
Burada balık tutmak yasaktır.
Tom motosikletine bindi ve onu çalıştırdı.
Burada sigara içmeyin.
Doğru zaman nedir?
Bu mükemmel.
Burası Copacabana!
Tom, armonika ve gitarı aynı anda çalabilir.
O affedilmezdi.
Kahve içmem.
Kazandığını duydum. Tebrikler!
Benim adım Tom değil.
Hiç Kyoto'yu ziyaret ettin mi?
Susan, Jill için bir elbise yaptı.
Beni aptal mı sanıyorsun, canım?
Ben bir şeyin tuhaf olduğunu düşündüm.
Sandviç yiyorum.
Tom ayrılmadan önce Mary'yi görmek istedi.
Yağmur yağmadığında Tom hep okula yürüyerek gider.
Boston yaşamak için iyi bir yer mi?
Dün bu saatte TV izliyordum.
Müşteri her zaman haklı değildir.
Tom evinize gelmedi mi?
Tom ve Mary sadece birkaç aylık evliydiler.
O atlar senin.
O nazik bir insandır.
Etkileyici olacaksın.
Ben onun ne dediğini biliyorum.
Beni burada istemiyorsun, değil mi?
Et ekle.
Senin ismini hatırlamıyorum.
Amcam beni görmek için geldi.
Tom'a bir elma verdi.
Çevirmenin görevi yabancı bir ülkeden bir yazarı tanıtmak değil de kendi dilinde onun için bir anıt inşa etmektir.
Tüm yiyecek bitti.
Dün geceden beri yağmur yağıyor.
Yemekten sonra televizyon izleyebilirsiniz.
Biz trende konuşabiliriz.
Tom Mary'nin Boston'a gitmesini istemiyor.
Tom Mary'nin ne söyleyeceği hakkında endişeli.
İtalya'ya gittiğini söyledi.
Lütfen burada oturun.
Sizinle birkaç gün geçireceğim.
Jack hasta görünüyor.
Sadece soruyorum.
Danimarkalıyım.
Partime davet etmek istediğin birisi var mı?
O çalışmıyor.
Zalim olmayı bırak.
Tom neden bahsettiğinizi anlamıyor.
O, doğru cevaptır.
Bugün 2 Ocak.
Bu kitap küçük.
Dün öğleden sonra yağmur yağdı.
Bu benim çay bardağım değil. O Tom'un bardağı.
Ben sadece bir turistim.
Konuşmak için hiç arkadaşı yok.
Dün evin önünde bir trafik kazası vardı.
O, oraya geçen yaz gitti.
Her şey hazır.
Oturdu ve radyo dinledi.
Tom'u buldum.
Bay Brown bir doktordur.
Bir arkadaş bana o hikayeyi anlattı.
Eve hoş geldin.
Bana silahı ver.
Hiç ceketsiz gitmem.
İki çocuk odadan koşarak çıktılar.
Tom'un çocukluğu hakkında bir şey biliyor musunuz?
Bu şarkıyı bilmiyordum.
Benim arkadaşımdın.
Şimdi aptal hissetmiyor musun?
Başkan olduğu zaman Japonya'yı ziyaret etti.
Gerçekten Tom'la konuşmalısın.
Birlikte çalışmalıyız.
Hayır, İngilizim.
Ne kötü haber!
Trafik kazasında oğlunu kaybetti.
O şarkıdan nefret ediyorum.
Favori Disney filmin nedir?
Gitti mi?
Dün hava bulutluydu.
Bir günde üç kez yemek yeriz.
Bir şey değil.
Neden bize hamile olduğunu söylemedin?
Bu makineler şimdi çalışmıyor.
O benim, onun değil.
Başı ağrıyor.
Zamanın bitti.
Bob altıda evde olacak.
Sonunda hepsi bitti. Şimdi dinlenebiliriz.
Söylemek yapmaktan kolaydır.
Anahtarlarını bulan Tom'du.
O, ona Jessie'nin nerede olduğunu sordu.
Ben kazanmayı seviyorum.
Bir şey bilmem gerekiyor.
Arkadaşım aşırı hız yapmaktan tutuklandı.
Bütün bu şeylerle ne yapacağımı merak ediyorum.
Tom'un Cumartesi gecesi bir randevusu yok.
Fransızca konuşmayı tercih eder misin?
O, bana odasını gösterdi.
Klasik müzik dinlemeyi çok severim.
Bu parkta birçok kuş vardır.
Kışın tanıştık.
Bir erkek ve bir kadın var.
Ölmek istiyorum!
İki gündür Mary'i rüyamda görüyorum.
Bence vazgeçmeliyiz.
Pony Express sadece 18 ay sürdü.
O âmâ olarak doğdu.
Köyün doğusunda bir göl var.
Onlar bir şey izliyor gibi görünüyordu.
O gerçekten kötüydü.
Bunu yapamam.
Tom Fransızca ve İngilizce konuşabilir.
Ne yapması gerektiğini biliyordu.
O umutsuzdur.
Tom henüz yüzemiyor.
Tom ne istediğini biliyordu.
Onu özlüyorsun, değil mi?
Ette sos ister misin?
O evdeydi.
Benim adım Ichiro Tanaka.
Tom'un konuşmak için birine ihtiyacı var.
Tom beni 30 dakikadan daha fazla bekletti.
İnanmıyorum!
Ben İngilizce konuşmak istiyorum.
Neden bu kadar erken kalktın?
Çok yorgun değilim.
Onun meşgul olduğunu biliyorum.
Tom anahtarlarını arabada bıraktı.
Yaşlı ama kuvvetli.
Sorun nedir? Yardım edebilir miyim?
Seni mutlu edeceğim.
Bir süre kalın.
O, tatlı şeyleri sevmiyor.
Senin erkek arkadaşın değilim.
Arapça konuşurum.
Amcam bana bir hediye verdi.
Yalnız çalışır.
Yumi öğretmen olacak.
Tom Mary'ye hoş bir şey almayı göze alabilir.
Burada daha uzun kalmak istiyorum.
Tom tekrar asla Mary'yi görmedi.
Tom meşgul müydü?
O, benim geçen ay ziyaret ettiğim hastane idi.
Tom Mary'yi hastanede görmek için bu öğleden sonra gitmeli.
Başka bir yol var.
Tom hâlâ işini seviyor.
Daha genç görünmek istemiyorum.
Biz senden daha iyiyiz.
Evine bir hırsız girdi.
Mutlu Noeller.
Buraya gel, John.
Gitmeme izin verdiler.
Japonya'da onun kadar sevilen başka hiçbir şarkıcı yok.
Büyüdüğüm evi hatırlıyorum.
Buradaki tek kadın sen değilsin.
Onun on bir tane çocuğu var.
Su yok.
Radyodaki haberi dinledin mi?
Ona güvenmeyin.
Size çok teşekkür ederim.
Nerede olduğumuzu düşünüyorsun?
O, iki yıl önce Londra'ya gitti.
Bu Tom'un evi.
Onu beraber yaptık.
Yaşamak tehlikelidir.
O Tom değil.
Tom korkunç bir sır saklıyor.
Bu kitap burada satılmıyor.
Bu iyileşecek.
Bay Brown gözlüğünü arıyor.
Dün Christine'i burada gördüm.
Lütfen şu kitabı oku.
Beklediğim adam gelmedi.
Onun parka girdiğini gördük.
Tom bıyık bırakıyor.
O, ona istediği her şeyi verir.
Boston'dan nefret ediyorum.
Kazandım!
O bir oteldir.
Onu nasıl yapacağını söylememe izin ver.
Senin için burada değilim.
Otuz Vietnamlı çocuk okullarına gitmek için her gün yüzerler.
Bir arabaya ihtiyacımız var.
Dünya eskisi gibi değil.
Annem bir avukattır.
Abrakadabra!
O, odada yalnız bırakıldı.
O çok önemli değil.
Bob iyi mi?
O nerede?
Tom'u bekleyemeyiz.
Futboldan nefret ediyorum.
Uykum yok.
Sana verecek bir şeyim yok.
Alice benim annemdir.
Dünyada aşktan daha büyük bir gizem yoktur.
Jimmy bir mektup yazıyor mu?
Tom biraz Fransızca konuşur.
Kim olduğumu biliyorsun.
Mary'nin ne aradığını bilmiyorum.
Onun iki arabası var.
Orada kimse yoktu.
O her zaman siyah giyinir.
Arkadaşlar ne içindir?
Sen ben değilsin.
Onlar sizi arıyorlar.
Birçok kişi deli olduğumu düşünür.
Yeni bir ev yaptım.
Sence neden gittim?
Erkek kardeşim, ben kadar büyük.
Hazır olmanı istiyorum.
Bu sabah soğuk değil mi?
Her şeyden önce vazife.
Bunu benim için yapabilir misiniz?
Affedersiniz, metro nerede?
Ne aptal!
Herkes okuyor.
O, annesini mutlu ediyor.
Ne istiyoruz?
Lütfen arabamdan in.
Köpek ölüyor.
O, hafif üşüttüğünü söyledi.
Tom Mary'ye özür dilemeli.
Lütfen bana su ver!
Tom, üç çocuğu ile birlikte gemiye bindi.
Mektubu Bill yazdı.
Emel eve gelmeyeceğini söyledi.
Tom çok şanslıydı.
Savaş başladığında biz on yıl boyunca orada yaşadık.
O masada.
O az önce buraya vardı.
O uygunsuzdu.
O, bana bir çocuk gibi davranır.
Bunu tekrar yaptığımı görmek ister misin?
Onun adı listede yoktu.
Otobüs süren adam benim iyi bir arkadaşım.
Tom Mary ile ayrıldı.
Çok genç görünüyordu.
Benimle gelecek misiniz?
Bu beni sevdiği içindir.
Thomas Anna'yı seviyor, ama Anna Thomas'ı sevmiyor.
Biz yiyoruz.
Uykun geldi mi?
Mobilyaları korumamız lazım.
Ben onun evini bulamadım.
Nerede yazıyorsunuz?
Ben bu işi bırakmak istemiyorum.
Onlar Yeni Zelanda'ya gittiler.
Ben yokken işimi Rie Kawada yapacak.
Biz açız.
Tom'u arayacaktım.
Çok uykuluyum.
Ben, kızın yardım için ağladığını duydum.
Benimle oynamak ister misin?
Tom'un kızarkadaşı onu başka bir kızla gördü.
Şimdi oraya gitme.
Ben onu her gün kullanırım.
Onu öldüreceğim.
Konuşmak istediğim kişi Tom.
O çok zeki ve ayrıca çok yakışıklı.
Tom kadar iyi şarkı söyleyemeyebilirim fakat şarkı söyleyebilirim.
Kimse bana bir şey söylemedi.
O Texas'a dönmek için Meksika başkentinden ayrıldı.
Sınıfta asla tekrar konuşmayacağım.
Arkadaşım bana yalan söyledi.
Senin birkaç kitabın var.
Ona sürpriz yapmak istiyorum.
Bu yıl benim için önemli bir yıldır.
Tom henüz bilmiyor.
Burada koşmak tehlikelidir.
Ne istediğimi biliyorum.
O, dün orada olamaz.
Onun gri saçı var.
Ken, gelemeyecek kadar meşgul.
Bu şarkıyı kimin söylediğini bilmiyorum.
Ben yemek yemem.
Tom'a söyledim.
Oraya gitme.
Tom dün gelebilirdi, fakat gelmedi.
İstifa edeceğim.
Onun nereye gittiğini biliyor musun?
Seni yeniden ne zaman görebilirim?
Bu gece senin gecen.
Mükemmel değilim.
O, küçük erkek kardeşinin ev ödevine yardım etti.
Her zaman meşgul müsün?
Bu kolay değil.
Kalan tuz var mı?
Babama ne istediğini söyleyebilir miyim?
Gölün yanındaki eski kilise çok güzel.
Biz sınıfta İngilizce konuşuyoruz.
Ramudi okula gitti.
Öğleden sonra ne yapıyorsun?
Bugün seninle gelemem.
Kolay cevaplar yok.
Tom çok fazla televizyon izliyor.
Tom, arabayı nereye park ettiğini hatırlayamadı.
O sadece bir çocuk.
İyi haber nedir?
Tatlı rüyalar, Timmy.
O,futbol kulübünün bir üyesi.
Leyla, Sami'nin hayatta olduğunu fark etti.
Biz evlenmeliydik.
Canlarım, gitmeyin.
Onu görmeye gidelim.
Lütfen onun ne söylediğini hatırla.
Gelmek ve benimle bir film izlemek ister misiniz?
Sabırlı olmamız gerekir.
Bu neden oluyor merak ediyorum.
En azından bir gün daha Boston'da kalacağım.
Beyzbol oynarız.
Dünyanın en güzel dili hangisidir?
Ölmeye hazır olun.
Bu mektubu Fransızca yazdım.
Bana hırsız mı diyorsun?
Onun eve yalnız gitmesinin doğru olduğunu düşünmüyorum.
Asla değişmeyeceksiniz.
Dün çalıştın mı?
Ben onu parkta gördüm.
O tür bir kişi olduğunu bilmiyordum.
Bugün canım Fransızca konuşmak istiyor.
O bazen işe arabayla gider.
Tahiti'de yaşıyorum.
Onu hiç göresim yok.
O, odasında müzik dinledi.
Ben bir tane almalıyım.
Sanırım nasıl yapılacağını biliyorsun.
Ben ilk önce biraz pasta yemek istiyorum.
O hasta olmaktan korkuyor.
O, çok para kazanıyor.
Ken ne yiyor?
Sizi bu kadar erken beklemiyordum.
Onu rüyalarımda bile görüyorum.
O, şimdi nerede yaşıyor?
Hayatta hiçbir şey sağlıktan daha önemli değildir.
Sen de İngilizce konuşuyor musun?
Tom o kitabı okumayı zor buldu.
Kıskanç mısın?
Tom evini satıyor.
Bir mektup yazmalıydın.
Fransızca konuşamam.
Başka kim bunun hakkında biliyor?
Kim olduğunu biliyorum.
O çok küçük mü?
O, şimdi bir roman okuyor.
Dosyayı kim sildi?
İyi bir uyku aldım.
Sabah kaçta kalkarsın?
Kim benimle gelecek?
Golf sever misiniz?
Araban orada.
Bir banka için çalıştım.
Televizyonu aç.
Sana teşekkür etmek için geldim.
Ben her gece seni arayacağım.
Sen benimdin.
Bu hatayı yapan ilk kişi değilsin.
Tom'la kütüphaneye gitmeliyim.
Orada görüşürüz.
Telefonunuzu kullanmama izin verir misiniz, lütfen?
Annem ve babam ben gelmeden önce ayrılmıştı.
Niçin bu sabah buraya geldin?
Sence o hala beni seviyor mu?
Bir saatin var.
En sevdiğin çiçek nedir?
Patronum beni akşam yemeğine davet etti.
Bu kitabı dün aldım.
Bu klavye pahalı.
Bu sabah sıcak değil mi?
İlerlemek zorundayız.
O neredeyse ölüyordu.
Bu, babamın evi.
Bir dakikan var.
Tom'un bu gece Mary ile konuşmayı canı istemiyor.
Tom'dan Mary'den korktuğumdan daha çok korkuyorum.
Otuz yaşında kendini öldürdü.
Hayatın anlamı nedir?
Tom henüz okuldan dönmedi.
Çalışabilmek için odama gidiyorum.
Artık yalnız değil.
Jim, mektubu Betty'ye yazdı.
Bu kötüdür.
Araban hızlı mı?
Seni öldürmeyeceğim.
Tom birisi ile birlikte.
Mağaza zaten kapalı olabilir.
Tekrar olacak.
Sen bile onların kim olduğunu bilmiyorsun.
Çok zamanımız var.
O bir iPad 4 istiyor.
İyi bir koltuk almak istiyorum bu yüzden erken gelmeyi planlıyorum.
Oraya hiç gitmediğini söyledi.
Piotr'un saçları siyahtır ama Lech'in saçları sarıdır.
Tom, benim kuzenimdir.
O ofiste.
Mary kötü bir kız.
O kız güzelliğinden dolayı kibirli.
Bizdeki yeterli.
Sana dua edeceğiz.
Japonya 20 yıl öncesinden çok daha farklıdır.
Japoncada iyiyim.
Onların ne yaptıklarını biliyor musun?
O, Fransızcayı Almancaya tercih eder.
Tom komünist değil.
Jane benim kadar yaşlı.
Bu benim telefonum.
Ben sizinle konuşabilir miyim?
Okulunu seviyor musun?
Zengin olduğunu biliyorum.
O artık bir erkek.
Bir fil değilsin. Küçük bir hayvansın.
Sizlere bir şey sormak istedim.
Lütfen televizyonu aç.
İngilizce ders 8:30 da başladı.
Amcam mutlu bir hayat yaşadı.
Onlar şimdi koşuyor.
Süt içmeyi severim.
Onu kendim teslim edeceğim.
Büyük bir sorun var.
Eve gelebilirsin.
Üzgünüm. Fazla zamanım yok.
Yeni okul dönemi başlayana kadar çok meşguldüm.
Benimle konuşma!
Amcamın üç çocuğu var.
En az beş dakikaya ihtiyacım olacak.
Bugün okula gitmeyi tercih etmiyorum.
Ağacın yaprakları sarardı.
Tüm evler sallanıyordu ve her yerde alarmlar çalıyordu.
Her zaman doğruyu söyleme alışkanlığı vardı.
Neden bana oyun oynuyorsun Mike? Yoksa bana güvenmiyor musun?
O yirmi yıl sürdü.
Yirmi öğrenciden sadece biri kitabı okudu.
Onlar Fransızca konuştular.
Tom, beni görmek istediğini söyledi.
Tom burada yaşamıyor mu?
İnanamıyorum!
Senin evin büyük.
Benimle ne hakkında konuşmak istiyorsun?
Onunla tanışmak istiyorum.
O gerçeği biliyor.
Hiç kimse bir şey söylemedi.
O iyi bir yazar.
İşte Tom'un resmi.
Annem bana bu oyuncağı ben sekiz yaşındayken satın aldı.
"Benimle oynamak ister misin?" "Seninle değil!"
Tom nasıl bu kadar zalim olabilir?
İnsanlar kendi hatalarını fark etmek zorunda.
Bu cümle gramatik olarak hatalı değil.
Tom yalan söylemiyor.
O bir gazeteci.
Kahveye ihtiyacım var.
Mary için çiçekler almayı hatırladın mı?
Ben koşmayı severim.
Tom annesi ile telefonda konuşuyor.
Omuzun nasıl?
Ben trene bindim.
Kitabı okumadı.
İyi müzik dinlemeyi severim.
O çok çalışıyordu.
Tom hâlâ ağlıyor.
Onunla evlenmek istedim.
O, Tom'dan daha yaşlıdır.
Tom her yıl Boston'a gider.
İki kitaptan herhangi birini alabilirsin.
Onları bana ver.
Geri döneceğim.
Asla bilmeyeceksin.
Bu bir parti değil.
O benimle beraber seni görmeye gelmek istedi, ama sonunda fikrini değiştirdi.
Sizin babanızı tanıyorum.
Neden bunu yapman gerekiyor?
Hiç kimse bana ne zaman gelmem gerektiğini söylemedi.
Bu partiye gelebileceğini umuyorum.
Güzel bir gün, değil mi?
Yanlış bir şey yaptık mı?
Onun şarkı söylediğini duyabiliyor musun?
Bir gerçek, esas olarak, tartışılmazdır.
Ben, uzunum.
Tom ile konuş.
Yalan söylediğini biliyorum.
O burada mı?
Susan kedileri sever.
Asla evlenmemeliydim.
Tom bana Fransızca öğretir.
Tom'un benimle sorunu nedir?
TV izlemeyi seviyor.
Şu senin köpeğin mi?
Maria onu niçin söyledi.
Ona yazmaya çalıştım.
Tom iyi bir çocuk.
Jim bir avukat değil fakat bir doktordur.
Tom kırmızı et yemez.
Tom, neden Mary'nin tek başına buraya geldiğini merak ediyor.
İnsanlar beyzbol oynuyorlar.
O, onun bir kahraman olduğuna inanıyor.
Üç adam vardı.
Bugün kaç fincan kahve içtin?
Onun çok meşgul olduğu gün cumadır.
Yapacak birkaç şeyim var.
Tom gerçekten Mary ile Boston'a gitmek istedi.
Tom'un gittiğini gördüm.
O ona astrolojiye inandığını söyledi.
New York'ta yaşıyoruz.
Babam bazen beni ofisine götürüyordu.
Yemek pişireceğiz.
Onun sınıfında hiç kimse ondan daha hızlı koşamaz.
Yalnızca bir bardak su içeceğim.
O erkek kardeşiyle karşılaştırıldığında, o kadar zeki değil.
Zengin değiliz.
Balığa gitmek istiyorum.
O, ağlamaktan başka bir şey yapmaz.
Çocuklar hızlı çalışır.
Kim olduğumu biliyor musun?
Kahveni severim.
Onunla aynı fikirde değilim.
Bir hafta geçti.
Eski binayı yıkmaya karar verdiler.
Bir arkadaşım dün gece beni aradı.
New York'ta Fifth Avenue'da alışveriş yapmak istiyorum.
Ben sabırlı bir adamım.
Dualarım gerçekleşti.
Burası saklandığım yer.
Yatağın altında bir kedi var.
Ağlayacağım.
Tom'un orada olmasını beklemiyordum.
Arkadaşlarımı akşam yemeğine davet ettim.
Ben hazırım; ya sen?
Annesine benzediğini düşünmüyorum.
O, senin bir arkadaşın mı?
Tom bugün varır.
Gerçekten bilmek istemezsin.
O da ağaçlar hakkında daha çok şey öğrenmek istedi.
Sen Tom musun?
O senin için çok yaşlı.
Ben Shizuokalıyım.
Bak! Kar yağıyor.
Ben de onu aldım.
İyi geceler, anne.
David hasta, değil mi?
Türkçe yaygın ve köklü bir dildir.
Ben dudak okuyamam.
Bu seni tehlikeye sokacaktır.
Keşke senin gibi şarkı söyleyebilsem.
Burada olmaktan memnun değilim.
Tom ve Mary birlikte çok mutluydu.
Web sitemiz birçok kullanıcıyı cezbediyor.
O kazanacağını umuyor ve ben de.
Maria, Dostoyevski'nin bütün eserlerini okuyor.
O ağlamaya başladı.
Onlar hâlâ genç.
Beni bırakma.
O hatayı tekrar yapmıyorum.
Tom Mary'yi bir İtalyan restoranına götürdü.
Canım şarkı söylemek istiyor.
Kütüphanede birçok kitap var.
Türkçe konuşur musunuz?
Adam bana baktı.
Gelecek ay Paris'e gidecek.
Tom en büyük.
O, iş yerinde, değil mi?
Onu yaptın!
Onu kastettim.
2000 metreden daha yüksekte ağaçlar yetişmez.
Tom bizim liderimiz.
Ben doğmadan önce babam öldü.
Tlaloc seyahat etmeyi sever.
Bu çocuk ağlamaktan başka bir şey yapmadı.
Mary ile dans etmeliydim.
Burada sigara içilemez.
Sen kazandın!
Sorun onu kimin yapacağıdır.
Bir araba, bisikletten daha hızlıdır.
Bagaj için yer açın.
Beni öldürmek istiyorlar.
Yarın okulumuz yok.
Hediyeyi ne zaman ve nerede aldın?
Ben öğretirim.
Mary'yi öldürenin Tom olduğuna inanıyoruz.
Çok ye!
Çok sayıda kitabın var.
Kaçak bir köleyi arıyorlar.
Japonca konuşan herhangi bir doktor tanıyor musun?
Ben şimdi neredeyim?
Tom'un kalacak bir yere ihtiyacı var mı?
O benim arkadaşım.
Kendi sözlerini her zaman tutar.
Öğle yemeğini yemeyi az önce bitirdim.
Ania, Gdańsk'ta yaşıyor.
Daha sonra ne oldu bilmiyorum.
Trafik kazaları her yıl çoğalıyor.
Henüz denemedim.
Benim çantam boştur.
O ne gördü?
İngilizce birçok ülkede konuşulur.
Onun gençken bir müzisyen olduğunu söylüyorlar.
Arabamı satıyorum.
Ben Tom'a güvendiğim için bir aptaldım.
Akşam anneme yardım ederim.
Ben sadece hata yapan bir çocuğum.
Nasılsın?
Bir köpek balığı tarafından saldırıya uğradı.
Karım yemek pişiriyor.
Tom'la evlenmeni isteriz.
O kadar zor muydu?
Bunu yapmak için iyi bir nedenim vardı.
Yapılacak çok şey var.
Ülkemde hiç kimse fakir olmak istemiyor.
Poyang Gölü Çin'deki en büyük tatlısu gölüdür.
Asla senden bir iyilik istemedim.
Sıra bende.
Anne babası bebeklerine Akira adını verdi.
Onlar şişmanlar.
Hiçbir şey yemiyorlar.
Adresiniz nedir?
Ne yapması gerektiğini biliyordu.
Bunu yapmalıyız.
Basketbolu sevdiğini bilmiyordum bile.
Yedi yaşında ebeveynlerini kaybetti.
Kitabını buldun mu?
O, ilginç görünüyor.
Buraya sık sık gelir misiniz?
Su içmem.
Yılın en sevdiğin mevsimi nedir?
Hemşireler çok nazik.
Bir yorumum var.
"Yorgun değilim." "Ben de."
Alışveriş yapmaya gitmeliyim, bir saat içinde döneceğim.
Çok üzgünüm.
Tom şarkı söylemeyecek.
Artık onu sevmiyorum.
Dur! Onu ağlatıyorsun.
O bir rüya gibi.
Artık seninle konuşmak istemiyorum.
Anahtarlarımı bulmaya çalışıyorum.
Saçım çok uzadı.
Meyve suyu ister misin?
Sakin ol. Seni duyamıyorum.
O yüzmeye çalıştı.
Tom küçük bir okulda Fransızca öğretti.
İyi bir evlilik her iki oyuncunun da kazandığı bir oyundur.
Köyde yaşamak daha da zorlaşacak.
Tom ve Ken her öğleden sonra tenis oynarlar.
O, yalanlar söylemeye devam etti.
Saat ona kadar deliksiz uyudum.
Cumartesi günü meşgulüm.
Ben bir Fransızca öğretmeniyim.
Bu çok güzel.
Ben yardımı için Mary'ye teşekkür ettim.
Şu köpek çok aptal.
Bunu bir filmde gördüm.
Sonunda bitti.
Bu gece iş için Şili'ye seyahat edeceğim.
Tom'u yalnız bırakmamalıydık.
Bu plaj popüler bir turistik noktadır.
Adımın Tom olduğunu sana kim söyledi?
Kahverengi saçım var.
Tom hâlâ uyuyor.
O şanslıydı.
Öğrenmek eğlencelidir.
Çok fazla hata yapıyorum.
Parti üç saatten daha fazla sürdü.
Tom çuvalla para kazanıyor.
Siz şanslısınız.
Bir kitap okuyor.
Okulu seviyor musun?
Çin'de değilsiniz.
Bunu ben istemedim.
Bizim kedimiz mutfaktadır.
Tom sakin.
Bunu yapalım.
Çok heyecan vericiydi.
Sorunu anlamıyorum.
Tom'un bir iPhone'u var.
Sorunumuz ne?
Dün bir kitap aldım.
Tuhaf alışkanlıkları var.
Savaş üç yıl sonra başladı.
Onlar sadece sizin için.
Ben çok meşgulüm.
Gazeteleri nerede?
Bir şey söylemek istiyorum.
Kar dışarı çıkmamızı engelledi.
Cevap hayır.
Meleğimsin.
Annem bir lise öğretmeni.
Kendimi seviyorum.
Şirket çalışanlarını düşük maaşlarla sömürdü.
Sanırım Tom bilmiyor.
Çamaşır makinesini bozdun.
Latince biliyor musun?
Babam, çok eski bir araba kullanıyor.
Ona sözlükte bak.
Onu istediğiniz yere bırakın.
Asla buraya gelmemeliydim.
Trenle mi yoksa uçakla mı gideceğine karar vermelisin.
Benden korkuyor musun?
Boş bir çuvalın dik durması zordur.
Ben Paris'e gittim.
Tom geldi.
Konser biletini ne zaman aldın?
Keiko şarkı söylüyor.
Orada doğdum.
Hepimiz seninle çok gurur duyuyoruz.
Bu kış çok az kar vardı.
Favori Disney karakterin kimdir?
Bu Fransız mı?
Aşk şiirleri yazar.
Birçokları için Amerikan rüyası bir kâbus oldu.
Denediler.
Bir sürü bagajım var, bu yüzden eve yürüyemem.
Sana yiyecek bir şey getireceğim.
O tatlı çayı sever.
Buradan çıkmama yardım edebilir misiniz?
Mutlu Noeller!
O gerçekten iyi konuşur.
Biri seni gördü mü?
O, hasta olduğu için, gelemiyor.
Televizyonda iyi bir şey yok.
Başlamak zorundasın!
Erkek kardeşim benden nefret ediyor.
Bana şehri gösterebilir misin?
Isabela benim ilk kız arkadaşımdı.
Tom işsiz.
Her iki kitabı da okudum.
Ev ödevimi yapmalıyım.
Buraya geri gel.
Duvarın iç kısmı beyaz, dış kısmı ise yeşil renkte.
Çok sayıda çocuk parkta oynuyorlardı.
Ne zaman tenis oynarsın?
Kırmızı şapkalı olan bayan kim ?
O, koalanın bir resmini çekti.
Japonca'yı iyi konuşurum.
Bana o listeyi göster.
Ben de dans edemem.
Şaşırtıcı, değil mi?
Aşkın ilk nefesi aklın son nefesidir.
O, senin daha önce söylediğin değil.
Onun öldüğü söyleniyor.
Yağmur ve karı severim.
Tom'un bir rezervasyonu var.
Hukuk fakültesinden mezun oldu.
Alman aksanıyla İngilizce konuşur.
Tom bir banka soydu.
Şehirde yaşamak istiyor.
Tom'un üç dayısı var.
Onları korumamız gerekiyor.
Neden buraya geldin?
O gerçekten aptalca.
Ben de 17 yaşındayım.
Yumi çok iyi İngilizce konuşur.
Bana biraz analjezik verin.
Onlar birlikteydiler.
Lütfen telefonu kapat ve biraz bekle.
Lütfen sana yardım etmemize izin ver.
O benim bir arkadaşım.
Bana bildiğin şeyi anlatmalısın.
Banyo yaptım.
Tom, orada mısın?
Ama o bunu neden yaptı?
Sanırım her ikimiz de biraz uykuluyuz.
Tom'un anahtarlarını bulduk.
Namibya nerededir?
Size biraz yardım edebileceğimi umuyorum.
Babam bu hafta sonu eve geri dönecek.
Polisleri arıyorum.
Tom'un yiyecek çok fazla yemeği yoktu.
Bu elbise sana uydu.
Yeni kız arkadışım Çinli.
Başka ne söyleyeceğimi bilmiyordum.
O Tom gibi kokuyor.
O, okula gitmiş olamaz.
Bu sayfadaki her sözcüğü biliyorum.
O, bana Amerika'ya gittiğini söyledi.
Bence bu gece iyi uyuyacağım.
Tom Boston'a ne zaman gitti?
O doğru değildi.
Adam garip davranıyordu.
Çok hızlı koştum.
Tom biraz uyumalı.
Profesör ona öğrencilerinden biri gibi davrandı.
Özür dilemeye çalışıyorum.
Sanırım bu onun şemsiyesi.
O bir yabancı ile evli.
Ben seni eve götüreceğim.
Bu benim arkadaşım Rachel. Birlikte liseye gittik.
Kutuda bir şey yoktu.
Bunu sınıfın önünde yapmalıyım.
Patronum işten erken ayrılmama izin vermedi.
Arabaya ihtiyacım yok.
Tom hiç Fransızca bilmez.
O köpek büyüktür.
Çorbayla başlıyoruz.
Onlar kazandı.
İyi haberim var.
Şimdi ağlamayı bırak.
Çok fazla çalışma!
Erkek kardeşin nerede?
Ben oraya metro ile gitmek istiyorum.
Lütfen bana Joe deyin.
Tom ağlıyor.
Onlarla birlikte oraya gitmemelisin.
Hikayenin doğru olup olmadığını bilmiyorum.
Tom kıskanmayacak mı?
Tom gelecek ay Boston'a gidecek.
Şili'de yaşıyorum.
İnsan sosyal bir hayvandır.
Verilen zamanda bitirmeliyim.
Asla yalan söyleme!
O, benim öğretmenimdir.
Sizin Tom'dan daha iyi olduğunuzu tahmin ediyorum.
Sandviçimi sana vermiyorum.
Yaşlı kadın bahçede meşgul.
Harika hediye için teşekkürler.
Bütün aile için yeterince büyük bir arabaya ihtiyacımız var.
Bizi buraya kim getirdi?
Gelecek taşta yazılı değil.
Hava güneşli.
Doktor nerede?
Tom henüz onu bilmiyor.
Senin yerinde olsam bunu yapmazdım.
Yarın bir matematik sınavı olacak.
Daha önce bana ne söylediğini hatırlıyor musun?
Floransa, İtalya'daki en güzel şehirdir.
Tom göründüğü kadar mutlu değildir.
Ona yolu gösterdim.
O beni seviyor. Ama ben onu sevmiyorum.
Tom, Mary'ye sırrını anlattı.
Onları nasıl istiyorsunuz?
Tom Fransızcayı neredeyse İspanyolcayı iyi konuştuğu kadar iyi konuşabilir.
Sizinle konuşuyorum!
Sağır mısın ya da aptal mısın?
Onun adını hatırlıyor musun?
Yorgun gibi görünüyorsun.
Portekiz'in sadece bir komşusu vardır ve o İspanya'dır.
Sırbistan'ın müttefiklerinden biri Rusya'ydı.
Japonya'da çok deprem olur.
Gelecek Pazar sana nasıl balık tutulacağını öğreteceğim.
Ben istasyona varmadan tren kalkmıştı.
Kaç tane kameran var?
Egzersiz yapmalıyım.
Mektubumu aldın mı?
Kısa ama güçlüdür.
Onun beni sevmediğini biliyorum.
Hayatımı tarih çalışmaya adayacağım.
Seni sevdiğimi biliyorsun!
Ben erken ayrılmak istiyorum.
Beni öpmek ister misin?
Ona onu sevdiğini söylemek sana neden bu kadar zor geliyor?
Onu nasıl yapacağını ona sorsan iyi olur.
O hem Fransızca hem de İngilizce konuşuyor.
Uzun bir zaman kalamıyor.
Akşam yemeği için ne istiyorsunuz?
O, Taro'dan daha meşguldür.
Tom Mary'den daha iyi Fransızca konuşur.
Gözlerini aç.
Ben bir doktor ya da hemşire ya da öğretmen olmak istiyorum.
O bir balık.
Burada kar yağıyor.
Bu benim kuzenim.
Gidip oturacağım.
Kedi insan değildir.
Mario bir İtalyan vatandaşıdır.
Tom'u gördüğüme eminim.
Bir şeyi anlamaya çalışıyorum.
Onu görsem iyi olur.
Pedro tatilden hâlâ dönmedi.
Sadece bir rüyaydı.
Her iki erkek kardeş hâlâ hayatta.
Annem ve babam beni bekliyorlar.
Yaşlı kadın neredeyse çiğneniyordu.
Dünya aptallarla dolu.
Balık kavağa çıkınca!
Onlar piyango kazandı.
Bay Berg size yardım ediyor.
Not: Seni seviyorum.
Eğer anlıyorsan lütfen elini kaldır.
Eğer oturmazsam, sanırım düşeceğim.
Genellikle, Japonlar utangaçtır.
Şirket onun başvurusunu kabul etti.
İnandığım şeyi söylüyorum ve genelde yanılmam.
Savaştan sonra, Ford politikaya girdi.
O benim kız kardeşimle evlendi.
Annem çayı çok sever.
Kütüphane yolunu bana söyler misiniz?
Öldürülmek istemiyorum.
Gözleri sevinçle parlıyordu.
Onların çoğu bize karşı naziktiler.
Yüzme bilmediğimden plaja gitmeyi tercih etmedim.
Kameram Nikon'dur.
Favori Beatles şarkın nedir?
Düşünmen için sana bir gün mühlet vereceğim.
Tek başıma olmayı seviyorum.
İstasyonda kimi bekliyordun?
Dünyanın bütün dilleri güzeldir.
Onun hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyorum.
Üç sandalyeye daha ihtiyacımız var.
Kel misin?
Annem ağlıyordu.
Geri dönemem.
Bu onun el çantası.
Fransız bayrağı mavi, beyaz ve kırmızı.
On aylık çok sıkı bir çalışmadan sonra, bazen ısıtılmamış bir kubbede gece boyunca çalışarak, Clyde Tombaugh Pluto adını verdiği bir nesne keşfetti.
Sabah yedide kalktım.
O sürekli meşgul.
Yalnız mı yaşıyorsun?
Soğuk olduğunda hoşuma gidiyor.
Sana son kez yazdığımdan beri uzun zaman oldu.
Kaç kardeşin var?
O bir uçak bileti satın aldı.
Beni rahatsız etmeyi bırak.
Erkek kardeşi kadar hızlı yüzebilir.
Telefonunu kullanabilir miyim?
Burada koşmayın.
O, çok çalışmıyor ama okulda çok iyi yapıyor.
Herkes güldü.
Onun anlamı nedir?
Kimliğimi kaybettim.
Yarın evde olacağım.
Ben kahveyi çaya tercih ederim.
O nerededir?
Tom Mary'nin ona söylediğini hatırlayamadı.
Ev ödevimi yaparken uyuyakaldım.
Konuşmak için hiç arkadaşım yok.
Tom bu akşam akşam yemeğini pişirmek zorunda.
Kravat takmam.
Tom'a henüz söylemedim.
O hala çocuk gibi davranıyor.
Sadece Tom'un bir kez piyano çaldığını duydum.
Tom Mary'yi hiç bu kadar mutlu görmemişti.
Ülkenin kaynakları var ama bunları nasıl kullanacağını bilmiyor.
Ben gerçekten şehir hayatını severim.
Ben sizi akşam yemeğine davet edebilir miyim?
Anne, oğlunu okula gitmesi için uyandırır.
Lincoln ve Douglas iki saat konuştu.
Ne sakladın?
Yarın ne getireceğini kimse bilmiyor.
Sizi istiyorlar.
O, hastaneye gidecek.
Köpek aç olmalı.
Tom'u tanımıyoruz bile.
Böyle yaşayamayız.
Durmadım.
Sen neden bahsediyorsun?
O çok iyi yemek yapar.
Öğretmeni seviyorum.
Tom parayı çaldığını itiraf etti.
Tom İrlanda kahvesini sevmez.
Yemeği nereye sakladın?
O, bazen ümidini kaybeder.
Onunla bir saat konuştum.
Hikâye Lizbon'da geçiyor.
Çok fazla zamanımız var.
Belki Tom'a söylemeliydim.
O, geçen ay Tom'la evlendi.
Ne yapmak istediğimi bilmiyorum.
İyi geceler, Timmy.
Oynamamalısın.
Tom hakkında hâlâ sorularım var.
Tom bir kilise korosunda şarkı söyler.
Japonya'ya gitmek istiyorum.
Bunun hakkında dikkatlice düşün.
O, mutfakta çalışır mı?
Bir erkek ve iki kız kardeşi var.
Oğlum okul için yeterince yaşlı değildir.
Benim için çok acı.
Şu çocuk babasına çok benziyor.
Sami köprüden atlamak istedi.
O Çin'de değil.
Oğlum yağmurda oynuyor.
Tom'un ne konuştuğu hakkında bir fikrin var mı?
Kimse bana öğretmedi.
Adımı hatırlıyor musun?
Okumak istemiyorsan, öyleyse okuma.
Bu sabah Bob'ı gördüm.
Bu filmi çok ilginç buldum.
Bir Filipinli misin?
Retiro Parkı nerede?
Dün gece bir mektup yazdım.
Onun iki kedisi var.
Şu kız bisiklet süremiyor.
Babam genelde bira içer ama bu akşam şarap içti.
Bu Tom'un el yazısı.
Bu harika, değil mi?
O şimdi seni bekliyor.
Her şeyi yemek zorundasın!
Çöpü dışarıya çıkar.
Büyükbabamız hasta.
Bir hata yaptın.
Senin bu sözlüğünü kullanabilir miyim?
Kaç taneye ihtiyacın var?
Kapı sekizde kapanır.
O birkaç hafta Tokyo'da kalacak.
Bu, babamın ilk mektubu.
Esperanto zor bir dil değil, kolay bir dildir.
Kitaplarım nerede?
Böyle çalışmaya devam edin, çok iyi olacaksınız.
Sen hasta değilsin.
Onun yaşadığı şehri biliyor musun?
O benim CD'im.
Onu buraya getir.
Ben bir lise matematik öğretmeniyim.
Biri öldü mü?
Ona acele etmesini söyle.
Marie kitaplar satın almak istiyor.
Küçük erkek kardeşim biraz para istedi.
İngilizce öğretmenim bu kitapları okumamı tavsiye etti.
Arkadaşlarınızın güvenine asla ihanet etmeyin.
Çantan nerede?
Tom, Mary'nin parasını istemiyor.
Onun gözlerine baktım.
Benim için çok zor gibi görünüyor.
Tom onun ne hakkında konuştuğunu biliyor.
Yanlış bir şey yapmadın.
Bu çok gizli.
Alarm Tom'u uyandırmadı.
Tom nihayet Mary'den ayrılmaya karar verdi.
Şimdi beni ne mutlu eder şimdi sizi ne mutlu eder?
Cambridge Üniversitesi'nde profesördü.
Acil durumlarda asansörü kullanmamalısın.
Yarın bir dansa gidiyoruz.
O senin değil.
Kimse bunu daha iyi yapamaz.
Sadece eve gitmek istiyorum.
Tom biraz güneş kremi çaldı.
Arabamın anahtarları nerede?
Tom'un Boston'da hiç arkadaşı yok.
Niçin hepiniz buradasınız?
Sadece iki elim var.
Çiftçiler her zaman iklimin insafına kalmıştır.
Tom'u görmeye git.
Tom'la konuşmak isteyen birçok insan var.
Önce kendi işlerinle ilgilen.
Bu ilaç 90'larda yasal değildi.
Annemle Disneyland'a gittim.
Tom uzun olmak istiyordu.
Tom, bunu nasıl yapacağını bilmiyor.
O onu sevmiyordu.
Hiçbir öğrenci partiye gitmedi.
Onu 1,000 yenin altında alamazsın.
Bu akşam sizi görebilir miyim?
Yarın okulun son günü!
Ölecek miyim?
O, müzeye taksiyle gitti.
Dün Hindistan'da büyük bir deprem oldu.
Onu alamam çünkü hiç param yok.
Onu ona verme.
O kaç yaşındaydı?
Biz sizi görmek için buradayız.
Telefon kullan.
Senin yaptığını biliyorum.
Onlar ne dedi?
O, bir öğretmen olmak istiyor.
O kadar sarhoş değilim.
Tom, dün televizyon izledi.
O benim kız kardeşimle evlendi.
Artık onunla konuşmak istemiyorum.
Ben bir UFO gördüm.
Bu acele niye?
Biraz Fransızca bilmeme rağmen, sanırım İngilizce konuşmalıyız.
Biz onu arıyoruz.
O uzun boylu değil.
Su olmadan hayat olmaz.
Bu sizin helikopteriniz mi?
O evde değil.
Sonuna kadar savaştı.
Tom işini çok sevdi.
Oda mobilyasızdı.
Bir gün anlayacaksın.
Neden bu kadar öfkelisin?
Birkaç yıl önce Romanya'yı ziyaret ettim.
Söylediğim her şey doğruydu.
Tom'u öldürmeni istemiyorum.
Bu ne zaman oldu?
Kim kazanıyor?
Kobe doğduğum şehirdir.
Sonunda geldi!
Benim bir arabam var.
O adam kim?
Tom gerçekten sınavda iyi yaptı.
Birisi saatimi çaldı.
Onlar hastaydı.
John gitar çaldı ve arkadaşları şarkı söyledi.
Yardımınız için teşekkür ederim.
Klarnet çalmayı öğreniyorum.
O çocuk Tom mu yoksa Ben mi?
Ben sabahları çalışırım.
Anahtarlarımın nerede olduğunu bilmiyorum.
O hariç herkes buradadır.
Tom Mary ile konuşmak istiyordu.
Tom onu tekrar asla yapmak istemiyor.
Benim için bir mesaj vardı, değil mi?
Yardım etmek için buradayız.
Maria zengin ve ünlü olmak istiyor.
İstediğin zaman beni arayabilirsin.
O benim kız kardeşim.
Ben sinemaya gitmeyi severim.
Sempatik insanlarla tanıştım.
Onu görmek istiyorum.
Sanırım onlar beş yıldır evli.
Niçin Tom'la konuşmaya gitmiyorsun?
Onların kekleri iyidir.
Kadınlar çalışıyor.
Büyük bir hata yaptın.
Burada ne olduğunu bilmek istiyorum.
İngilizce konuşmayı reddetti.
Harika! Kahve sıcak.
Lütfen bana sorunun cevabını söyle.
Ne yapmalıyız?
Benim sıram mı?
Daha önce seni burada görmedim.
Burada yardıma ihtiyacım var.
Yeni işinden memnun musun?
Tatilde Abd'ye gideceğim.
Şu anda çok yorgunum.
Pahalı olacak.
Bizimle geleceğinden emindim.
Onu asla unutmayın.
Bu yeni ve çok farklı.
Köpek öldü.
Onunla oturacağım.
Los Angeles'ta yaşayan bir teyzem var.
O dün bir kutu yaptı.
Tekrar yap!
Twitter kullanırım.
Tom işini seviyor mu?
Tom, yardımına ihtiyacım var.
Fransızca çalışırız.
O evdedir.
Ne zaman başlar?
Onlar Japon mu?
O, şimdi on saattir uyuyor.
O çok bilgilidir.
Bana neye ihtiyacın olduğunu söyle.
Şeker tatlıdır.
Şunu asla unutma!
Tom Mary'den çok daha uzundur.
Bu evde hiç kimse yaşamıyor.
Annem, babama bir pasta yapıyor.
Çayımı şekersiz içerim.
Sen en iyi arkadaşımdın.
Eve gittim.
Hava burada çok sıcak.
Neden bu kadar geç bir saatte yürüyerek gittiniz?
Nancy, işte senin için bir mektup.
Canım şimdi yemek istemiyor.
Onu hâlâ seviyor musun?
Bir elma yedi.
Tom Mary'yi tebrik etti.
Onların işi müşterileri aramak.
Benim ailem o kadar büyük değildir.
Çocuklarımızı nasıl eğitmeliyiz?
O, sadece onikiye girdi.
O, kedilerden korkar.
Onu benden uzaklaştıramazsın.
Onu dinliyor musun?
Erkin de ondan hoşlanıyor.
Onun saçı kısa.
Ben onun adını hatırlayamıyorum.
Bir kız orada ağlayarak duruyordu.
Bütün gece ağlamaya devam etti.
Taksi iki yolcu aldı.
Gitmene izin veriyorum.
Her şey birdenbire oldu.
Tom bana yeterince yardım etti.
Ondan iki yaş daha gencim.
Tom sigara içerek karanlıkta oturuyordu.
Tom eski kız arkadaşları hakkında Mary'ye bir şey söylememeli.
Tom dans edecek.
O mükemmeldi.
Hatalı olduğunu itiraf ettin.
O kahve sever.
Sözlüğünü kullanmama izin verdi.
Çin'desin.
Sen bir cimrisin.
Sessiz ol. Sınıfta konuşma.
Başka bir şey var mı?
Konuşabildiğim tek yabancı dil Fransızca.
Bir fincan çay içmek ister misin?
Bir ismi unuttu.
Ben uykulu değilim.
Bize annesinin bir resmini gösterdi.
Benim saatim seninkinden farklı.
Git ve Tom'u uyandır.
Tom Fransızca konuşan birini işe almayı planlıyor.
Ona işinde yardım etmeliydin.
Arkadaşların bekliyor.
Bana bir dakika müsaade edebilir misin?
Ben sana, sana yardım edeceğime söz veriyorum.
Su boynumuza kadar çıktı.
Daha önce onun gibi birisini görmemiştim.
Onun hasta olduğunu söylüyorlar.
Konsere gitmeyi dört gözle bekliyorum.
Görüşmesi nasıldı?
Tom köpeği ile yalnız yaşadı.
Komşumun evi Architectural Digest'in son sayısında çıktı.
O, sözünü tuttu.
Favori soğuk hava yiyeceğin nedir?
Onu tek başına yapabilir misin?
Ben Scott'un kim olduğunu bilmiyorum.
Kendini öldürmeye çalıştı.
Beni özledin mi?
Yardıma ihtiyacım olduğunu fark ettim.
Ben Esperanto öğreneceğim.
Kız kardeşim onu kendi gözleriyle gördü.
O yorgun görünüyor.
O, arkadaşlarından yardım istedi.
Konferans iki saat sürdü.
Tom'un aç olabileceğini düşünüyorum.
Ben matematikte iyi değilim.
Bir trafik kazasında hafızasını yitirdi.
Onu sana kim öğretti?
Boğaz kuruması için ev yapımı herhangi bir ilaç var mı?
Tom oğluna bisiklet sürmeyi öğretti.
Bunlar bizim kitaplarımız.
O her sabah 6'da kalkar.
Bir haftada raporu bitirmek imkansız.
Hiçbir şey hatırlamıyor musun?
Bu kız kimdir?
Mağaza gece de açıktır.
Ona sigara içmemesini tavsiye etti.
Çok daha erken söylemeliydin.
Zor bir sınav mı olacak?
Bu odada hava sıcak.
Tom'u nerede bulabilirim?
Gidemeyecek kadar çok meşgulüm.
Sana ihtiyacım yok.
Napolyon'un, İngiltere ile bir savaş için paraya ihtiyacı vardı.
Neden burada değilsin?
Ben bir taksi bekliyordum.
Ona itaat etmeye söz verdim.
Anladığımı düşünüyorum.
Esnemeyi severim.
Kanada'da İngilizce konuşulur mu?
Her zaman Tokyo'da yaşamaktadır.
Gelecek cumartesi Paris'e gidiyorum.
Daha iyi bir gelecek hayal ediyoruz.
Çıplak uyurum.
Savaş cehennemdir.
Sanırım biraz yorgun hissediyorum.
O, piyano çalar mı?
Kapıyı kapat.
Tuhaf bir komşum var.
Başka hiçbir ülkede Japonya'daki kadar sıklıkla deprem olmaz.
Tom Fransızca konuşmayı İngilizceden çok daha kolay buluyor.
Ben de ofisten biriyle çıkıyorum.
Arkadaşlarıma yardım etmek için gidiyorum.
İyiyim, teşekkür ederim.
Tom öldü.
Bizim para bitti.
Yaz!
Sadece Allah bilir.
Tom kahvesine şeker koymaz.
Onu almak için daha sonra geleceğim.
Sorular hep vardır.
Lütfen yarın ona telefon etmemi hatırlat.
Bunun için zamanım yok.
Onun hafızası yıllarla birlikte zayıfladı.
Sizi partiye davet etmek istiyorum.
Onu tekrar görmeyi umuyorum.
O, acımasızdır.
Yarın için ne hazırladın?
Senin için iğneye ipliği geçirmemi ister misin?
Onu onlara her gün söylerim.
Onun öldüğünü mü düşünüyorsun?
Benim değildi.
Bana söylemelisin.
Tom, nereden geldiği hakkında hiçbir şey söylemedi.
Tom bizi gördü.
Ye ve aç kalma.
Ben seninle konuşmak istemiyorum.
Ağaç yolu kapattı.
Ona meşgul olduğumuzu söyle.
Başka ne yapabilirdim?
Umutsuz değilim.
Tom kızı için bir hediye aldı.
Köyümüzün önünden nehir geçiyor.
Ben bira içmem.
Patatesleri soyamam. Bıçağım yok.
İlginç bir rüyaydı.
O, ona daha çok çalışmasını tavsiye etti.
O, gökyüzüne baktı.
Onun politika tutkusu yok.
Uzun süredir onu görmedim.
Bügün vaktiniz var mı?
Fransızcayı ne okuyabilirim ne de konuşabilirim.
Koşmalıyız.
Burada ne yaptığımı bilmiyorum.
Bir mesaj göndermek ister misin?
Seni her zamankinden daha fazla özlüyorum.
Tom gitmemi istiyor ama gitmeyeceğim.
Tom Mary'yi sıkı sık arar.
Bir saat içinde seni arayacağım.
Şimdi konuşamayız.
Bana bir dakika ver.
Tom ve Mary birbirlerini öptüler.
Bana güvenmeliydin.
O, bir arkadaşının evinde kalacak.
Basketboldan hoşlanır mısın?
Neden İzlandaca öğreniyorum?
Tom'u aramalıyım.
Tom hâlâ Boston'da.
Senin kaç tane araban var?
Bu neden oldu?
Kazada hiçbir yolcu ölmedi.
Kimseyle sohbet etmek istemiyorum.
Bay Saito'yu hatırlıyor musun?
Tom arabasının anahtarlarını kaybetti.
Tom geçen yıl Boston'a geri geldi.
İşini yaptın mı?
Sen bana yalan söyledin, değil mi?
Ben dün gece hiç uyuyamadım.
Ben bunu yalnız yapmadım.
Evet, benim adım Karen Smith.
Soruyu cevaplamak kolaydır.
Yarın havanın iyi olacağını düşünüyor musun?
Her şeyi biliyormuşsun gibi konuşuyorsun.
Herkes seni korumak ister.
Üniversite kütüphanesi şimdi açık mı?
Sabah kahvaltını bitirdin mi?
Esperanto dilini öğrenmek çok eğlencelidir.
Bugün kaderle bir randevum var.
Ben Japonca öğretmeniyim.
Son dakikada aklına iyi bir fikir geldi.
Tom Mary'ye bir şey söylemek istedi.
Artık sana çalışmıyorum.
Biz sadece arkadaşız.
Ben onun gelmeyeceğini düşündüm.
Bana bir kuzu çiz!
Ben video oyunları oynarım.
Aldatıldın.
Tom zayıftı.
Sadece onu seviyorum.
Şimdi gelebilir miyim?
Şimdi gitmek zorundasın.
Benim odam çok küçük.
Bana bir bardak su ver.
Tom'un onu görmesini istemiyorum.
Ben 24 yaşındayım.
Bu bulvar araba ve insan dolu.
Bunu onun için yazdım.
İlginç değildi.
Onun dedesi yaşına göre çok sağlıklı.
O konuşuyordu.
Eğer sen gitmezsen ben de gitmem.
Neden yardım istemedin?
Tom'a onu öğretmeliyim.
Kız arkadaşımdan ayrıldım.
Tom ve Mary'den hoşlanmıyorum.
Gittiğim yer için vizeye ihtiyacım yok.
Ne yapmak istersin?
O bankada çalışır.
Ona söz verdim.
O kadının iki çantası var.
Bir şiiri başka bir dile çevirmek zordur.
Elinden geleni yaparsan, kimse seni suçlamaz.
O, benim hatam değil.
O, sigara içmeyi bıraktı ve koşmaya başladı.
Afedersiniz. Amerikan elçiliği nerede?
Kilo kaybetmeye ihtiyacı olan ben değilim.
O, yağda pişirildi.
Tom Mary'nin adresini hatırlayamıyor.
Acil durum!
Arkadaşlarım ben sarhoşken daha iyi Fransızca konuştuğumu söylüyorlar.
Yarın beni bekleyebilirsiniz.
Tom evine geri döndü.
Sorun beni ilgilendirmez.
Soyunma odasında çantamı çaldılar.
Ben gerçeği biliyorum.
Türkiye, Yunanistan'dan daha güçlüydü.
Ne başarı!
Günah işlemeyi sever.
Evet, biliyorum.
Okula metroyla gidiyorum.
Niçin ölmek istiyorsun?
Sigara içmenin sağlık için kötü olduğu bilinen bir şey.
Dün o, uzun bir adam gördü.
Jim için çikolata aldım.
Hangisi benim?
Onu hiç sevmiyorum.
Onun bana yardımcı olacağını umuyorum.
Konferans başarıyla sonuçlandı.
Hasta olduğum için, gitmedim.
Tom domatesleri sever mi?
Tom bir sürü Fransızca kitaplar okudu.
Boston'a 2.30'da vardım.
Ona ihtiyacın var.
Müzik dinlemiyorlardı.
Onlarla konuşabilirsin.
Onu yapmak istiyorum.
Tom'la konuşmadın mı?
Bu makineyi nasıl çalıştıracağını biliyor musun?
Dün birkaç çocuk okuldan erken ayrılmak zorunda kaldı.
Onlar bana pasaportumu geri vermedi.
Söylediğin bu değil.
Bazı Asyalı erkekler makyaj yaparlar.
Bir ağacın gölgesinde oturdular.
İngilizce konuşurum.
Çin'den Japonya'ya geldim.
Senin hakkında her şeyi biliyorum.
Her zaman Tom'la tanışmak istedim.
Üzgünüm, seni seviyorum.
Bu sabah ne yaptın?
Lütfen beni gitmem için zorlama.
Tom öldüğünde otuz yaşındaydı.
Dün gece sana ne oldu?
Mary henüz yemek yemedi.
O, her hafta sonu golf oynar.
O takım pahalı görünüyor.
Tom az önce kahvesini bitirdi.
Herkes yemek zorunda.
Neden böyle aptalca bir şey söyledin?
Kendim gitmek istemiyorum.
Ben bir doktorum.
Onu göreceksin.
Tom ne yapacağının söylenmesini sevmiyor.
Annemin dört erkek kardeşi var.
O sık sık balık tutmaya giderdi.
Gitar çaldığını duymak istiyorum.
Boston'a gittin, değil mi?
Artık sigara içmiyorum.
Tom öfkeli.
Tom, otuz yaşındadır.
Ona bir kitap verdi.
Süt ve ekmeği severim.
Tom Mary'nin çalışmasını istemiyordu.
İyi değilim.
Kanadalı değilim.
Bir sırrım var.
Tom kim? O senin yeni erkek arkadaşın mı?
Tom Mary'den daha az seyahat eder.
Tom eğleniyordu.
Ev ödevini yaptın.
Buralarda anahtarımı kaybettim.
Tom otuz yaşına kadar Fransızca öğrenmeye başlamadı.
Tom yarın yağmur yağacağını düşünmüyor.
Geçen Pazar, Mary ve ben birlikte kütüphaneye gittik.
Onun doğru olduğunu biliyorsun.
Kolların benimkilerden uzun.
Siz çocuksunuz.
Cilt bakımı önemlidir.
Tom'a bir mektup göndermek istiyorum.
O buraya nasıl geldi?
Susuz hayat olamaz.
Tom haftada üç gün spor salonuna gitti.
Sumatra bir adadır.
Son üç gündür hiçbir şey yemedim.
Dün onu gördüm.
Tom bulaşıkları yıkamadı.
Tom Mary'nin ne demek istediğini bilmiyor.
Onunla ne demek istiyorsun?
Ama korkmuyordum.
O yemek yiyor.
Fransızca öğrenmeliyim.
Onları hatırlıyorum.
Tom benim kadar iyi Fransızca konuşur.
Onu on yıldan uzun bir süredir tanıyorum.
Ben seni tekrar arayacağım.
O ne kadar büyük!
Bir fikrim var.
O bu şehirdendir.
Sevdiğim çocuk beni sevmiyor.
Bunu bize yapamazsın.
O, hasta olduğu için gelemedi.
Bu iyi olamaz.
Yumurtanın sarısını severim.
Bob eve bir pencereden girdi.
Artık "Tom" adından nefret ediyorum.
Sen nerede çalıştın?
Ondan çok şey bekleme.
Tom'un sorununun ne olduğunu bilmiyorum.
Odamda üç pencere vardır.
Benim planım bir araba satın almak.
Kaç tane CD'n var?
Bu insanlar çok şanslıydı.
Onun bir yalan olduğunu biliyorum.
Tom o istemezse gitmek zorunda değil.
Burada bizimle kalabilirsin.
Mutfakta.
Bence, bu onun hatasıydı.
Bu rengi seviyorum.
Bunu sadece bir kez yaptık.
Beş kilo vermek istiyorum.
Tom yavaşça yürür.
Her zaman mutlu görünüyordu fakat asla değildi.
Neden gelmedi?
Hiç yurt dışına çıktın mı?
Masaya koymak için birkaç güzel çiçek istiyorum.
Kısa sürede karar vermeye çalış.
Duş alacağım.
Tom ve Mary ayrı yollarına gittiler.
Tom hakkında kötü konuşmayı bırak.
Gerçeği bilmiyorsun.
Ben okumaya devam ettim.
Bu yol çok dar.
Tom Mary'nin çantasını arabada bıraktı.
O iyi bir yüzücü.
Mektubu onun gelecek Pazar geleceğini söylüyor.
Asla kazanmayacaksın.
Tom Mary'ye niçin söylemedi?
Tom üç ay önce Boston'daydı.
Ne sıcak bir gün!
Bir kız arkadaşa ihtiyacım yok.
O yerinde değil.
Tatoeba sosyal bir ağ değil.
Ben telefonda konuşuyorum
Onlar sadece öğrenci.
Nasıl isterseniz.
Orada büyük bir dağ görebiliriz.
Bu kitapları Almanya'dan sipariş verdim.
Onu yaptım.
Çin'deyiz.
Niçin onunla dansetmedin?
Fransızca çalışır mısın?
Tom birayı açtı.
Ayrılmış olmalı.
O yaygın bir ahlaksızlık.
Tom geçen yıl öldü.
Yap onu.
Dobra olmak gerekirse, sen hatalısın.
Maalesef ki her şeyi mahveden ben değilim, sensin.
Artık sana güvenmiyorum.
Seni her gördüğümde anneni düşünüyorum.
Paraya ihtiyacım var.
O, ne zaman dönecek?
Mary'yi çok seviyorum.
O, futbolu beyzbola tercih eder.
Tom Mary'yi partisine davet etti.
Bu benim kuzenim.
Benim odam çok küçük.
Onu kaldıramıyorum.
Ondan hoşlanıyor musun?
Biraz müzik çalabilir miyim?
Geçen ay tatilde Los Angeles'a gittim.
Ona Boston'u ziyaret etmesini tavsiye etti, çünkü o, onun dünyadaki en güzel şehir olduğunu düşünüyordu.
Tom, Mary'nin John'a âşık olduğunu biliyor.
O yüz yaşında.
Trafik kazası nasıl oldu?
Bu kutuları kendim yaptım.
Saat on'da gideceğim.
Benimle gelin.
Bizimle gelebilirsin.
İsveç'in kendi dili vardır.
Neden sen gelmedin?
Tom Mary'ye âşık oldu.
Kredi kartıyla ödedim.
O şimdi öğle yemeği yiyor.
Tom çok içti.
Onun ailesi büyüktür.
Büyüyünce ne olmak istiyorsun?
Babam pazar günü kiliseye gider.
Doktora gittin mi?
Polis,Tom Smith'in evini araştırdı.
Tom yalnız hissetti.
Onu bana ver, lütfen.
Merdivenden ilk defa düştüm.
O, ormanda yürüdü.
Bill bisiklet sürebilir.
Bu, ticari bir İskele değil.
Bu benim karım.
Görelim...
Tom ne buldu?
Ben gelecek yıl Kobe'de yaşamayacağım.
Bunlar nedir?
Annen beni öldürecek.
Durdurmak zorunda kaldım.
O ne zaman doğdu?
Benim için sürpriz oldu, o çok güzel bir aktrisle evlendi.
Toplantıyı gelecek pazara ertelemeye karar verdik.
Tom bebek ile oynadı.
Öğretmen bana zor bir soru sordu.
Amerika'ya Amerikan edebiyatı okumaya gitti.
Bunu deneyebilir miyim?
Köpeklerden korkarım.
Ben yedide evden ayrıldım.
Sana anlatacağımız uzun bir öykü var.
Neden orada değillerdi?
Asla çok geç değildir.
Gerçeği bilmeyi gerçekten istiyor musun?
Jose düştü,fakat sadece dizi soyuldu.
Yasalarda yazanlar, insanların kafalarına göre hareket etmelerine engel olamıyor.
Herkes döndü.
Elektrik ışığı gitti.
Afedersiniz, İngilizce konuşur musunuz?
Burada kalamazsın.
Hava artık kararmıştı, bu yüzden önlem olarak çok yavaş sürdüm.
Daha dikkatli olmalıydılar.
Dört kız kardeşim yok.
Kendini tanıtmalıydın.
Bir zamanlar, Nijerya bir Britanya kolonisiydi.
O sizin için çok yaşlı.
Tom Mary'nin ne zaman geleceğini bilmiyor.
Bizimle gelmek ister misiniz?
O ona oraya yalnız gitmesini tavsiye etti.
Bir yabancı bana doğru geldi ve bana saati sordu.
Tom neden ıslak?
Her zaman senin hakkında konuşur.
O, o zaman buradaydı.
Bu kitabı sana vereceğim.
Sanırım Tom burada.
Ocak yılın birinci ayıdır.
Deniyorum, yine de seni unutamıyorum.
Ormanda kayboldum.
O her sabah kahvaltıdan önce koşmaya gider.
Bir kaktüs satın aldım.
İşi istediğimden emin değilim.
Bu hikayenin mutsuz bir sonu var.
Sana dediği gibi yap.
Tom iyi olacak.
O bize ayakkabılar alır.
Düğünüm için ailemin iznini almayı başardım.
Tom şeyleri biliyor.
Bu konuda çok emin olmazdım.
Karını dinle Tom.
Bana Fransızca öğretebilir misin?
Onunla evlenmek istedim.
O, ofisteki tek güzel kız değil.
İki artı iki eşittir dört.
Bu adam Kenyalıdır.
Daha iyi bir planın var mı?
Onu göremedim.
İki gün geç döndüm.
O, zeki ve çalışkan.
Nasıl geldiniz?
Neden listenin başındasın?
Benim hobim roman okumaktır.
İstediğiniz nedir?
Sinemaya gittim ama filmden çok hoşlanmadım.
Nara'yı ziyaret ettim.
Japonya'da başka hiçbir şehir Tokyo kadar büyük değildir.
Ne dediğimi biliyorum.
Onlar elmalar yiyorlar.
Tom'a sor.
Arkadaşlarımsınız.
Hasta olduğunu bilseydim, seni hastanede ziyaret edebilirdim.
Tom takımda.
Tanıdıklarımın çoğu petrokimya sektöründe çalışıyor.
Dili konuşmayı çok iyi bilmiyordum, ama anlayabiliyordum.
Anahtarlara ihtiyacın var mı?
Beni özleyeceksiniz.
Bu cümleyi çevirmek için kimseye izin verilmedi.
Charlotte, bu dil nedir?
Türkiye'de mi yaşıyorsun?
Hayvanlara bakmayı çok fazla severim.
Niçin masanın altındasın?
Onun nasıl olduğunu bilmiyorum.
Tren geliyor.
O evde mi?
Sence yazabilir miyim?
Onu, kardeşinden hediye olarak aldığı bıçakla kesti.
İsteyen onu alabilir.
Hadi yapalım!
Paramı nerede saklıyorum?
Ona yeni bir araba aldım.
Ben, Kobe'de yaşıyorum.
Tom iyi bir iş yaptı.
Biz birbirimize bakıyoruz.
Zarif görünmüyor.
Bugün kimse gelmedi.
Uzun zaman önce Kyoto'ya gittim.
Ormanda hava harikadır.
Onu rahatsız ettik.
David evde.
Tom'un gelmesine izin ver.
Bugün sabah ne yaptın?
Dizüstü düştü.
Sen ilginç bir kızsın.
Kız ölü bir adam buldu
Oturun.
Önce benimle konuşmalıydın.
Jack hızlı sürmez.
Bu doğru mu?
Neredeyse hiç kiliseye gitmem.
İki kez Amerika'da bulundum.
Avukat beni cuma günü görebilir mi?
John ile konuşan bu kız Susan'dır.
Buralarda bir yerde anahtarımı kaybettim.
Bir gece kalmana izin vereceğim.
Hatasına gülme.
Kayıt cihazına ihtiyacımız var.
Pazar öğleden sonra 3'te gelip seni göreceğim.
Bu benim mektubuma onun cevabıdır.
Hiçbir aday sınavı geçemedi.
O bugün gelmeyecek.
Türkçe zor bir dil.
Hiç kimse ülkemde kalmıyor.
Tom, anahtarlarını masanın üzerine bıraktı.
O, Tom'un dairesi.
Ben sözümü bozmak istemem.
Sen imkansızsın!
O, şimdi nerede yaşıyor?
Tom Mary'nin neden Boston'a gittiğini söyledi mi?
Şemsiyemi neredeyse trende bırakıyordum.
Hiç şeker yok.
İngilizce öğrenmek kolaydır.
O şarkı söyleyemez.
Tom harika görünüyor.
O, bebeğini yatağa yatırdı.
İngilizce derslerini gözden geçirmeyi denedin mi?
Üç yıldır burada yaşıyorum.
Kim bana meyve ve çay getirir?
Tom Mary'nin ondan hoşlanmama nedenini bilmek istiyordu.
Dün gece uykunda konuşuyordun.
Hiç planım yok.
O, hasta olduğu için gelemedi.
"Tom golf oynar mı?" "Evet, her hafta sonu oynuyor."
Tom'un az boş vakti var.
Eski bir film izliyorum.
Bazı kızlar tenis oynuyorlardı.
Tom çalışıyor.
Arabanı seviyor musun?
O yurtdışına gitti.
Burada yiyorum.
Odada neredeyse hiçbir şey yoktu.
Ben insanlardan nefret ediyorum.
Onun bir banyosu var mı?
Arkadaşınım.
Tom ile gidiyorum.
Sen bir tenis oyuncususun.
Koşullar nelerdir?
Jill ve John gelecek ay evlenecekler.
Ne satıyorsunuz?
Bir anahtara ihtiyacın olacak.
Tom'un evine nasıl gidileceğini biliyor musun?
Onları gördük.
Tom tabağındaki her şeyi yedi.
Kolay değildi.
Pizzayla bira getir!
Onun için teşekkürler.
Onlar bunu yeniden yazdı.
O da çikolata seviyor.
Onlar arkadaş olduğumuzu biliyor.
Yağmurdan nefret ederim ama kokusunu severim.
Onu öptü.
Ne öneriyorsun?
Toplantı gün ortasında bitti.
Yardımınıza ihtiyacımız var.
Tom yarın erken kahvaltı yapacak.
Tom'la onun hakkında zaten konuştum.
Bir şeyin doğru yapılmasını istiyorsan, bazen onu kendin yapmalısın.
Ne zaman arasam o dışarıdadır.
O iyi uyudu mu?
Lütfen beni yalnız bırakma.
Saat 10:00'a kadar çalışmaya devam etmeyi planlıyor musun?
Akşam yemeğinin hazır olup olmadığını merak ediyorum.
Bence bir süre dinlenmelisin.
İspanyolca konuşabilir misiniz?
Ekmek nerede?
Geç kalacağını biliyordum.
Kimin birinci geleceğini düşünüyorsun?
El frenini çekmeyi unutma.
O, akıntıya karşı yüzüyor.
Bunu tek başıma yapamayacağım. Bana yardım etmelisin.
Bir tane daha alalım.
Japonya'da doğmayı tercih ederdim.
Biz benciliz.
Onu tekrar gördüğüm için mutluydum.
Siz çocuklar yarın tekrar burada olacak mısınız?
Ayakların ıslanırsa, grip olursun.
Sizinle bir şey tartışmak istiyordum.
Lideri suçlamayın.
Bugün yapacak çok işim var.
Tom Mary'ye bir not bıraktı.
Ben bu kamerayı sevmiyorum.
Şu nehrin adı nedir?
Neden beni seviyorsun?
Bir milyon doları nasıl harcardın?
Takımımıza katılmak ister misin?
O, zekidir.
Ben savaştan önce Avrupa'ya gittim.
Benim kahramanımsın.
Biletleri satın aldınız mı?
Bana adresi yazın, lütfen.
Yağmurlar mahsulü harap etti.
Odayı temizlemek zorundalar.
Tehlike tehlikelidir.
Seni bir daha görmek istemiyorum.
Bütün parası bitti.
Benden ne saklıyorsun?
Tom hastaydı, bu yüzden gelemedi.
Tom uzun bir süre hasta olmadı.
Niçin Tom benden nefret ediyor.
Ders iki kolaydır.
Lütfen yavaş konuşun.
Burada bırakalım ve yarın devam edelim.
Resimde herkes gülümsüyor.
John ile konuşan genç adam, Kanadalı bir öğrenci.
Kar yağmaya başladı.
Sana yardım etmeme izin vermeliydin.
İyiyim, teşekkürler. Ya siz?
Söylediğin gibi yapacağım.
Lisenin birinci yılındayım.
Senin bir saatin var.
O taksiye bindi.
Altı-Gün savaşı kaç gün sürdü?
Bu komik değil.
Boston'da yaşayan bir kuzenim vardı.
Paul nerede?
O, Arapça öğretiyor.
İngiltere'de pazar günü mağazalar kapalı mı?
O ve ben kardeşiz.
Onu tekrar söyle.
Size dokundu mu?
Nakido, Twitter'dan daha iyidir.
Paraya ihtiyacınız var mı?
Dinlenmelisin.
Erken kalk, yoksa okula geç kalacaksın.
O tüberkülozdan öldü.
Sonunda, itiraf etmedik.
Öyle inanıyorum.
Biraz kar yağıyordu.
Evet.
Bu odada bir sürü mobilya var.
Bu benim evimdir.
Nancy'yi nerede gördün?
Lütfen bankaya git.
Pazar günü seni arayacağım.
Tom seninle evlenmeyecek.
Senin kadar hızlı koşamam.
Çocuklar mutluydu.
Tom henüz araba süremiyor.
Gök kırmızıydı.
Bana söyler misin?
Tom da Fransızca konuşabilir.
Babamı gördün mü?
Tom'un stratejisini anlamıyorum.
O, ona bir köpek satın aldı.
Sen benim ablamsın.
Ben saat 7:00 'de kalkarım.
Erkek kardeşi her zaman TV izliyor.
Alışveriş merkezi bir mil ilerde.
Gelecek hafta tatile gidiyorum.
Ofisimde olacağım.
Ne zamandır İspanyolca öğretiyorsun?
Onlar yardım edebilirler.
Mary Tom'un kızıdır.
Mary yeni bir elbise satın almak istiyor. Ne almak istiyorsun?
O onlarla konuşmak için durdu.
Tom artık Mary'nin erkek arkadaşı değil.
Beni aramadın.
Oğlum bir öğretmen olacak.
Uzun süre bekledim.
Bugün çok mutluyum.
O, söyleyecek münasip bir şey değil.
Bu fincanları sevmiyorum; masadakileri tercih ederim.
Tom'un siyah bir kedisi var.
Yarın hiç vaktim yok.
Tom ve Mary birbirlerini sevmezler.
Orada yaşardım.
Şanslı adam kim?
Arkadaşının adı ne?
Tom eğlenmiş gibi görünmüyordu.
Bu yıl favori filminiz nedir?
Tom'un bugün neden buraya geldiğini merak ediyorum.
Kutuda altı elma var.
Benzinimiz bitti gibi görünüyor.
Eski gözlüğümün nerede olduğunu biliyor musun?
Canım artık uyumak istemiyor.
Yaptığın şey yasadışı.
Tom Mary'nin Boston'a gittiğini biliyor.
Boston'a hoş geldiniz.
Tom tüm hayatı boyunca şanslıydı.
Dünyada 24 zaman dilimi vardır.
Gençken, bisikletle gitmeyi severdi.
Başka hiçbir yere gidemedim.
O, Tom'un fikri.
Bu kamera kaç para?
Bütün kitabı okudun mu?
Senin hakkında konuşacağım.
Bu benim ilk yabancı ülke ziyaretimdi.
Hepimiz birlikte gidelim!
Biz yılda bir kez buluşuruz.
Öyle güzel bir çiçek görmedim.
Tom onu zaten yapmış olabilir.
Trenleri severim.
Bu çok zor.
Şu benim okulum.
Bana bir iyilik yapar mısın?
Sadece bir soruydu.
Ben hatalı mıydım?
Sana asla yeterince teşekkür edemem.
Bende yok.
Ülkeler altın,petrol ve uyuşturucu için mücadele ediyorlar.
Tom bugün yine sınıfta uyudu.
Tom ne olduğunu bilmiyordu.
Tom dün gece iyi uyumadı.
O tenis oynamaktan hoşlanıyor.
Bu altın.
Okulda bir kütüphane var mı?
O çok hızlı koşamadı.
Dan varan ilk kişiydi.
Bu kitabı okurum ama zamanım yok.
Onu yapmayı umuyorum.
Cathy Fransızca ve Almanca konuşabilir.
Seni hiç sevmedim.
Ben onun ne düşündüğünü biliyordum.
Tek başıma gidemem.
Tom giriş kartını kaybetti.
Onu zamanında yapabilir misin?
Ekmek ister misiniz?
O bize yardım etmeyi planlıyor mu?
Ödemeye gerek yok.
Tom asla bize bağırmaz.
Aç çocuklar masadaki her şeyi yedi.
Bir şey değil.
Onun sorunu nedir?
Ben onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
Onlar Çin'de mi?
Bu kadar çok çalışmak zorunda değilsiniz.
Tom üç çocuk babasıdır.
Sanırım söylediğin doğru.
Hayatı tehlikede.
Saat neredeyse altı.
Saat sekizde kahvaltı yapacağız.
Seninle öğle yemeği yemeye bir türlü vakit bulamadım.
Siyah köpek koştu.
O, bir gün bizi görmeye gelecek.
Erkekler geliyor.
Deney başarısızlıkla sonuçlandı.
O şimdi oteldedir.
Neden benim kız arkadaşıma dokunuyorsun?
Onun evini görüyorum.
Ben'in bir suçlu olduğuna inanıldı.
Karanlıkta kaybolmaktan korkuyordum.
Pizzam nerede?
Onu itiraf ediyorum.
Okul 8 Nisan'da başlıyor.
Size zarar vermeyeceğim.
O, daha çok çalışmalıydı.
Şirketi bırakmaya karar verdi.
Canım konuşmak istemiyor.
Tom hâlâ yatakta.
O bana yalan söylemiş olabilir.
O kimin saati?
Tom'u korumak istiyorum.
Babam düşünceye dalıp gitmişti.
Tom ücretsiz bilet aldı.
Tom çocukluk arkadaşı olan Mary'ye âşık oldu.
Okulu sevmiyorum.
Bu kitaplar bizimdir.
Sen, sahipsin.
Ben küçük bir çocuğum.
Tom gülümsemeye çalıştı, ama yapamadı.
Burada bir sürü arkadaşım var.
Gerçekten ne oldu?
O sigara içmeye gençliğinde alıştı.
Yardım için minnettarım.
Lütfen bana bir fotoğrafınızı verin.
O, benim sahip olduğumdan daha çok kitaba sahiptir.
Biz iyi arkadaşlarız.
Dünyada en çok istediğim şey budur.
Tom Mary'ye biraz yiyecek verdi.
Benim evim seninki gibidir.
Tom Mary'nin geç geleceğini biliyordu.
Tom işi aldı.
Her cumartesi futbol oynuyoruz.
O onu reddetti.
19 yaşındayım.
Tom nereye gideceğini biliyordu.
Her zamanki gibi meşgulüm.
Toshio çok iyi İngilizce konuşabilir.
Annesi akşam yemeği pişirmekle meşguldü.
O ne zaman oldu?
Tom karısını seviyor.
Paramı geri alabilir miyim?
Geldiğiniz için teşekkür ederim.
O bir öğrenci değil.
Ve o onları çok özlüyor.
Bütün kitapları okumadım.
Saat kaçta yatmaya gidersin?
Neden onunla konuşmuyorsun?
Konsere gitmeyi dört gözle bekliyorum.
Sana bir şey göstereceğim.
Sana bir fincan kahve getirmemi ister misin?
Tom bunu yapmak istemiyor.
İngilizceyi anlamam.
Onun kim olduğunu biliyoruz.
Ben Arjantinliyim.
Onların hepsi korkmuştu.
Bu kitabı yazdım.
Sorunun ne olduğunu öğren.
Eve trenle döndüm.
Ben bir arkeoloğum.
Eğer gitmem gerekiyorsa giderim.
O yakında burada olacak mı?
Evim tren istasyonuna yakındır.
Tom yaptığının yanlış olduğunu biliyor muydu?
Benim oğlum artık yüze kadar saymayı biliyor.
Ne yapacağımı bilmiyorum.
Dün Tony ile oynadım.
Artık Boston'da yaşamıyorsun, değil mi?
Nereye gitmek istiyorsunuz?
Onun gözlerini seviyorum.
Bugün neden kilisede değildin?
Ne kadar uzakta?
Hala golf oynuyor musun?
Madeira bir şarabın adıdır.
Ben Japonya'da yaşıyorum.
O erken kalkmadı.
İhtiyacım olandan daha fazla param var.
Tom bütün parasını Mary'ye verdi.
Bugün şanslı günüm değil!
Bu akşam burada kalacaksın.
Birisi bir şey gördü mü?
Ben bir doktor değilim.
O doğrudur.
Ben sadece onlara bir mesaj bıraktım.
Bunu sana veren Tom.
Kadın okuyor.
Sence Tom Mary'yle gitmek ister mi?
Buraya her pazartesi gelirim.
Her şey kapalı.
Elektrik ve su olmadan hayat olmaz.
Doktor ona içmeyi bırakmasını tavsiye etti.
Adresin ne?
Aşk oksijen gibidir.
Tom Mary ile Boston'a gitti.
Oğlumu gördün mü?
İşi yapmanıza yardım edeyim.
Adam nerededir?
Birbirlerine güvenirler.
Çocuğu biliyorum.
Geçen şubat ayından beri bize yazmadı.
Saat altıda kalkar mısın?
Bu kitabı İngilizceye çevirmeni istiyorum.
Aynı şeyi tekrar tekrar söylüyorum.
Çok hızlı sürüyorsun.
Mary'ye bir mektup yazdım.
Bir kere görmek, bir şey hakkında on kere konuşmaktan daha iyidir.
Boston'da kimseyi tanımıyorum.
Benim gerçekten yardıma ihtiyacım olduğu zaman neredeydiniz?
Pazar günü çalışmam.
Kağıtlarınızı bana gösterin!
Neden beni dinlemiyorsun?
Uzun kalmayı planlıyor musun?
O bir şey değilse, başka bir şeydir.
Tom Mary'nin arabasını sürmemeliydi.
O nerede oynuyor?
Tom'un bitimesine izin ver.
O bir kilise.
Kız kardeşim ağlamaya başladı.
Tom asla değişmez.
Onun adını bilmek istiyorum.
Partide iki bardak şarap içti.
Siz konuşmayı sever misiniz?
Niçin Tom'u partiye davet ettin?
Seni nereye gönderdiler?
Ben sadece evde kalacağım.
Şikokuluyum.
O bir yalandı.
Bu tren Boston'a gider.
İhtiyacım olan şey başka bir fincan kahve.
Çalışıyor mu?
John son zamanlarda çok kilo aldı.
Kimse aynı anda bağırıp düşünemez.
Bu nehir güzel.
İki tane kız kardeşim var ve ikisi de evli.
Hangisi daha iyi, bu mu yoksa şu mu?
Yapacak çok şeyim var.
Anne babana sık sık yazar mısın?
Sanırım şimdi durmalıyız.
Yemeklerimizi hazırladık.
Konudan kimseye bahsetme.
O dürüst bir adamdı.
O, plan hakkında bir şey bilmiyor.
Ben yatmaya gitmeliyim.
O da benim evimdeydi.
O, mavi elbiseleri sever.
Sizce ben aptal mıyım?
O, ağlıyor.
Yarın sıcak olacak mı?
Uyandığımda arabadaydım.
Fransızca öğrenmeye ne zaman başladın?
Sanırım yatmaya gitmemin zamanıdır.
Bu kapıyı açma, lütfen.
Sinemaya gidecek misin?
Ona ihtiyacın olacak.
Bu durumda, fikrimi değiştireceğim.
Yüzlerini gördün mü?
Okuyor musun yoksa çalışıyor musun?
Teori ve fikir arasında büyük fark vardır.
O, arabasına bindi.
Son yağmurlar sele neden oldu.
Tom kimle konuşuyor?
Gördüğüm kadarıyla yeni bir öğrencimiz var.
Çocuklar ve aptallar her zaman doğruyu söyler.
On yıldan uzun süredir doktora gitmedim.
Dans edemem.
Sen romanlar okurdun.
Tamamen yanılıyorsun.
Kimse ayın sahibi değil.
Ben voleybol oyuncusuyum.
Sanırım bir hata yaptın.
Japon musun?
Tom ayrılmak istemedi.
Tom kızı Boston'da yaşayan bir adam tanıyor.
Ne yapacağına dikkat et.
Ben neyi gördüm?
Tom kendine bakabilir.
Tırnaklarımı yemek gibi kötü bir alışkanlığım var.
Hiçbir şey yapmadım.
Öğleden sonra tenis oynayacağım.
Tom'un ne dediğini duydunuz mu?
Sütün ekşi bir tadı var.
"Beni bekleme." "Ben seni beklemeyecektim."
Üzgünüm ama şimdi eve gitmeliyim.
Roma eski bir şehirdir.
Bu akşam nerede yemek istersiniz?
Bay Iuchi'nin yardım edecek kimsesi yoktur.
Benim adım Jack.
Hâlâ susuzum.
Onu söylediğinde o kadın sana garip garip baktı.
Bu sokak boyunca düz gidin.
Balık severim.
Bunun hakkında tartışmak ister misin?
Bu şarkıyı benim için çevirebilir misin?
Ona bir kitap verdim.
Tom benden daha yaşlı olamaz.
Beni dinle lütfen.
Tom uzaklaştı.
Keşke Japonya'ya gidebilsem.
Hiç arkadaşım yok.
Ben senden vazgeçmedim.
Bir şey yemen gerekiyor.
Yardımıma ihtiyacın yok.
Bana bak.
Çocukları istemiyorum.
Lütfen mektup yazmayı unutma.
Zengin oldum.
Yaz tatili için hiç planınız var mı?
Geçen hafta Boston'da ne yaptın?
Şu bir erkek çocuk mu yoksa kız çocuk mu?
Tom Mary'den biraz para rica etti.
Ben bu bisikleti hâlâ seviyorum.
O, hastanededir.
Tom orada yalnız mı?
Uyanmak uyumanın zıt anlamlısıdır.
Katile karşı öfkeyle doldurulduk.
Tom nerelidir?
O beni kasten bekletti.
Vakit geçirmek için kart oynadık.
Her şeyi itiraf etti.
Yer.
Hatalar yapmaktan korkmayın.
Buna vaktim yok.
Dört dil biliyorum.
Ev alevlere yakalandı.
O, Irak'a geri dönmedi.
Sen yüzebiliyor musun?
Senin sorunun nedir?
USB belleği bağla.
Bir ev arıyorum.
O benim sorunum değil.
Bu kitabı istiyorum.
Satranç oyununda kale çok mu önemlidir?
Tereyağ neyden yapılır?
Ben her zaman erken kalkarım.
Kapıyı kapatın, lütfen!
Kyoto'da amcamla birlikte kalacağım.
Tom mutfaktaydı.
Bir turist vizem var.
Niçin kızgınsın?
Tavsiyeniz nedir?
O, ailenin bebeğidir.
Tom sevdiği bir iş buldu.
Bu kitap İngilizce yazılmıştır.
Yemek hazır!
Seni hâlâ seviyorum.
Tom'la çalışamam.
Evlenmek istiyorum.
Bana biraz verir misin?
Çantam nerede?
Benim mutlu olacağıma söz vermişsin ama sen bu sözünü bile tutamadın.
Bu harika gitti.
Daha fazla söyleyecek bir şey yok.
Sözcük kaybındayım.
O da geliyor mu?
Yunan büyükelçiliği nerede?
Yunanistan eski bir ülke.
Sana benimle asla tekrar konuşmamanı söyledim.
Kaybolan oğlunu arıyordu.
O saat kaçta başlar?
O Fransız'dır.
Ben Anton.
Babam bana büyük bir servet bıraktı.
Çantaları yukarı taşı.
Üç mektup yazdım.
Tom otelde değil.
Beklediğimizden daha fazla insan geldi.
Markette çok çeşitli meyveler vardı.
Kız arkadaşımı gerçekten özlüyorum.
O oyuncakları sever.
Bir kaza vardı.
O benim karımdır.
Şimdi Tom'la konuşmalıyım.
Tom Mary ile sirke gitti.
Bunu seninle yapmak istemiyorum.
Gerçekte dedikleri kadar zengin değilim.
Bunu bekliyordum.
Kimse bana öğretmedi.
Acele et kız!
Tom Amerika'daki birçok insanın niçin beyzbolun futboldan daha ilginç olduğunu düşündüklerini merak etti.
Bence ne yapman gerektiğini biliyorsun.
Ama babamın yapmamı istediğini sanmıyorum.
Akademik sözlüklerin çoğunda küfür yer almaz.
Bugün hasta gibiyim.
İşim iyi gidiyor.
Bu kolay olacak.
Kazanmak hoşuma gidiyor.
Göl büyük.
Büyükbabam sabah kahvaltısını genellikle saat altıda yer.
Tom'u almaya gitmeliyim.
Bu raketlerden hangisi senin?
Herhangi bir şey söylediler mi?
Tom bile gülümsedi.
Kendini tanı.
Bu nedir?
Tom şarkı söylemeyi sever.
Neden gelmiyorlar?
Onu nasıl yapacağız?
Yardım edeyim.
Bence mükemmelsin.
Güldüm.
Benim tipim değilsin.
Arkadaşız, değil mi?
Nasıl hissediyorsunuz?
Bayan Brown ile konuşabilir miyim?
Doğum günü partime geleceğini umuyorum.
Bunu ne zaman yapmak istersin?
Ondan daha zeki değilim.
Tom Fransızca öğrenmeyi seviyor.
Mary iyi dans edebilir.
Onlar her şeyi kontrol altına aldı.
Ben bile Tom'u görmedim.
Hiç Fransızca konuşamam.
İki yıl önce Japonya'ya geldim.
Hiç sigara içtin mi?
Tom riskleri biliyordu.
Şoför sarhoştu.
Tom ayrılmak zorunda kaldığını söyledi.
En sevdiğin TV yıldızı kimdir?
Mendilini her zaman kaybediyor.
Onu partiye gitmeye ikna ettim.
Annem deli.
O, şemsiyesini otobüste bıraktı.
Bu araba hızlı.
Evet, anlıyorum. Teşekkürler.
Merhaba, Tom. Günaydın.
Bir arkadaş, yarın evimizde oynamak için geliyor.
Bu saati sevmiyorum.
Sanırım Tom meşgul olabilir.
Bir araba satın aldım.
Seni daha sonra aramak zorunda kalacağım.
Kızımı seviyorum.
Tom'un dün içecek bir şeyi yoktu.
Ben senin kadar uzun değilim.
Onu tanımak zorunda mıyım?
Tom orada çalışıyor.
Bazı insanlar onun kötü bir fikir olduğunu düşünüyorlar.
Nasıl balık pişireceğini biliyor musun?
Hiç kimse onunla oynamak istemiyor.
Niçin insanlar yalan söylerler.
Onlar memnundu.
Kendimi yalnız hissettim.
Tom'u sevdiğimi düşünüyorum.
Tom sözünü tutmadı.
Michael bu akşam televizyona çıkacak.
Tom Mary'nin el yazısını tanıdı.
Kalk. Çok geç oldu.
Lütfen gel.
Yarın sabah ayrılacağız.
O ölecek mi?
Adınız nedir?
Çok aç değildim, bu yüzden daha sonra yemeye karar verdim.
Her zaman Tom'dan nefret ettim.
Hey, uykucu, uyan!
Tom Mary ile birlikte okula giderdi.
O bir milyonerle evlenmek istiyor.
Kahvede bir sinek var.
Tom'un doktoruyum.
Çeviri yapmak eğlencelidir.
Tom bir deniz biyoloğu olmak için eğitim görüyor.
Günde en az 8 saat uykuya ihtiyacımız var.
Ona öyle bir şey söylemen senin karakteristiğin değil.
Çocukların var mı?
Ben otobüsle işe giderim.
İki yıl önce Obihiro'ya gittim.
Kimle akşam yemeği yiyorsun?
Evlenelim.
Onlar Meksika'da İspanyolca konuşurlar.
Onun güzel gözleri var.
Tom gülüyor.
Beşikte uyuyan bebeğe bak.
Şu bir balık değil.
Ben kitabı zaten okudum.
Tom'un yaşamak için çok zamanı yok.
Konser çok iyi değildi.
Seni unutmadım, Tom.
Tom soruya cevap vermeye çalıştı.
Ben onun adresini unuttum.
Tom sadece kibar oluyor, değil mi?
Onun ne söylediğini düşünüyorsun?
En sevdiğin küfür hangisi?
Bende para yok.
Tom pazar hariç her gün çalışmaya gider.
Kütüphanedeydim.
İşimizi yapmamıza izin verin.
İngilizce konuşmak zor değildir.
Gelebilirsin.
Hangi kredi kartlarını kullanabilirim?
İstasyona nasıl gidebilirim?
O, gerçeği bilemeyecek kadar çok gençtir.
Tom biliyor mu?
Nasılsın, Tom?
O çok geç değil.
Tom'dan nefret ettiğini sanıyordum.
Bir B planına ihtiyacımız var mı?
Sır saklayabilir misin?
Eve giderim.
Hangi odada kalmak istersiniz?
Uzun bir süre önce bana söylemeliydin.
Erkek arkadaşım ağlıyordu.
Onun adı Lucifera.
Onunla ne yapacaksın?
Ne görmemi istiyorsun?
Annem gözlüksüz okuyamaz.
Baban kaç yaşında?
O binaya girme.
Biriyle birlikte misin?
6:00'da buraya gelecek.
Böyle uzun bir süre sana yazmadığım için üzgünüm.
Söylemek istediğin bir şeyin var mı?
Onları partiye davet ettim.
Bir süredir yemek yemedim.
O, Japoncayı iyi konuştu.
Tom Mary'nin onun çocuğuyla oynamasını istemiyordu.
Tom asansöre bindi.
Sana yalan söylemedim.
Sorun nedir?
Macarlar bizim sahip olduğumuzdan daha fazla cümleye sahip olacaklar.
Tom onu görmek istiyordu.
Ona büyükannesinin adı verildi.
O elma büyük.
Bu cümleyi seviyorum.
Ben bu kadınları tanıyorum.
Kocası Almanya'da çalışmış mıydı yoksa okumuş muydu?
Şimdi çalışmalıyım ama Tatoeba'da kalmayı tercih ediyorum.
Tom evde tek başınaydı.
Geçmişi bilmem ama, şimdi faksımız ve elektronik postalarımız var.
Bunlar güzel.
Anahtarlarımı bulamadım.
Tom, Mary'den hiç hoşlanmadı.
Artık sorunların olmayacak.
Beyzbolu çok sevmez.
Bütün gece araba sürmeyi gerçekten istiyor musun?
Hiçbiri bilmeyecektir.
Tom'la konuşmuyorum.
Her zaman doğruyu söyle.
Seni gelmen için arıyorum.
Tom'un Avustralya'da akrabaları olduğunu biliyor muydun?
O, trenle mi yoksa otobüsle mi geliyor?
O kısa sürede iyileşecek.
Dün seyrettiğimiz filmi beğendin mi?
Bana acıyın!
O her zaman altıda kalkar.
Tom daha fazla bekleyemeyeceğini söylüyor.
O çok küçük mü?
Bugün hiçbir şey yapmayacağız.
Lisede Fransızca öğrenmek zorunda kaldım.
O onu yapmayacak.
Onu ondan öğrendim.
Tom itiraf etti mi?
O bir melek!
Limonlu bir çay, lütfen.
İspanya turistik bir ülkedir.
Ne yapacağım?
Onlar Berlin'deydi.
İstasyona gidiyorum.
Tom burada çalışmak istemiyor.
Görebiliyor musun?
O, neredeyse benim kadar uzundur.
Ne büyük bir köpek!
Onlar asla yalnız değildi.
Araba kullanmaktan hoşlanmıyorum.
Tom hepimizle konuşmak istiyor.
Ben kitap okumayı severim.
Bu her gün yapmam gereken işlerden biri.
Bu kurallara aykırıdır.
Onlar onu bilmeyebilirler.
Ondan sonra ne yapacağımı bilmiyordum.
Tom banyoda.
Sadece ona nasıl hissettiğini söyle.
Ailene söyledin mi?
O Fransız.
Bu benim çantam değil.
Yarın seni görmek istiyorum.
Sizin için geldim.
Okula otobüsle giderim.
Gelemedi çünkü hastaydı.
Aynı yaştayız.
Tom, Mary'nin arkadaşlarını kıskanıyor.
Asla bunu yapmadım.
Bu bir ölüm kalım meselesidir.
Hangileri Taro'nunki?
Okulda öğlen yemeği veriyorlar mı?
Bir köpeğinin olduğunu bilmiyordum.
Hediye için teşekkür ederim.
Jack ve Bill çok iyi arkadaşlardı.
Mary'nin dün satın aldığı neydi?
İngilizce öğretmeni olmak isterdim.
Benim kameramı gördünüz mü?
Matematikte iyi değilim.
Kazada bütün yolcular öldü.
Ben gitmeden önce bir fincan daha çay istiyorum.
Tom çok ilginç.
Diğer şirketler de tekliflerini sunacaklar.
O tam olarak ne anlama geliyor?
Tom yemek yemeye başladı.
Tom bana niçin gidemediğimi sordu.
Arkadaşım için bir hediye seçmek istiyorum.
Osaka istasyonuna nasıl gideceğimi bana söyler misiniz?
Tom ve Mary ekim ayında evlenmeye karar verdiler.
Neden Boston'a gitmek istiyorsun?
Ben güzelim.
Bunun zor olduğunu biliyorum.
Bir gün kaldı.
O, kutuyu açamadı.
O o zaman 19 yaşındaydı.
Tom aptal bir adam.
Yüzmeye gitmek üzereyiz.
Babam Pazar sabahı golf oynadı.
Onlar dün sınıfta değildi.
Tom sana Mary'den bahsetmek istiyor.
Babam beş yıl önce öldü.
Tom o kadar uzakta değil.
Ben bir duş alıyorum.
Görmek istediğim her şeyi gördüm.
Gazetelere göre adam sonunda itiraf etti.
Bu benim kitabım.
İlk öpücüğümün daha romantik olacağını hayal ettim.
Annem benim için güzel bir bebek aldı.
O aç görünüyor.
Fransızca çalışıyoruz.
Tom onu nasıl anlayamaz?
Bill benim en iyi arkadaşım.
Yapabileceğimiz herhangi bir şey var mı?
Hayvanlar bizim arkadaşlarımızdır.
Bu film bence çok ilginç.
Bu cümleyi Tatoeba'ya ekliyorum ve kimse beni durduramaz!
Bay Johnson'ın ilk adı nedir?
Bu çok kötü.
O senin annen mi?
O çok zor.
Yeni plan hakkında onunla konuşmalıyım.
Tom öfkeli görünüyordu.
Senin favori şarkıcın Whitney Houston, değil mi?
O, çok korkmuş görünüyor.
Tom'u TV'de birçok kez gördüm.
Tom hâlâ hayatta.
Tom gitar çalardı.
Onun kim olduğunu merak ediyorum.
Tom çok endişeli.
Çikolata sevmem.
Benim kim olduğumu bilir.
Tatilim başlamak üzere.
Burada mı kalacaksın yoksa gidecek misin?
Onun öğütlerine kulak asmadı.
Annem iyi piyano çalar.
Ben onun adını bilmiyorum.
Tom'un bunu hatırlaması gerekiyor.
Giysiler hakkında Aki'yle biraz konuştum.
Tom'un niyeti Mary'yi kızdırmak değildi.
Amerika Birleşik Devletleri'ne gitmeden önce hiç İngilizce eğitimi almamıştı.
Tom hasta olduğunu söyledi, bu bir yalandı.
Mary bir garson.
Küçük kız ağlamaktan başka bir şey yapmadı.
Bazen geleceği düşünüyorum ve nefes almayı unutuyorum.
Vardığımızda,onlar henüz çıkmışlardı.
Fransızca çok ilginç bir dildir.
Başka yolu yok mu?
Sen de mi gidiyorsun?
Araba kullanırken mesajlaşma.
Canım yemek pişirmek istemedi.
Herkesin bir hobiye ihtiyacı var.
Öğrenmek için buradayım.
Bir sürü insan oradaydı.
Tokyo'dan Avrupa'ya ayrıldı.
Ben bir erkek çocuğuyum.
Onlar çok eski.
Ben çok yorgunum.
Ebeveynlerimin evine gelmek ister misin?
Arabayı satın alacak mısınız?
Zor bir çocukluğu vardı.
Bugün çok soğuk değil.
Havaalanına kadar arabayla gideceğim.
Supermarket saat onda açılır.
Erkek kardeşlerin her birinin bir arabası var.
Bu kuş uçabilir.
Tom'u öldürmek istiyorum.
Tom henüz burada değil.
Onlar yorgun değil.
Çin'e iki yıl önce gittim.
Bana ekmek ve süt verdi.
Tom inandığı şeyler için savaşırken öldü.
Neden bu dili öğrenmek istiyorsunuz?
Onlar yeni mi?
O, elma suyu içiyor.
Barselona'ya gittik.
Thomas'a babasının adı verildi.
Anahtarları bana ver.
Orada onu gördünüz mü?
Anahtarlara ihtiyacım var.
Tüm hafta sonunu kütüphanede çalışarak geçirdim.
Bir şey mi kaybettiniz hanımefendi?
Mike iyi beyzbol oynayamaz.
Bir gün sana onun hakkında her şeyi anlatacağım.
Onu tanıyor musunuz?
Kediler dokuz canlıdır.
Annesi geçen perşembeden beri hasta.
Beni sevdin mi?
Beni Tom'la yalnız bırakma.
Yarın hava iyi olursa, pikniğe gideriz.
O bana bakıyordu.
Sen, şiir için doğdun.
Neden beni öldürmek istiyorsunuz?
Garip davranıyor.
Köyün elektriği yok.
Tom konuşmaya devam etti.
Tom Mary'nin söylediği herhangi bir şeye inanamayacağını söylüyor.
Benim için biraz çok hızlı konuşuyorsun. Biraz daha yavaş konuşur musun?
Sen çok hevesli görünüyorsun.
O bir prenses olmayı hayal ediyordu.
İnternet'e ihtiyacım var.
Tom'un annesine benzediğini düşünüyor musun?
Gülümsedi ve küçük hediyemi kabul etti.
Hangisini alacağımıza karar vermek bizim için zor.
Onlar hâlâ hayatta.
Sen bizim yeni komşumuzsun.
Tom öldü mü?
Adımın Tom olduğunu size kim söyledi?
Neden kızgınsın?
Newyork'un nüfusu nedir?
Ben hiçbir şeyi unutmam.
Onun kadar hızlı yüzebilir misin?
Elma sevmez misin?
Onlar Pazar sabahı kiliseye giderler.
Ben kitabı okumayı bitirdim.
Bu benimki ve bu seninki.
Onlar Tom'u korumak için buradalar.
Ne içeceksiniz?
Bu kamerayı nasıl kullanacağını biliyor musun?
Yağmur yağmasına rağmen, o golf oynayacak.
Siz arkadaşlar gitmek zorundasınız.
Tom korkmuyormuş gibi yaptı.
Senin için zor olmalı.
O ölmek üzere.
Ona yardım etmek için kimse gelmedi.
Üvey annenin ismi ne?
Beni öldürme.
Tom ve Mary hâlâ ofislerindeler. İkisi de bugün geç vakte kadar çalışmayı planlıyorlar.
Bana şaka yapıyorsun, değil mi?
Tom gece okuluna gidiyor.
Telefonla konuşuyor.
Ali ata bak!
Kadın olmadığım için mutluyum.
Yaşlı adam tüm hayatı boyunca burada yaşadı.
Beni bile tanımıyorsun.
Mary Tom'un annesi mi?
Ne yapıyorum?
Ben İtalyanım.
Allah büyüktür!
O gerçekten üzgün değil; o sadece rol yapıyor.
Favori kitap türün nedir?
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.
Sağı solu yıkmadan buradan çıkmaya çalışacağım.
Adam ekmek yiyor.
Tom'dan dersler alıyorum.
ABD büyük bir ülkedir.
Biz birbirimizle bir partide tanıştık.
Ben yeni bir fotoğraf makinesi satın almayı düşünüyordum
Neredeyse tüm erkek çocukları beyzbol oynayabilir.
Onu kim hatırlıyor?
Beyzbol oynarım.
Tom balık tutmak için nereye gitti?
Fiziğe Fransız kaldım.
Bana istasyona nasıl gidileceğini gösterecek kadar kibardı.
Konser nasıldı?
Okuldan eve dönerken iki ekmek aldım.
Hyogo'da yaşıyorum.
Yumurtanın sarısından hoşlanırım.
Ne zaman birbirimizi göreceğiz?
Kyoto'da ziyaret edilecek bir sürü yer var.
Onu satın almak istiyorum.
Ne kadara mal olacak?
Yeni bir araba istiyorum.
Sana başka bir şey göstermek istiyorum.
Kırmızı şarabı beyaza tercih ederim.
İki defa aynı hatayı yaptı.
O Kar Beyazı kadar güzeldir.
Öğreneceğiniz çok şey var.
Peki sizin herhangi bir sorunuz var mı?
Tom ve John kardeştir.
Ben hazırım, ya siz?
O Japon.
Gerçekten bilmiyorum.
İyi akşamlar, nasılsın?
Bu en iyisi.
O, şimdiki moda hakkında çok şey bilir.
Ailem benim için her zaman orada.
Ailemize ne olduğunu düşünüyorsun?
Hiç kimse onu istemiyor.
Ben bir öğrenciydim.
O bir kedi değil, o bir köpek.
Tom onu kolayca yaptı.
Bu araba siyah.
Her cumartesi okuldan sonra tenis oynadık.
Ben tuvaleti kullanabilir miyim?
Ümit yok.
Onun kim olduğunu biliyor musunuz?
Tom sessizce yemek yedi.
Onlar aynı yaştalar.
Orada mıydın?
Keşke bir konser bileti alsaydım.
İnsanlar benden öğrenir.
Bir dakika önce süt içiyordum.
Sorun benim ona söyleyecek bir şeyim olmamasıydı.
Bunun doğru olup olmadığını bilmek istiyorum.
Dün ilk kez bir ata bindim.
San Fransisko resimlerim var.
Bir şey biliyorsun.
Bir iş bulmam gerekiyor.
Bu benim hayatım mı?
Ben onların resimlerini seviyorum.
Dün vardım.
Gürültüden uzaklaşmak istiyorum.
Mutlu yıllar!
Hiç Japon yemeği yedin mi?
Onun birçok arkadaşı var.
Yağmur bir hafta sürdü.
Hayatını kazanmak için çok çalışıyor.
Bu gerçek aşk değil.
Çalışmaya devam etmek zorundayız.
Beni gerçekten sevip sevmediğini merak ediyorum.
Onları gördük.
O yakında burada olacak.
Dün onlar hayvanat bahçesine otobüs ile gitti.
Biraz bekleyin, lütfen.
Lütfen bunu bir daha yapma.
Anahtarlarımı masanın üstüne bıraktım. Onları bana getirir misin?
Tom, Mary ile öğle yemeği yedi.
O bizi görmeyi sever.
Sen onu gördün.
Sana önemli bir şey söylemek istiyorum.
İçeri girmeme izin ver.
O senin eşin mi?
Onlar kimin?
Bu bir kitaptır.
Tom hava kararmadan eve varabildi.
Bunu sevmiyorum.
Ne kadar büyük bir köpek!
Seni uyandırdım.
Eve geldiğimde Tom çalışıyordu.
Mary, Tom'un biyolojik annesidir.
Kız çay içiyor.
Almanya'dan ne zaman döndün?
Tom gülümsedi ve hoşça kal dedi.
Sizi görmeyi umuyorum.
Onu göremiyorum.
Burada bira yok.
Aç insanın en kıymetli malı yiyecektir.
Jack Fransızca konuşabilir.
Patronumun planımı kabul edeceğini umuyorum.
Bir şey söylemedi.
Kedi kahverengi.
Tom genç olduğu zaman hakkında çok konuşmaz.
Şimdi koşuyorlar.
Başka bir yerdeydim.
Tom Mary'ye Ekimde Boston'a gideceğini söyledi.
Belki hatalıydım.
Ben bir dedektifim.
Roma'nın yakınında bir şehirde çalışıyorum.
Tom'a güvenebilir miyiz?
Buraya gel ve otur.
Ken'in bir gitarı var.
Böyle güzel bir kız hiç görmedim.
Tom bilmeliydi.
Geçen gece büyük bir deprem oldu.
Tren zamanında istasyondan ayrıldı.
Ona telefon ettim fakat orada değildi.
Seni tekrar rahatsız etmeyeceğim.
Kıskanç değildim.
Hem İngilizce hem de Fransızca konuşur.
Tom Mary'ye doğum günü için bir pasta yaptı.
Onlar şarkıcıdır.
Tom'un Mary'ye para vermeye hiç niyeti yoktu.
Burada ne yapıyorsun?
Tom bir bisikletçiydi.
Bu sizin için bir hediye.
Onlar gençken evlendiler.
O bir kedi mi?
Akşam yemeği için en sevdiğiniz şey nedir?
Bu kadar çok sucuk için yeterince ekmek yok.
Aşağıdayız.
Tom teleskoptan bakmak istedi.
Kitabı alabilirsin.
O, gelmek için söz verdi, ve gelmedi.
Doraemon çoğunlukla gülümser.
O onu seviyordu.
Şemsiyeni unutma.
Anneme söyleyeceğim!
İkisinden biri gitmek zorunda.
Onun arkadaşı bir şarkıcıdır.
O Cardiff'te yaşar.
Olivia ve Emma arkadaşlar.
O, evime yakın yaşıyor.
Mutlu olduklarına şüphe yok.
Tom Mary'ye 2.30'dan önce ayrılmak zorunda olduğunu söyledi.
Bunun doğru olduğundan emin değilim.
Hikâye güzel bitti.
Tom bize yardım edecek, değil mi?
Onlar bir evde yaşar.
Bu saat,dün kaybettiğim saatle aynı.
Tom'a sormadım.
BK, Birleşik Krallık'ın kısaltmasıdır.
Tatlı yemeyi severim.
Bir telefonun var.
Şimdi annen evde mi?
Birçok kişi aynı hatayı yaptılar.
Biz gideceğiz ama sensiz.
Biraz çay iç.
Bir yumurta gibi görünüyor.
Ben dışarı çıkma ve evde kalma konusundaki düşüncemi değiştirdim.
Ben artık ona güvenmiyorum.
Bütün arkadaşlarım Fransızca konuşurlar.
Uykun var mı?
Sizinle kalıyorum.
Biraz daha istiyorum.
Tom onu görmek istiyordu.
Onu arayamazsın.
"Gitar çalabiliyor musun?" "Evet, çalabiliyorum."
Babam yemek yemedi.
Tom'a biraz yer açalım.
O gelecek.
O bu şehirdeki en büyük oteldir.
O sadece bir çocuk.
O gitmek istiyor.
Tom yarın Boston'a gidiyor.
Oradaki şu adam kim?
Onun öldüğünü duydum.
Kapıyı kapatacağım.
O Fransalı.
Ken bir beyzbol oyuncusu olmak istiyor.
Ben mutluyum.
Bu test önemli.
Denememek başarısız olmaktır.
Eski şarkılar çok, çok daha iyiydi.
Tom'la konuşabilirim.
Senin planın benimkinden daha iyi görünüyor.
Büyüdüğümde, bir İngilizce öğretmeni olmak istiyorum.
Adam bir araba kazasında öldü.
Sen benim için endişelenme.
Yarın sabah ayrılalım.
Karım için bir çanta arıyorum.
O bana şarkı söyletti.
Betty güzel bir kızdır, değil mi?
Vergi kaçırmakla suçlandı.
Tom'un uyumasına izin ver.
Soğuk bir Aralık gecesinde öldü.
Tom'un canı golf oynamak istemiyordu.
Tom oraya gitmedi.
Sen de gelebilirsin.
Bunu Tom'a yapamazsınız.
Şifreyi bilmiyorum.
Ülkemin bana ihtiyacı var.
Altıda yeriz.
O sık sık bir metro kullanır.
Kedisi öldüğünden beri mutsuz.
Şunu yapayım.
Bir kitap al ve oku!
Mike ve Ken arkadaştır.
Ben her zaman Tom'un aptal olduğunu biliyordum.
Tom benim arkadaşım.
Şimdi aptal hissetmiyor musun?
Tom bir doktor oldu.
Motor çalışmıyor.
Tom şanslı hissetti.
Seni her zaman çok sevdim.
Benden sonra gitti.
Bu kadar iyi yemek pişirebildiğini bilmiyordum, Tom.
Benimle gurur duyuyor musun?
Onu şimdi yapmalıyım.
Tom, hikâyenin doğru olmadığını biliyordu.
Çöpü dışarıya götür.
Tom Mary'nin öğle yemeğinden önce gelmesini umuyor.
Bu çiçekler ölüyor.
Tom Mary'ye ne kadar parası olduğunu sordu.
Bana daha kolay bir şey sor.
Meg'in güzel bir yüzü var.
Sen bir doktor değilsin.
Tom Mary'de ne görüyor.
İkizler birbirinden ayırt edilemez.
Anahtarı kaybettiğim için kapıyı kırdım.
Bana adresini ve telefon numaranı ver.
Gidip Tom'la konuşmak istiyorum.
Okyanusta adalar var.
Tom senin patronun.
Ben bir daire aramakla meşgulüm.
Birkaç yıl İspanya'da yaşadılar.
Onun bütün söylediği doğrudur.
Dün tenis oynamadılar.
Bize sigara içilmeyen bölgede bir masa verebilirler mi?
Doktora gitmek istemediğine emin misin?
Tom Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti.
Sevgili Noel Baba: Noel için bir kız arkadaş istiyorum.
Dün İngilizce yazılmış bir mektup aldım.
O araba satar.
Ben bir Japon öğrencisiyim.
Biz onu kullanabiliriz.
İşleri burada kim çevirir?
Orada neye sahipsin?
Yarın Tom'la kahvaltı yapacağım.
Onu unutmayın.
Meşgul müsün?
İngilizce iyi bilen birisi bunu yazmalıydı.
Onu bana göster.
O bir Honda aldı.
Betty, kendi annesini öldürdü.
Neden unutmaya çalıştığım kızın ismini hatırlayamıyorum?
Bu senin istediğin mi, Tom?
Oğlun yedi yaşında.
Pencereyi açar mısın?
Seni ilk defa duydum.
O sigortasız.
O, dün öğleden sonra öldü.
Bu haber beni mutlu etti.
Bizimle birlikte gel.
Tom Mary'yi geri kazanmak istedi.
Ben biraz korkuyordum.
Şimdi ne yapacağız?
Sami kapı ziline basmak üzereydi.
Ziyaret ettiğim adam Bay Doi'ydi.
Sen delisin.
Ben geçen hafta Çince öğrenmeye başladım.
Onu hiç kimse tanımadı.
O, bana hoş bir kravat buldu.
O konuda söyleyecek herhangi bir şeyim yok.
Lütfen ölme!
Her zamanki gibi anahtarı masaya koydu.
Her zaman benim ona yardım etmemi bekler.
Tom'un beklemesini mi istiyorsun?
ık olmadım.
O gitar çalar.
Onun erkek arkadaşının adı nedir?
Bu şehirden nefret ediyorum.
O çok korkuyor görünüyor.
Tom ev ödevini bitirdi mi?
O benimle konuşmuyor.
Sizi uyardım.
O, benden iki yaş daha büyüktür.
Bir kez Avrupa'ya gittim.
Sanırım seni buralarda gördüm.
Biz okuldan sonra her zaman birçok şey hakkında konuştuk.
Hiç kimse bilmiyor.
Seattle'a gitmek istiyorum.
Seni daha sonra arayacağını söyledi.
Karım yok.
Gülümsemiyoruz.
Benimle kal.
Her şey için teşekkür ederim.
Erkekler çalışmalı.
Sana mutluluk getireceğim.
Bir mektup okuyorum.
Yerinde olsam bunu yapmazdım.
Onlar için mutluyum.
Hatalı olabilirim.
Tom ve Mary birbirlerine güvenmiyor.
Tren az önce gitti.
Tom arabasının anahtarlarını arıyor.
Onun hakkında konuşmuyorum.
Çocukların yalan söylemesinin ana nedeni azar işitmekten kaçınmaktır.
Sen bir üniversite öğrencisi misin?
Sizinle konuşabilir miyim?
Hangisi bizim arabamız?
Bu neden oldu?
Buraya yakın bir banka var mı?
İki saat boyunca seni bekledi.
Erkek kardeşin araba sürebilir mi?
Masadaki kitaba bak.
Giysilerini değiştir.
İyi bir zamanda geldim mi?
Neden yalan söylüyorsun?
Mektubumu alıp almadığını sordum.
Onlar söz verdi.
Bazı insanlar suşiyi elleriyle yerler.
O oğlan çok hızlı koşuyor.
Ben o tür bir hayat yaşayamam.
Böylece, tüm parasını kaybetti.
Gelecek yıl kaç yaşında olacaksın.
İnsanlar çalışmalı.
Bir köpek aldın mı?
Japonya'nın havası İngiltere'den daha sıcaktır.
Tom'un üç bin kitabı vardır.
Yabancılarla asla konuşma.
Yalnız olmamalısın.
2.dünya savaşı 70 milyon'dan fazla insanın hayatına maloldu.
O, çocuklardan hoşlanmıyordu.
Ben iyi bir anne değildim.
Tom'un ailesi Boston'da yaşıyor.
Ben bu bahar benim evime döndüm.
Bir çin vantilatörü satın aldı.
Saçım Jane'inki kadar uzundur.
Bir ofise ihtiyacım yok.
Düşmanımın düşmanı arkadaşımdır.
O gençken, kahveyi Japon çayına tercih ederdi.
Berlin'de miydiniz?
İlaca ihtiyacı var,ama istemiyor.
O Çinlidir.
Nasıl bilet alacağımı bilmiyorum.
Duş almam gerekiyor.
Bu dağda tilkilerin yaşadığını biliyor muydun?
Haber onu mutlu yaptı.
O her zaman meşgul.
Tom sık sık saat onda sarhoş olur.
Bu ne için?
Bir gül görüyorum.
Çin'de değilsin.
Tom ofise koştu.
Bir harita satın almak istiyorum.
Ben saklanmıyorum.
Seni seviyordum.
Bir şey oldu.
Ben bir öğrenci değilim.
Ana dilimiz Japonca'dır.
Seninle geliyorum.
Ne tercih edersin, çay mı yoksa kahve mi?
Birini bekliyorum.
Buraya yakın yaşıyorum.
Sabah kahvaltısını sekizde yedim.
Hiroko ile gölde yüzmeye gittim.
Biz dünyada yaşıyoruz.
O, beni bir yıldız yaptı.
Onu yedim.
Sami arabasını terkedilmiş bir arazide bıraktı.
O ne istiyor?
Tom her zaman seni sevdi.
O, ne kadar süre orada yaşadı?
Ne güzel bir kızsın!
Artık bana ihtiyacın yok.
İyimserler daha çok yaşar.
Bu bilgi savunma için önemsizdir.
Onun davranışı takdire değerdi.
Fransızca öğreniyorum.
Ne yapamazsın?
Yerinde olsam dikkatli olurdum.
Öğleye kadar dönmelisin.
O mektubu gönderme.
Fransızca konuşabilen üç arkadaşım var.
Bu bir masa.
Bu Tom'unki.
Bir iş başvurusu yapıyorum.
Komşu olacağız.
Magdalena'nın okulunda bir Türk öğrenci var. Onun adı Reşit.
Yağmur yağıyor mu?
Küçük kız ayakkabı giymeyi sevmez.
Bunu asla kimseye söylemeyeceğim.
Büyükbabasına benziyor.
Bunlar benim.
Bu çok erken.
Onu rahatsız etmeyin.
Memnunlar mı?
Sana yardım etmek için buradayım.
Ben sadece Tom'u sevmiyorum.
O, ona çok kızgındır.
Neredeyse işimizi bitirdik.
Lütfen yarın saat 6'da beni uyandır.
Bu siyah çanta senin mi?
Onları bana ver.
Dün okulda yoktum.
Tenis oynayan kızı tanıyorum.
Yakında hiç pansiyon var mı?
O ne kadar iyi?
Mary nerede?
Parayı eksiksiz bir şekilde teslim edeceğine söz verdi.
Neden sadece Tom'a gerçeği söylemedin?
Ona yardım etmek için kimse gelmedi.
Tom zengin ve ünlü olmak istiyor.
Hastanede olmalısın.
Tom'un posta kutusu kartpostallarla doludur.
Eve gitmeliyim.
12 yaşındayım.
Umarım beni anlıyorsundur.
Onu hâlâ sevdiğimi mi düşünüyorsun?
Bir saat önce gittiler.
Asla golf oynamadım.
Seni yıllardır tanıyorum.
Onunla konuşmadım.
Ne diyorsun?
Seni gerçekten özledik.
O bize inanmazdı.
Ben de hazırım.
Sana verdiğim numarayı ara.
Köprüde duran adamı tanıyor musunuz?
Fincanım nerede?
Hiçbir şey beni korkutmuyor.
Onlar her zamanki gibi geç kaldılar.
Burada hiçbir şey yok.
Tom yemek pişiriyor.
Sen en uzunsun.
Anne olmak hiç kolay bir iş olmadı.
Annem evde yok.
Kumi kulübü hakkında konuşmadı.
Çok yorgunken uyuyamıyorum.
Erken geldiğimi biliyorum.
Şehrimiz çok sayıda turist için yeterli altyapıya sahip değil.
Pazar günü beni görmeye gelirdi.
Belki aşk romanları okumayı durdurmam gerektiğini düşünüyorum.
Onlar beni bir tebessüm ile selamladılar.
Dün parkta hiç çocuk yoktu.
Tom şimdi orada.
O benim lisedeki en iyi arkadaşımdı.
En sevdiğin sayı hangisidir?
Az önce başladık.
Tom'un acele etmesi gerekiyordu.
O, dünyadaki en zengin adam.
Küçük kız kardeşi çok tatlı, değil mi?
Bir avukat istiyorum.
Nereden biliyorsun?
Limonun tadı ekşidir.
Burada dans edebilir miyim?
O, bir aktris ile evlendi.
Maria odasında çalışıyor.
O, benim onu 6:00 da uyandırmamı rica etti.
Ben artık pizzayı sevmiyorum.
Bu sokak sizi şehrin merkezine çıkaracak.
Tom geldi mi?
Ben Susan Greene.
Şimdi benimle konuşmalısın.
Japonya Asya'dadır.
Oda boş.
John Mary'ye öğleden sonra alışverişe gitmek isteyip istemediğini sordu.
O benim kız kardeşim ile evlendi.
Hangisini daha çok seversin, bisiklet sürmeyi mi yoksa koşmayı mı?
O kadar erken kalkamayacaklar.
Cetvel kısadır.
Gökyüzü neden mavidir?
Seni benim sevdiğim gibi hiç kimse sevmeyecek.
Vallahi bir daha oraya gitmeyeceğim.
Yeni bir fotoğraf makinesi almak istiyorum.
Tom'u aradım.
Oradaki yazarın ne demek istediğini anlamıyorum.
Tom korkmuyor.
Babası geçen hafta öldü.
Tom bana sizin hakkınızda çok şey anlattı.